Anasayfa » Emre Balıca Yazdı: Asgari Seçim

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Emre Balıca Yazdı: Asgari Seçim

Merhaba Sevgili Okurlar,

Uzun bir süredir yazamadım. Biraz kurum eğitimleri biraz finansal piyasaların hareketi yazı yazmaktan alıkoydu beni. Ama kendime gelenek yaptığım sene sonu yayınlarından önce içimde bir süredir birikenleri yazıya dökmek istedim.

Nerede kalmıştık deyip, kaldığım yerden devam etmeyeceğim. Aslında isterim ama yaklaşık bir buçuk ay yazı yazamayan ben için Türkiye ekonomisi çok değişti. Son yazım çıktığı sırada dolar kuru 9.45 tl’imiş. Euro desen 10,98 tl.

Hazır mısınız?

Gram Altın 548 tl’den işlem görüyormuş.

Hasbelkader birilerine yatırım tavsiyesidir desem durumu siz düşünün.

Ama bunlardan çok bahsetmeye niyetim şu an yok. Dolar fırladı aman Euro coştu falan demeyeceğim. Başka bir konudan bahsedeceğim. Belki yazının sonlarına doğru üstünden geçerim diye düşünüyorum.

Yanlış anlaşılacağım bu düşüncem nedeniyle problem yaşayacağım ama ben biraz şu yeni düzenleme ile gerçekleşen asgari ücret zammından bahsedeceğim.

2022 Ocak ayı ile net asgari ücret 4250 tl olarak açıklandı. Ciddi bir sıçrama mı?

Evet. Ciddi bir sıçrama. Ekonominin gerçeklerini düşünürsek TÜİK’in açıkladığı verilere göre ülkenin neredeyse üçte biri asgari ücret ile geçiniyor. Ve ne hikmetse şimdiye kadar enflasyon oranında artış yaşayan asgari ücret bir anda %50 zamlanıyor. İnsan düşünmeden edemiyor. Ya TÜİK enflasyonu yanlış açıkladı ya da dış güçlerin büyük oyununu artık bozduk.

Ya da seçim mi var?

Şimdi biz ülke olarak balık hafızalı insanlarız kabul edelim. Unutmayı seviyoruz. Gerçi buna her gün her saat değişen ülke gündeminin etkisi büyük ama unutkanlığımızın olduğu da bir gerçek.

Geriye dönüp baktığımızda asgari ücrette bu tip sert artışların seçim dönemleri öncesinde olduğunu görebilirsiniz. Örnek mi?

2003 yılında iktidara gelen AKP, 2004 yerel seçimlerinin olduğu sene  % 35’lik bir zam yaptı. 2007 halk oylaması ve genel seçimlerin sonrasında zam vaadine uygun olarak 2008 yılında %20 ye yakın bir zam yaptı ki enflasyon o sene %10,5. Sonra 2015 yılında enflasyona göre asgari ücretin ciddi bir artışını görüyoruz ki o sene de genel seçim var. AKP’nin %49.5 ile iktidarını pekiştirdiği yıl. Ancak o seçim yılı nasıl bir yıl ise hatırlar mısınız bilmem iki ayrı seçim oldu. Haziran ve Kasım. Bu o dönem asgari ücrete de yansıdı ki, iktidarını Kasım ayında perçinleyen AKP, 2016 yılında da %30 luk bir artış ile asgari ücretliyi mutlu etti. Yani asgari ücretli 2015 de Haziran seçiminin nimetini alırken 2016 yılında Kasım seçiminin faydasını gördü.

Ve şimdi 2022 asgari ücreti %50 oranında arttı. Seçim kokusu zaten havada hissediliyor o belli ama artık gürültüsü de gelmeye başladı.

Aslında buraya kadar okuduysanız bana kızacağınız tarafa henüz gelmediniz. Yazımın bundan sonrasında lanetleyeceksiniz.

Ben bu kadar zammı beklemiyordum açıkçası. Ülke ekonomisinin bu kadar kitlendiği bir dönemde işsizliğin ya da iş yeri kapanmaların artabileceği böyle bir kararın alınacağını düşünmüyordum. Asgari ücretin yaşanabilir bir standartta olmasına kimsenin karşı çıkacağını zaten zannetmiyorum.

Ve kaldı ki kapitalist sistemin uşağı değilim diye kendi içimde cevaplarım da var. Ancak sermayenin alternatif maliyetinin yükseldiği, firmaların paradan para kazandığı, enerji maliyetlerinin giderek arttığı ve ithalatın döviz karşısında çaresiz kaldığı bir dönemde firmaların bu kadar zor durumda kalmasına gerek var mıydı?

Burada beyaz yakaların endişelerine girmeyeceğim bile. Onların durumu biraz daha karmaşık artık.

Benzer bir zam mevcut maaşlarına alabilecekler mi?

Ya da iş kaybı korkusu ile ses çıkarmadan devam edecekler mi?

Daha da kötüsü ilk doğal eleme kendilerine mi olacak?

Yazdıklarım gerçekten bu zamma karşı duruş değil. Ülke ekonomisin gerçeklerini bir türlü göremeden alınan yanlış kararların sonuçlarının getirdiği noktada olmak. Asgari ücret elbette yaşam seviyesini koruyan bir standartta olmalı. Bir ücret olmamalı. Bir ön basamak olmalı. Çalışanlar emekleri ve nitelikleri ile bu maaşın da üzerinde kazanabilmeli.

Ancak gün içinde sürekli sanayi de olan benim gibi biri içeriden baktığında işsiz kalacak insanları görüyor. Kaçak çalışmaya dönebilecek firmaları görüyor. Ve hatta artan maliyetler yüzünden kapanacak atölyeleri görüyor.

Döviz ile gelir elde etmeyen ve elde ettiği geliri enflasyona ve dövize karşı değer kaybeden biri olarak asgari ücretin 5 bin ya da 10 bin olması bir anlam ifade etmiyor. Biliyorum ki bu parayı alsam bile markete gittiğimde ya da arabaya benzin almak için kuyruğa girdiğimde fiyat etiketinde eriyen paramı göreceğim.

Siz benim alım gücümü elimden alıyorsunuz. Asgari ücretin yüksek olması önemli değil benim gibiler için. Ben ekonomiyi dış güçlerin oyunu demeden, alınan kararların hatalarını görerek ve aslında alınması gereken kararları tartışarak ekonomiyi izliyorum. Taraf olmaya çalışmadan ekonomi biliminin ilkelerinin işleyeceğine inanarak yorumluyorum. Ve o yüzden asgari ücret zammının yüksek olması benim gibileri, başka düşüncelere ve endişelere yönlendiriyor.

Ama siz zaten popülist bir politika ile seçim arayışı içindeyseniz gene yanlış yoldasınız. Fiyat etiketlerini asgari alım gücüne indirin sorun çözülecek o zaman.

Aman haaa…

Onu da baskı ile değil ekonomi için doğru kararları alarak yapmanız lazım.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla