Anasayfa » Merkezi Olmayan Finans’tan (DeFi) Alınan Dersler

Bu gönderiyi paylaş

Çevirilerden Seçmeler / Genel

Merkezi Olmayan Finans’tan (DeFi) Alınan Dersler

Özet

Küresel ölçekte bir blockchain ve Dağıtılmış Defter Teknolojisi (DLT), mevcut merkezi finansal hizmetleri dönüştürmek için kullanılır. Merkezi ve merkeziyetsiz finansal hizmetler arasında öne sürülen ayrım, her iki hizmette de ayrımcılığa yol açabilir. Bu teknik incelemede DeFi’nin özelliklerini analiz ediyoruz ve hem merkezi hem de merkezi olmayan finansal hizmetler için öğrenilen derslerin ne olduğunu gösteriyoruz. Analizlerimize ve öğrendiğimiz derslere dayanarak ,her iki dünya için de en iyisine, merkezi ve merkeziyetsiz finansal sistemler işbirliği yaparlarsa ulaşılacağı sonucuna vardık.

DeFi ,geleneksel finansal ürünlerin, aracı olmadan akıllı sözleşmelerle çalışan ürünlere dönüştürülmesi olarak tanımlanabilir. Prensip olarak, merkeziyetleştirilmiş mevcut herhangi bir finansal hizmet benzer bir merkezi olmayan finansal hizmete aktarılabilir. Geleneksel finansman ile DeFi arasında bir ayrılık var gibi görünüyor. Buna karşılık geleneksel finansmanın merkezi olduğu kabul edilir çünkü bir aracı bir defteri yönetir, finansal hizmetleri aracı olmadan çalıştığı için DeFi’nin merkezi olmadığı kabul edilir. Bu bariz ayrılık gri literatürdeki popüler manşetlerle daha da güçleniyor ,örneğin; DeFi geleneksel bankacılığın yerini alabilir önermesi. Bu teknik incelemede ,eğer varsa, merkezi ve merkezi olmayan finansal hizmetler arasındaki ayrılığı analiz ediyoruz.

Literatürde DeFi’nin ne olduğuna dair bir paradigma veya bir finansal model gibi birden fazla görüş ve birden fazla DeFi tanımı bulunabilir.

Bir paradigma olarak DeFi. Örnek olarak bir paradigma düşünülebilir .Merkezi finans, bir defteri yöneten merkezi bir tarafla karakterize edilen finansal sistemin paradigmasıdır.DeFi, birden fazla tarafın bir defteri yönettiği merkeziyetsizlikle karakterize edilen bir finansal sistemin paradigmasıdır.

Finansal bir model olarak DeFi. DeFi ,finansal hizmetlerin mevcut olduğu finansal bir modeldir. Brown ve Oates , örneğin, fakirlere yardım etmede farklı hükümet düzeylerinin tasarımlarını araştırıyorlar.Yoksullara yardım etmede merkezi yaklaşımın yanı sıra merkeziyetsiz (‘Merkezi olmayan finans ve yönetim ’) yaklaşımı da tartışıyorlar.

Bir DeFi tanımı. DeFi’de birçok tanım vardır. Örneğin Meegan , DeFi’yi “ geleneksel finansal ürünlerin , bir aracı olmadan blok zincirde akıllı sözleşmelerle çalışan ürünlere dönüşümü ‘’olarak tanımlar. Başka bir tanım da DeFi ‘nin ‘’bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamak için akıllı sözlesmelere dayalı dağıtılmış defter tabanlı hesaplardan yararlanan eşler arası finansal sistem’ olduğunu savunan Gudgeon ve yine bunu savunan diğerlerinden . Her iki tanım da şunları içerir:DeFi’nin önemli bir bileşeni olarak akıllı sözleşmeler. Ancak, Meegan , geleneksel finansal ürünlerin dönüşüm süreci üzerine odaklanırken ,Gudgeon ve onunla aynı fikirde olan diğerleri hangi özelliklerin elde edildiğine odaklanırlar (bütünlük ve güvenlik).

Popescu, DeFi’yi ‘’ blok zincir (Blockchain) ve dağıtılmış defter teknolojisi (DLT) üzerine geliştirilen bir finansal uygulamalar ekosistemidir’’ olarak tanımlıyor. Popescu burada hem blok zincirini hem de dağıtılmış defter teknolojilerini içerir,Meegan ise sadece blok zinciri ele alır ve Gudgeon ve diğerleri de sadece dağıtılmış defter teknolojisini dikkate alır. Ancak Popescu’nun DeFi tanımı akıllı sözleşmeleri hariç tutar.

Yukarıda tartışılan tanımlar şunları içerir:

· DeFi nedir (ör. Bir finansal uygulamalar ekosistemi)

· DeFi’de hangi bileşenler kullanılıyor (ör. Akıllı sözleşmeler)

· Hangi özelliklerin elde edildiği (ör. Bütünlük, güvenlik)

· Bu özelliklere nasıl ulaşılır (bir blockchain aracılığıyla DLT’den yararlanma)

Açıkçası, şu anda DeFi’nin tanımı üzerinde bir fikir birliği yok.Biz bu soruları ayrıştırmayı ve “DeFi nedir?’’ sorusuna dayalı geniş bir tanım sağlamayı hedefliyoruz. Bu teknik incelemede aşağıdaki DeFi tanımını kullanıyoruz:

*DeFi, halka açık izinsiz bir blockchain üzerinde çalışan finansal hizmetlerdir.*

Şu anda, bu tür mali hizmetlerin çoğu şunlara dayanmaktadır:

Ø Parasal bankacılık hizmetlerinin çevrilmesi (örneğin, stabilcoin ihraç edilmesi)

Ø Eşler arası (veya havuzlanmış) ödünç verme ve ödünç alma platformları sağlamak

Ø Merkezi Olmayan Borsalar gibi gelişmiş finansal araçların etkinleştirilmesi (DEX), Tokenizasyon Platformları, Türevler ve Tahmin Piyasaları

DeFi özellikleri literatürde; vaatler, fırsatlar ve ilkeler olarak anılır. Literatür çalışmamıza dayanan aşağıdaki on DeFi özelliğini belirledik:

1) Birleştirilebilirlik

2) Esneklik

3) Merkeziyetsizlik

4) Ulaşılabilirlik

5) Yenilikçilik

6) Birlikte çalışabilirlik

7) Sınırsızlık

8) Şeffaflık

9) İş süreçlerinin otomasyonu

10) Kesinlik

3.1. Birleştirilebilirlik : Birleştirilebilirlik, tartışmasız, DeFi’nin tanımlayıcı bir özelliğidir. Gudgeon vd. birleştirilebilirliği “kripto varlıkların üzerine karmaşık, çok bileşenli bir finansal sistem kurma yeteneği” olarak tanımlar. DeFi’de birleştirilebilirlik için yaygın bir metafor; ‘para lego’sudur. Ana fikir topluluğun bireysel ilerlemeden faydalanmasıdır. Birleştirilebilirlik ,bir sistemin bileşenlerinin rahatlıkla bağlanabildiği bir sistemin özelliğidir. Burada Blockchain ,inşa edilebilecek finansal hizmetler üzerine bir temel sağlar. Yukarıdaki metaforu takiben, bir blok zinciri, ‘Lego’ bileşenlerinin bulunduğu bir bölme olarak düşünülebilir (diğer bir deyişle finansal hizmetler).

Birleştirilebilirliğin faydaları şunlardır:

– Silo ve merkezi ödeme sistemlerinin aksine, bileşenler kolayca bağlanabilir.

  • Bileşenler halka açıktır ve yeni finansal hizmetleri oluşturmak için yeniden kullanılabilir. Bununla birlikte, birleştirilebilirliğin önemli bir dezavantajı, borçlar ve yükümlülüklere iç içe geçmiş bir sistem oluşturmasıdır.Bu, potansiyel olarak 2008’deki mali krize benzer bir mali krize yol açabilir.DeFi’nin birleştirilebilirliğin bu potansiyel etkisini nasıl yöneteceği henüz belirsiz.

3.2.Esneklik: Esneklik, sayısız yazar tarafından DeFi’nin bir özelliği olarak belirtilmiştir; bu yazarlardan hiçbiri DeFi ‘deki esnekliğin tam olarak ne olduğunu tanımlamasa da.

Esneklik, kolayca değiştirilebilme yeteneği olarak tanımlanabilir .Biz DeFi’deki esnekliği yazılım ve düzenleme eksikliği açısından tartışıyoruz. DeFi, açık kaynak kod üzerine inşa edilmiştir. Bu, yazılımın esnekliğine izin verir (akıllı sözleşmeler gibi), herkes tarafından kullanılabileceği gibi herkes tarafından kopyalanabilir ve düzenlenebilir. Birleştirilebilirlik özelliğindeki Lego benzetmesini takiben, Lego bloklarının ayrıca boyutları ,renkleri,şekilleri değiştirilebilir.

Dahası, DeFi esnektir çünkü düzenleme eksikliği vardır . Bu düzenleme eksikliği ilke olarak, herhangi bir sınırlama olmadan, hizmetlerin oluşturulmasına ve kullanılmasına izin verir.

Bununla birlikte, DeFi’de, dolandırıcılık faaliyetlerinde de kolaylıkla kullanılabileceği için, açıkça düzenleme eksikliğinin bir dezavantajı var .

3.3.Merkeziyetsizlik (Ademi Merkeziyetçilik): DeFi literatürü, merkeziyetsizlikten şu isimlere bir sıfat olarak bahseder: doğrulama , ağ , değişim, iş modelleri, yönetişim ve uygulama .Ancak , çoğu durumda literatür merkeziyetsizliği daha fazla tanımlamaz. Catalini ve Gans, DeFi hizmetlerini merkezi olmayan bir aracı olarak düşünüyorlar.Ayrıca şunu savunuyorlar ;merkeziyetsizlik ,’’merkezi bir taraf olmadan ,dijital bilgilerin geçerliliğinin; doğrulanması, hesaplanması ve kabul edilmesi’’ olarak da düşünülebilir. Ancak, merkezi bir aracının ne olduğu belirsizliğini koruyor. Örneğin, bu tek bir varlık olabilir, ancak aynı zamanda sınırlı sayıda birden fazla varlık da olabilir.

Ayrıca Popescu ne kimin güvenilir aracı olduğunu (tek bir varlık, birden çok varlık), ne de hangi grubun bu varlığa güvendiğini daha fazla tanımlamıyor. Ancak Catalini ve Gans ,güvenin,merkezi bir gruptan, kodlama ve fikir birliği kurallarına doğru değiştiğini savunuyorlar.Bu, merkezi bir grubun olmamasına rağmen güvenin gerekli olduğunu gösteriyor. Açıkçası, merkeziyetsizliğin ne olduğu konusunda bir fikir birliği olmadığı gibi, DeFi literatüründe merkeziyetsizliğin ne için geçerli olduğu konusunda da fikir birliği yoktur. Bu teknik incelemede, merkeziyetsizliğin teknolojiyle ilgili olarak,Blockchain dahil DLT,üzerinde sunulan finansal hizmetleri düşünüyoruz.Burada merkeziyetsizlik; birden çok tarafın, defter güncellemeleri üzerinden teklif vermesi,doğrulaması ve fikir birliğine varması anlamına gelir.

3.4.Ulaşılabilirlik: Schar DeFi protokollerinin herkes tarafından kullanılabileceğini savunur. Bu, Schar’ın, finansal hizmetlerin Ethereum gibi halka açık platformlar üzerine inşa edildiği DeFi için kullandığı tanımla uyumludur. Ancak, daha geniş DeFi tanımı, Bölüm 2’de tartışıldığı gibi DLT ‘i de içerir. Bazı DLT platformlara özel olarak izin verildiğinden, finansal hizmetlere erişim bu tür platformlarda sınırlı hale gelir.

Ancak, halka açık izinsiz defter üzerine erişilebilirlik gerginlik yaratır bir yandan şuanda finansal hizmetlere sınırlı erişimi olan ülkeler bu tür hizmetleri kullanmaya başlayabilir. Öte yandan, giriş engelini azaltmak, bir finansal ekosistemdeki kötü niyetli aktörlerin bu hizmetlere katılmasına ve kullanmasına da izin verecektir.

3.5. Yenilikçilik: Açık kaynak aracılığıyla temel teknolojileri herkese açık olarak paylaşarak, lisanslama;Bitcoin, Ethereum ve Diem gibi finansal platformlar herkesin bu teknolojileri (yeniden) kullanmasına izin veriyor. Sonuç olarak, yeni uygulamalar bu teknolojilerin üzerine inşa edilebilir, uygulamalarla birlikte platformların yeniliklerine de izin verir. Bu, merkezi finansal kurumların tersidir. Birkaç istisna dışında, çekirdek teknolojisi açık hale getirilmiş herhangi bir merkezi finans kurumundan haberdar değiliz. Bunun merkezi finans kurumları için bir zihniyet değişikliği olacağını savunuyoruz. On yıllardır tescilli yazılımı kullanmak ve bu yazılımın karmaşıklığı,şuanda bu kurumların çekirdek teknolojilerinin açık kaynak olmasını zorlaştırıyor.

3.6. Birlikte çalışabilirlik: Schar ,fonksiyonel birlikte çalışabilirlik ve teknik birlikte çalışabilirlik arasında ayrım yapar. İşlevsel (fonksiyonel) birlikte çalışabilirlikte hizmetler, aynı platformda var oldukları için birlikte çalışabilir. Teknik birlikte çalışabilirlikte iki farklı platform birlikte çalışabilir. Chen, DeFi’nin birlikte çalışabilirliği geliştirilebileceğini savunuyor. Merkezileştirilmiş finans kurumları kendi defterlerini tuttuğundan, bir finansal hizmet başka biriyle birlikte çalışmayabilir veya sermayeyi iki veya daha fazla finansal kurum arasında taşımak maliyetli ve külfetli hale gelebilir.Chen ayrıca blok zincirleri arasındaki birlikte çalışabilirlik eksikliği nedeniyle şu anda DeFi’nin henüz tam (teknik) birlikte çalışabilirliğe ulaşamadığını savunur.Doğrusu şu ki, tam işlevsel çalışabilirlik de ,DeFi’de henüz sağlanamamıştır. Blockchain topluluğu tarafından birlikte çalışabilirliğe büyük ilgi var.

Bu şu izlenimi uyandırır: birlikte çalışabilirlik DeFi ‘de sağlanacaksa, DeFi, merkezileştirilmiş finansal hizmetlere göre büyük bir avantaja sahiptir beklendiği gibi , DeFi platformunda sunulan bir finansal hizmet sorunsuz bir şekilde diğer finansal hizmetlerle birlikte çalışabilir. Örnek olarak, tokenlerin bir blok zincirinden başka bir blok zincirine aktarımı dünyanın herhangi bir yerinde dakikalar içinde gerçekleşebilir. Bu bir kıtadan başka bir kıtaya para transferinin günler sürebileceği geleneksel ödeme sisteminin zıttıdır. Bu, örneğin, eğer bir şirket merkezi transfer ödeme sistemi yerine DeFi transfer ödeme sistemini kullanırsa büyük bir rekabet avantajı sağlar .

3.7.Sınırsızlık: Chen ve Bellavitis eğer finansal hizmetler coğrafi konumlara veya bir itibari para birimine bağlı değilse, ve bu finansal hizmetler dünyadaki herkes tarafından erişilebilir olursa ,sınırsızlığın elde edildiğini savunuyor. Chen ve Bellavitis’e göre merkezi finans gerçekten sınırsız olamaz çünkü merkezi finans her zaman coğrafi konum veya itibari para birimine bağlıdır.

Ayrıca , Chen and Bellavitis blok zincir tabanlı kripto para birimlerinin sınırsız olduğunu ,çünkü dünyadaki herkesin bu kripto para birimlerine erişiminin olduğunu savunuyor. Sınırsızlığın bir dezavantajı, finansal hizmetler AML ve KYC yönetmeliğine uyamayabilir. Popescu bile AML ve KYC’nin “DeFi ekosistemine gerçekten uymayan” kavramlar olduğunu savunuyor. AML, KYC ve DeFi üzerindeki mevcut düzenleme eksikliği ve ilk tartışmalar DeFi’den bu kavramları dışlamak için bir argüman olamaz.Bunun yerine, büyük finans kurumları, bu kavramları DeFi’ye yerleştirme hedefiyle , AML ve KYC ile ilgili olarak bu tartışmaya, bilgilerini ve deneyimlerini getirebilir.Bu tartışma netleştikten sonra DeFi’nin benimsenmesinin büyük şirketler tarafından da uçuşa geçmesini bekliyoruz.

3.8. Şeffaflık: Schar, bir blockchain üzerindeki verilerin şeffaflığının bir DeFi fırsatı olduğunu savunur. Şeffaflık, 1. akıllı sözleşmelere veya 2. finansal verilere uygulanabilir. Her iki durumda da, akıllı sözleşmenin veya finansal verilerin içeriğini herkes gözlemleyebilir. Akıllı sözleşmelerdeki şeffaflık, herkesin akıllı sözleşmenin kodunu gözden geçirmesine olanak tanır. Bu nedenle, herhangi bir kişi, kodunun incelemesine dayalı bir akıllı sözleşme tarafından sunulan finansal servisi kullanmayı seçebilir.

Schar ayrıca finansal verilerin şeffaflığının bir finansal krizi hafifletebileceğini savunmaktadır. Finansal verilerin şeffaflaşması için tek başına bir finansal krizi hafifletmenin yeterli olmadığını savunuyoruz. Bunun yerine, mahremiyet bir insan hakkı iken buna karşılık, hem akıllı sözleşmeler hem de finansal veriler için şeffaflık sunan tek bir finansal sistem mevcut olsaydı, o zaman bu finansal sistem bu insan hakkı ile uyumlu görünmezdi. Kamuya açık blok zincirlerinde gizliliği artırmak için çeşitli çabalar devam etse de, merkezi ve merkeziyetsiz finansmanın, kullanıcılarının mahremiyetini koruyan finansal hizmetler sunmada işbirliği yapacağını düşünüyoruz.

3.9. İş süreçlerinin otomasyonu: Akıllı sözleşmeler, iş süreçlerinin otomasyonuna izin verir . Popescu’nun öne sürdüğü gibi, iş süreçleri otomatikleştirildikçe, bu iş süreçlerinin yürütülmesi daha düşük maliyetli hale gelir. Akıllı bir sözleşme oluşturulduktan sonra, iki taraf, harici bir otoriteye ihtiyaç duymadan birbirleriyle iş yapabilir ,bu da özerkliğin artmasına yol açar.

Bununla birlikte, birbirleriyle iş yapmayı amaçlayan iki taraf, akıllı sözleşmenin yaratıcısına bağımlıdır, bu da harici bir otoritenin (yani sözleşmenin kodlayıcısının) mevcut olması gerektiği anlamına gelir.Ayrıca, akıllı sözleşme beklendiği gibi çalışmıyorsa, o zaman üç soru ortaya çıkar:

a) Akıllı sözleşmenin doğru işlemesinden kim sorumludur?

b) Değişmez bir blok zincirinde işlem nasıl tersine çevrilebilir?

c) İki taraf, bir sonraki akıllı sözleşmenin beklentilere göre işlemesini nasıl sağlayabilir?

Akıllı sözleşme kullanımına bağlı riskleri azaltmak için ek önlemler alınmalıdır. Bu tür önlemler, akıllı bir sözleşme ile iş yapmanın maliyetini artıracaktır. DeFi’nin daha düşük maliyetli olduğunu savunan Popescu’nun aksine Chen , merkezi tarafların maliyeti düşürebileceğini savunur. Açıkçası, bu, DeFi’nin gerçekten merkezi bir kurumdan daha uygun maliyetli olup olmadığı konusu tartışmaya açıktır.

3.10. Kesinlik: İşlemlerin kesinliği şu varsayımla sağlanır:sonunda, tüm ağ düğümleri işlemi alır ve geçerliliği üzerinde anlaşır.Dahası, işlem blok zincirinde depolandıktan sonra artık tersine çevrilemez veya değiştirilemez. Bununla birlikte, bir blok zincirinin değişmezliğe ulaşabileceğini varsayarsak, zorluklar da vardır. Bilinen iki zorluk, sertlik ve esnekliğin ortaya çıkmasıdır. DeFi, blok zincirinin üzerine inşa edildiğinden, DeFi bu özellikleri de devralır. Bu deney yapmayı, öğrenmeyi ve keşfi engelleyebilir. Ayrıca, blok zincirinin bir başka etkisi de, ağ uzlaşmaya varmadığında bir platformun güncellenmesinde ilerleme durabilir .

Orjinal metin:

X. Meegan, T. Koens

Lessons Learned from Decentralised Finance (DeFi)

Çevirinin kaynağı için tıklayınız.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla