Anasayfa » Merkeziyetsiz Finans Kavramı ve Finans Dünyasının Oyuncakları

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Merkeziyetsiz Finans Kavramı ve Finans Dünyasının Oyuncakları

Merkeziyetsiz Finans ne demek?

Merkeziyetsiz finans özünde günümüzdeki finans sisteminde yaşanan sıkıntıların nedeninin bu alandaki aktörlerinin mevcut yapıları olduğunu düşünen ve buna karşı kökten farklı bir sistem ortaya koymaya aday bir harekettir.

Nedir finans sisteminin sıkıntıları?

Finansal sistem şu anki hali ile yavaş bir sektör. Çünkü özellikle karar ve işleyiş mekanizmaları olarak sektörün oyuncuları zaman içinde o kadar büyüdüler ki hantallaştılar. Sonra, teknolojileri bundan 30–40 yıl önce kurulmuş, günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak eski mimari yapılar. Her bir oyuncu eskinin rekabet anlayışı ile kendi sistemini kurmuş ve dışarıya sıkı sıkıya kapatmış. Hiçbirinin sistemi diğeri ile konuşmuyor.
Yavaşlığın bir başka nedeni de, genelde coğrafi kısıtlar nedeniyle iş yaptıkları ülkelerin mevzuat ve denetimleri. Yapılan her bir yenilik için onlarca görüş ve onay alınması. Sonra artık yavaş yavaş doyuma ulaşıyor sektör. Finans ürünleri emtia haline dönmüş durumdadır.  Müşteriler, kim ne kadar ucuza verirse oraya kayıyor. Peki ucuza hizmet sunabiliyorlar mı mevcut oyuncular? Şaşaalı genel merkezler, o merkezlerdeki müdürlerin arabaları, şoförleri derken birçok masraf arşa çıkmış durumda. Birinin bunları ödemesi gerek, öte yandan hissedarlar da kâr beklentisi içinde, onları da unutmamalı.

Merkeziyetsiz Finans ne yapacak bunlara?

İşte Merkeziyetsiz Finans – DeFi denen hareket, mevcut finans aktörlerden bambaşka bir oyun planı ile ortaya çıkıyor. Amaç dijital dünyada gerçekleşen finans işlemlerinde aracıların verdiği hizmeti dağıtık yapılara kaydırmak. Herhangi bir kişinin herhangi bir yerden borç alma, verme, sigorta alma, ya da dijital varlıklara yatırım yapabilmesine imkan vermek.

Merkeziyetsiz finansın gelişimi – Finans dünyasının oyuncakları

Chris Dixon, 2010 yılında yazmış olduğu “bir sonraki büyük ‘şey’ başlangıçta bir oyuncak gibi görünecek” isimli makalesinde bir teknolojinin ilk çıktığında piyasa oyuncuları tarafından küçümsenmesine yol açabileceğinden bahseder. 2021 yılından geriye baktığımızda, gerçekten de başlangıçta oyuncak olarak adlandırılan pek çok yeni teknolojinin hayatımıza nasıl hızla girip ne kadar geniş yer aldığını görüyoruz.

Finansal girişimlerin büyümesi ve adaptasyonu için uygun zamanın ve altyapıların gelmesi gerekiyordu ve sanki son 10 yıldır bu gelişmeler olgunlaşmayı sağladı. Şu anda mevcut finansal sistem oyuncularının verdiği hizmeti dijital dünyada daha ucuza, daha hızlı ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın yapmaya başlayan onlarca girişim var. Bu girişimler dışında tamamen dijital dünyanın dinamiklerine göre kurulmuş olan bambaşka bir “yapı” da halihazırda geliyor.

Bitcoin

İlk adım bu dünyada değer saklama ve transfer edebilmeyi aracılardan kurtaran Bitcoin tarafından atıldı: Fiziksel dünya ile (sistemi yürütmek ve savunmak için enerji harcamak dışında) bağlantısı olmayan bir para. Bitcoin öyle hızlı gelişim sonucu ortaya çıkabilecek teknik aksaklıklar, yap-boz-çalıştır türü denemeleri kaldıracak seviyeyi çoktan geçti. Bu da onun teknolojik olarak yenilik yapabilme yetisini oldukça kısıtlıyor. Bitcoin, tamamen sanal dünyada işleyen, fiziki dünya ile tek ilişkisinin enerji harcayan madenciler olduğu bir sistemdir.

Ethereum

Ethereum, Bitcoin’in eksik kaldığı alanı doldurmaktadır. Özellikle son zamanlarda yeni girişimlerin altyapısı olmak konusunda neredeyse standart haline geldi. Felsefe olarak Bitcoin geliştiricilerinden oldukça farklı bir noktada olan Ethereum topluluğu, bir dijital varlık olmak yerine teknolojik gelişimi ön planda tutuyor. Onlar için yazılımda bozukluklar olabilir, bu normal karşılanmalı ve zamanla düzeltmeli. Önemli olan hızlı şekilde kullanıcıların teknolojik ihtiyaçlarını karşılamak. Ethereum, Bitcoin’in kullandığı PoW olarak adlandırılan mekanizmayı bir adım daha öteye götürüp uzun süredir üzerinde çalıştığı PoS mekanizmasına geçtiğinde enerji harcaması sona erecek. Yani Ethereum fiziki dünya ile bağlarını toptan kopararak neredeyse tamamen bağımsız bir sanal yapı haline gelecek.

Ve DeFi

DeFi hareketi ağırlıklı olarak ETH üzerine kurulmuştur. Bugün DeFi kullanarak kredi alabiliyor, mevduat yatırabiliyor, sigorta yaptırabiliyor, yatırımlarınızı bir varlık yöneticisine emanet edebiliyorsunuz. Üstelik bunları isterseniz kıymeti kendinden menkul kripto paralar (BTC, ETH gibi) ya da ABD Doları, TL gibi itibari paralara sabitlenmiş sabit/stabil paralar (Tether-USDT-, USDC, DAI, BiLira gibi) ile gerçekleştirebiliyorsunuz. Gerçek dünyada kurduğunuz kanuni yapıların (anonim şirket, kooperatif gibi) benzerlerini ama bu sefer arada sınırlar olmadan yüzlerce kişi ile birlikte kurabiliyorsunuz. Üstelik sudan ucuz bir fiyata. Bu yapıları nasıl yönetebileceğiniz konusunda alternatifler sınırsız. Aradaki anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği konusunda “kod kanundur” düsturundan gelen Akıllı Kontratları kullanabileceğiniz gibi, arada uyuşmazlık olduğunda size arabulucu ya da mahkeme hizmeti veren (tamamen merkeziyetsiz) hizmetler bile mümkün bu yapılarda.

DeFi’da türev piyasaları nasıl oluyor?

Türev piyasalarının asıl çıkış amacı getirinin ikiz kardeşi olan riski yönetmektir. Türev piyasalar, herhangi bir varlığı belli bir fiyattan almak isteyen bir taraf ile aynı fiyattan satmak isteyen bir başka tarafı bahsedilen varlığın elde olmasına ihtiyaç duymadan bir araya getiriyor. Örneklerini ise aslında çoğumuz duymuşuzdur, vadeli işlemler olarak geçen futures, forwards, options, swaps gibi…

Neden merkezi olmayan DeFi türev piyasalarına ihtiyaç var?

En önemli nedenlerden biri sisteme giriş kolaylığı. Merkezi olarak türev ürünleri sunan piyasalara girmek için gerekli prosedür hem zahmetli hem de kimileri için (örneğin coğrafi kısıtlar, yeterince maddi servete sahip olmama gibi nedenlerle) imkansız. Eğer kripto paralar ile bir haşır neşirliğiniz var ise, örneğin ETH tutan bir cüzdana sahipseniz bu borsalarda işlem yapmaya başlamanız bırakın saatleri dakikalar içinde mümkün.

DeFi ürünleri kullanmanın bir başka avantajı daha önceleri de bahsettiğimiz kullanıcıya verilen güç. Özellikle herhangi bir türev pazarından aldığınız herhangi bir ürünü, bir başka DeFi platformu üzerinden satabiliyorsunuz. Ne de olsa kontratı yapan kişi olarak kontrat sizin. O kontrat Ethereum zinciri üzerine işleniyor ve anahtarı sizde. İşlem yapmak için daha kârlı bir platform bulduğunuz anda cüzdanınızı saniyeler içinde o platforma bağlayıp işlemi oradan gerçekleştirebilirsiniz.

Kim bu DeFi piyasa oyuncuları?

DeFi içinde türev piyasaları hızla büyüdüğünden bahsetmiştik. Oyuncular arasında en büyüğü Avustralya bazlı olan Synthetix adı gibi sentetik türev ürünleri sunuyor ve üzerine kilitli ETH miktarı olarak 800 milyon ABD Doları’na yaklaşmış durumda. Benzer şekilde sentetik ürünler sunan UMA ve kaldıraçlı işlem yapmaya olanak sağlayan dydx diğer ilgi çekici projeler bu alanda…

Peki riskler neler?

DeFi üzerindeki türev piyasaları da benzer şekilde oldukça riskli. Öncelikle üzerine kurulu oldukları varlıkların riskini taşıyorlar. Eğer kaldıraçlı işlem yapıyorsanız borçlandığınız orana göre çıpaladığınız varlıktaki değişim size 10 ile 100 kat daha fazla etki edebiliyor. Üstünde yazılı oldukları akıllı Kontratların kodlanmasında yaşanabilecek hatalar sorun yaratabiliyor.

Keza bu tip ürünleri kullanırken hep teminat vermek zorundasınız. Teminat DeFi piyasalarında genelde kripto para. Bu kripto paralardaki değer değişiminin teminatınızın azaltması riski var. Eğer istenen teminat oranlarının altında kalırsanız ceza ile birlikte likidite olur ve ciddi bir kayıba uğrarsınız. Öte yandan, özellikle türev piyasalarında rezerv para olarak kullanılan sabit (ya da stabil) paralar dediğimiz genelde ABD Dolarına bağlı olan kripto paralar (USDT, USDC gibi) aslında kendileri de bir nevi türev ürünler. Akıllı kontratlar ile yazılmış kod parçacıkları. Bu paraların karşılığı ABD Doları olarak gerçekten bankada tutuluyor mu bu da bir risk.

Unutmayın, risklerin yanında bu risklerden korunmak için önlemler de var:

Bir kere bu tür ürünleri kullandığınız durumda sistem karşı taraf riskini engellemek için mutlaka teminat yatırılmasını istiyor. Bu teminatlar DeFi ürünlerde normalin de üzerinde oldukça yüksek rakamlar. İkincisi bu kontratların çoğunluğu dış denetim (audit) geçiriyorlar. Tabii yine de bunlara güvenmezseniz (ki kimse “neden güvenmiyorsun?” diyemez) o zaman elinizde olmayan teknik risklerden sizi koruyacak sigorta yaptırmak da mümkün.

 

Yukarıdaki yazı Turan Sert’in 11 Haziran 2020, 20 Ağustos 2020 ve 1 Eylül 2020 tarihlerinde ilk olarak BTCHaber’de yayınlamış olduğu 3 adet yazının derlenmesi ile oluşturulmuştur. Söz konusu yazıların orjinal haline BTCHaber’den ve https://medium.com/turansert adresinden ulaşabilirsiniz.

Derleme: Edanur YAVUZ ve Yunus DURAL

Turan Sert
Twitter Adresi:
@Turan Sert

 

 

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla