Anasayfa » Ortadoğu’dan Çıkış – 1

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Ortadoğu’dan Çıkış – 1

  • Pedofili salt cinsellik perspektifinde ele alınırsa pek bir işe yaramaz, genel bakış açısıyla işlenirse bu sefer kimse paçayı kurtaramaz. Kurban mitolojisinde -ölümü temsil etmek bebek peygambere düşecek değil ya- ölümü simgeleyen ihtiyar peygamberin tanrısına karşı sözünün eri görünmek amacıyla (kendi çıkarı için) hayatı simgeleyen bebek peygamberi kurban etmeye kalkışmasıdır; ölümün yaşamı kurban etmesidir. Tanrı her ne kadar yaşam kaynağını simgeleyen bir koyun gönderdiyse de o günden bugüne mesajın erginleştirici bir etki yarattığı söylenemez. Pedofilinin tanımı genişletildiğinde peygamberlerin godfatırı İbrahim’in yeltendiği gibi çocukları öldürerek veya başka biçimlerde kendi çıkarlarına araç yapma anlayışına çıkar.

Yerelde pedofiliye en temiz örnek varlığını Türk varlığına armağan etsin diye bi lokma çocukları en etkili aptallaştırıcı etkinliklerden biri olan yanaşık düzende bağırtmaktır. Zaten pedofilin cinsel suçlar kapsamında yaptığı da çocuğu kendine armağan almaktır. Türk varlığı burada bittabi devlete çökenlerdir. En ufak bir savunma mekanizması olmayan çocukların beynini bağırtarak veya duygusal sömürüyle ve daha başka pek çok iblislikle yıkamak, iktidarı ele geçiren azgın ihtiyarların her türlü çıkarlarına araç yapabilmek için çocukları ve gençleri kendine hediye alma sapkınlığıdır. Sosyal entropinin tek nedeni yegâne amaç olan çocuğun bir araç görülmesi ve eğitim öğretim adı altında evcilleştirilirken özyapısının tahrip edilmesidir.

Çöküşün nedeni tek kelimeyle pedofilidir.

  • Mesele Türkiye ile sınırlı değil tabii ama insan sadece içinde doğup büyüdüğü ülke hakkında içeriden ve dolayısıyla en kuvvetli konuşabilir. Tükürdüğünü yalama dışkıladığını yeme derecesinde lağım faresinden bile kursaksız ve küçücük deliklerden geçebilme derecesinde ahtapottan bile omurgasız olmak özellikle de bugünün Türkiye’sinde başarı için temel gereklilik ya, yenilgi bu zaten, en ufak bir medeniyet umudu olmaksızın dünyanın en aşağı toplumlarından biri olmaya mahkûm olmak. Sayın Erdoğan için ayrıca laf etmeye lüzum yok, adam virtüöz. Amma velakin dünyanın bütün kıç yarıklarına sığabilse de bütün pisliklerini yalayıp yutsa da masif salak olduktan sonra hiçbir erkeğin orospusu becerisi hiçbir işe yaramıyor. Malkom X’in tabiriyle evdeki zenci olabilmek için o kadar çok Sünni kıçı yalamak zorunda kalmıştır ki Sayın Kılıçdaroğlu, özyapısının kokuşmaması mümkün değil. Muhalefette olduğu hâlde seçmenlerine karşı yaptığı pislikler yenilir yutulur değilken seçildiğinde -eğer seçilirse- cicim aylarının bitimiyle öyle pisleşecek öyle bir Erdoğanlaşacak ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendi bile kendine şaşıracak.

Şimdiden sevindirik olmuş muhalefetteki karaktersizler ile etekleri tutuşan iktidardaki karaktersizler arasındaki tek belirleyici fark, paranın efendisi dış mihrakların sadece muhalefetteki karaktersizlere teveccüh göstermesi. Çaldıkça yoksunluk krizi daha da şiddetlenip daha çok çalarak halkın sınırsız kredisini görülmemiş bir hızla tüketen karaktersizler gidecek ve pişmiş kelle gibi malı götürenlere özgü sırıtmaktan kendini alamayan karaktersizler gelecek.

Temelinde sağcılarla solcuların sahte kardeş kavgasını darbeye bahane yapıp Kürtlerle gerçek kardeş kavgası başlatma hainliği olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin faşist uygulamaları sonucunda karaktersizliğe tapan ve karaktersizlere itibar eden pislik bağımlısı karaktersiz bir millet yaratıldı. Politikacısı bürokratı iş dünyası medyasıyla ve sair karaktersizlerin hüküm sürdüğü bir sistemde herhangi bir felaketle karşı karşıya kalanlar açısından hızlıca ölmek tek optimum kader planı görünüyor. Üç beş bi şey bi sakal kapma beklentisiyle kendini her türlü kullandırtan medyacı karaktersizlerin iyimserliğine kanıp bardağın dolu tarafı diyorsan, bardak yok, bardağı da iç etti karaktersizler. Yakaladığı böceklerin içini soğurup geriye kabuktan başka bir şey bırakmayan örümcek gibi İktidara çöken karaktersizler, ön planda Türkiye’nin imajı diye diye arka planda ülkenin potansiyelini emip bir kabuktan başka bir şey bırakmayarak Türkiye’yi hiçleştirdiler.

En büyüğünden en küçüğüne hiçbir başarısızlıkta tek bir istifanın bile yaşanmadığı Türkiye’nin batak koşullarından rahatça gözlenebileceği gibi bir omurgasız için bir makama bir rütbeye yapışmak dışında kendini adamdan saydırabileceği başka hiçbir seçenek yoktur. Devletçilikte kişilik barınamaz, gelişemez; kuvvet merkezleri hep döner dolaşır ilkeli insanlara oranla sınırsız avantaja sahip olan omurgasızlara kalır. Ve kişiliği olmayan bir ülkenin medeniyet şansı da olamaz.

Ahlak kavramı ve ona bağlı ne kadar üretken tanımlama varsa hepsi gelip kişilik kavramında toplanıyor, kişilik olmadıktan sonra hiçbir olumlu kavram bir değer arz etmiyor.

  • İki ayak üstüne doğrulmak dört ayak üstünde durmaya oranla muazzam bir görüş farkı sağlar. Sorunsala kendi derdinmiş gibi yaklaşmak, dört ayak üstündeki bir canlının dar bir görüşle sınırlanmasına benzer biçimde düşünceyi darlığa hapsedip boğuyor.

Kozmos hücresel bir yapıya benzetilirse düşünebilen her tikel yapı kozmosun aklı değil ama bir akıl hücresi yerine geçebilir. Benmerkezcilik yanılsamasına neden olan duygusallığın etkisini azaltabilmek için sorunsalı kozmosun derdi olarak anlamaya çalışmak ve sonra kozmosun akıl sahibi bir bileşeni olarak kendi derdini sorgulamak, dünyanın en salağı hissiyle ciddi motivasyon sorununa neden olsa da düşüncede darlığı aşabilmek için gerekli görünüyor.

Eldeki verilere bakılırsa kozmik işleyişin amacı kendi tanrı taneciklerini geliştirmek gibi görünürken evrimsel ataklar da ihtiyaçlar hiyerarşisini hiçleştiren bir çekim gücüyle en sonu tanrı olma ihtiyacını dayatıyor. Tanrı olma ihtiyacının ilk evresi kendi kendinin tanrısı olabilmektir ve bunun için önce kendi düşünce zeminine sahip olman gerekir. Kendi düşünce zeminini geliştirmeden sadece ideolojilere inançlara doktrinlere tutunmaya çalışanlar işi putperestliğe vardırmaktan ve yenilmekten kurtulamadı.

Çocuk yetiştirmek demek kozmik işleyişin tanrı tanecikleri geliştirmesine araç olmak demektir. Bağımlılıktan kaynaklı mutluluk yanılsamasını ayrıştırmak kaydıyla tabii ki her anıyla tartışmasız mutlu çocukluk, çünkü tanrı tanecikleri geliştirmenin yöntemi oyun ve spor. Fizik kimya matematik edebiyat ve sair müfredat ne olacak diye düşünen varsa sayıları da şekilleri de formülleri de kelimeleri de vd çocuklarla ilgile olan eğitim öğretim faaliyetlerini çocuğun bildiği yegâne dil olan oyuna ve spora dönüştürmek gerekir. Örneğin yemek yemeyi gurmelik oyununa dönüştürebilirsen önüne konan her yemeğe şans vermesi gerektiği kandırmacasıyla çocuğun beslenmesindeki çeşitliliği arttırabilirsin.

  • Çocuk köpeğe benzer, tek farkla ki köpek hep köpek kalırken çocuk hep çocuk kalmadığı için üretken oyunlarla çok yönlü zenginleştirmek yerine çocuğun köpek gibi güdülmesinden dolayı yaş aldıkça köpekten de tekinsiz bozuk bir maymuna dönüşüyor.

Özellikle çocuklar tamamen akışkan bir özyapıya sahiptir, damak tadından özgüvenine mücadele azminden adalet anlayışına kadar baştan ayağa nasıl istersen öyle gelişmesini sağlayabilirsin. Dişini yöntemli fırçalarsan büyüdüğünde sen de süper kahraman olursun diye kandırmacalarla oyuna dönüştürüp çocuğa temizlik alışkanlıkları edindirmeyi başarırsan büyüdüğünde amma da karaktersiz yalancıymış benim anne baba demez, yaşlandıkça minneti de artar. Mecburiyetten olsa bile çocuğu oyunlardan mahrum edip işe koşarsan büyüdüğünde ebeveyni hakkında kötü düşünmese de arızalı büyümenin bedelini bir ömür eksik kalarak öder ve zararı olmasa bile potansiyelindeki faydayı topluma aktaramaz.

Kötü kalpli devletçiliğin hâkim olduğu faşist sisteme uyum sağlayan ihtiyarlar ve faşizm ile uyumlu ihtiyarlara uyum sağlayan gençlerden oluştuğu için şimdiki pislik yığınına dönüşmüş popülasyon şimdi deneyimlediği gibi bundan sonra da şerefsizliğin diplerini test etmekten başka bir kadere sahip olamayacak.

  • Çocukların büyütülmesinde bir saniye bile kayıt dışı bir zaman olmamalıdır, uykusundan beslenmesine eğitim öğretiminden spor ve oyunlarına kadar her anının ebeveyn ve ilgili uzmanların iş birliğiyle yüksek kalite gözetilerek düzenlenmesi o kadar da büyük bir zorluk değil.

Hukuk kavramı ile sınırlamak dışında bir özgürlük tanımı yoktur. Çocukların yetişmesi yola benzetilirse her çeşitten zarar verici şeylerin metaforu olan yolun dışına yuvarlanmasına izin vermemek ve yine yolun dışından gelecek her tür saldırıyı engellemek için çocukların sınırlarını belirlemek dışında çocuklara yönelik hiçbir biçimde en ufak bir manipülasyon olmamalıdır. Çocukla iletişim için ayrıca eğitilmesi gereken anne baba dışında çocuğu can kulağıyla dinleyip anlayabilecek ve çocuğun anlayabileceği bir dille çocuğa üretken geri dönüş yapabilecek dişçisi doktoru psikoloğu rehberi öğretmenleri vs yeter sayıda insan gücü her bir çocuğun bütün sınıflamalarda tam donanımlı yetişebilmesi için gereklidir.

  • Bir insanın gerçek özel mülkiyeti hayatıdır. Çocuk yetiştirmek demek çocuğa hayatını bütün yönleriyle tanıtmak ve kendi fizyolojik ve psikolojik bütünlüğüyle birlikte hayatına sahip çıkmasını öğretmek demektir. Çocuğa ‘benim oyun saatim’ ‘benim spor antrenmanım’ ‘benim ders saatim’ ‘benim dişçi randevum’ ‘benim gezi programım’ vb diye kendisiyle ilgili etkinliklere sahip çıkması öğretilirse çocuğun gözünde ilgili yetişkinler tali konuma düşer ve kendi yaşamsal etkinliklerinin merkezine çocuk kendini oturtmuş olur. Yani çocuk kendisi ile ilgili olan şeylere sahip çıkabildiği durumda örneğin dişçiye çocuğu ebeveyni götürmez, çocuk kendi dişçi randevusuna giderken ebeveynini refakatçi olarak yanında götürür.

Her çocuğun bir ajandası olmalıdır ve doktor psikolog vb gibi periyodik randevularından dönemsel gezilerine spor antrenmanları ve oyunlardan ders saatlerine ve diğer günlük ve haftalık faaliyetlerine kadar o ajanda ilgili uzmanların danışmanlığında kafa kafaya vererek bizzat çocuk tarafından doldurulması sağlanmalıdır. İcabında anne baba sinemaya gitmek ya da piknik yapmak gibi etkinlikler için çocuktan ayrıca randevu alarak çocuğun inisiyatif kullanmasına olanak tanıyabilir. Çocuğa böylece o ajanda üstünden hayatını nasıl düzenleyip zamanını yüksek kalitede nasıl yönetebileceği öğretilerek bağımlılıklara savrulmadan gelişimini sağlıklı sürdürebilir.

  • Çocuk gelip de ilk sorusunu sorduğunda bu, yetişkin kafasıyla gerçekleri bilmek istediği anlamına gelmez. Çocuğun soru sormaya başlaması sadece insan yavrusuna özgü akılla oynanan yeni ve yüksek bir oyuna giriş yaptığını gösterir, ilk soru hayvanlar âleminden ayrışmanın ilk anıdır.

Çocuğun sorularına akıl yürütmenin önünü kesen kesin cevaplar vermek çocuğa ezberciliği dayatmaktır ve oyunbozanlıktır. Noktalı ve köşeli cevaplarla kesip atmak yerine lafı dolandırarak çocuğun sorularına saçma sapan olduğuna bakmaksızın gene kendisinin cevap bulması yönünde özendirmek beyinsel enerjisini yükseltmenin tek yoludur.

İlk soruyu sorduğu gün fiyakalı bir günlük hediye edilmelidir; akıl ettiği soruların altına kendince geliştirdiği cevapları çocuğun kendi kelimeleriyle ve çocukla birlikte tarihlerini de düşerek yazmak yaratıcılık motivasyonunu kuvvetlendirmesi yanında yaratıcılık macerasını da kayıt altına almış olur. Böylece harfleri ve sayıları öğrenme sürecine ihtiyaçtan dolayı kendiliğinden giriş yapmış olur. Özellikle uykudan önce anne babanın çocukla bir sohbet muhabbet ortamı kurması, çocuk için düşünebildiklerinden aklında kalanları sınayabilmesine olanak tanıyarak uykudan önceyi en kaliteli zaman dilimine dönüştürebilir.

Her çocuğun bir banka kasası olmalı, ileride teslim etmek üzere çocukla ilgili her şey tarih sırasına göre o kasada biriktirilmelidir.

  • Faşizm yüzünden gerçek siyaset terörizmle eşitlendiği için şimdi ülke siyasetsizlik yüzünden sorunlar batağında dibe doğru sürükleniyor. Siyasetsizlik demek hayvani bir kadere mahkûm olmak demektir.

Çocukların ihtiyaçlarını birebir bilebilecek hafıza gücüne ve veri işleme yetkinliğine sahip bir yetişkin bile yok, birincisi ve ikincisi, on yıl önceki çocuklar ile bugünün çocukları ve on sene sonraki çocukların ihtiyaçları aynı olmaz. Çocukların ihtiyaçlarını anlayabilmenin koşulu en yüksek ve en üretken iletişim yöntemi olarak siyaset yapıp doğrudan doğruya haklarını savunabilmeleriyle mümkün olabilir. Dolayısıyla çocuklara hak arama yolları açıp siyaset yapmaları sağlanmalıdır. Bir taraftan bazı hakları mahsustan kısıtlayıp diğer taraftan kışkırtarak çocuklar için organize olmaya ve yol yöntem geliştirmeye zemin hazırlanabilir.

Siyaset yapabilmek için gerekli olan konuşma ve yazma, bu ikisi derslerin anası temel ders olmalıdır. Anaokuluna başlamasıyla konuşma dersleri de başlamalı ve ilkokula başlamasıyla yazma dersi de eklenmelidir. Konuşma dersi psikolojik yapısının sağlıklı gelişimini sağlarken yazma dersi olayları ve nesneleri okuyabilme yetkinliği kazandıracaktır.

  • Devrimci istikamet arayışına yukarıdaki gibi daha pek çok başlık açılabilir pek çok önerme sunulabilir ama ne kadar doğru olsa da tek başına bir anlam ifade etmez, çünkü öğrenmenin esası taklit etmektir, kültürel evrimin işleyişi gelen jenerasyonun giden jenerasyonu kopyalaması şeklindedir.

Yeni nesillerin daha kuvvetli olabilmesi için mevcut jenerasyonun zayıflıklarını hiçbir biçimde şahit olamayacakları ve taklit edemeyecekleri bir Berlin Duvarı ile izole eden bir karantina düzeni kurmak öncelikli ve en zorlu meseledir.

 

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla