Anasayfa » Ortadoğu’dan Çıkış – Ekonomi (üçüncü bölüm-2)

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Ortadoğu’dan Çıkış – Ekonomi (üçüncü bölüm-2)

Hayati örneklerle ekonomiyi anlamaya çalışmak

  • Teori uygulamadır… ve uygulama teoridir… Teori ve uygulama iç içe geçip birbirine kesintisiz veri akışı sağlamadığı sürece sosyal örüntü (tanım) gerçekleşemez.

Uygulama fırsatı yakalamanın paha biçilmez bir ayrıcalık olduğu cehalet tufanında birçok siyasal yapının uygulama şansı hiç yokken bütün büyük kentleri yöneten CHP en kuvvetli olduğu İzmir’de gözlem yapma olanakları en uygun semtten perakendeci manavlar ve pilot çalışma olacağı için gene gözlem yapmaya en uygun yöreden üretici çiftçiler arasında doğrudan iletişim sağlamak için internette sadece ilgili tarafların üye olabildiği bir tarım ürünleri borsası (gerçek borsa) kurabilir.

  • Muhalefetken bile uygulamalı çalışma yapılabilecek yakıcı sorunlara güçlü bir örnek olarak üreticinin ve tüketicinin kazıklandığını vurgulayan ‘tarlada üretici aleyhine çok düşük fiyat, markette tüketici aleyhine çok yüksek fiyat’ nakaratı ele alınırsa CHP en kuvvetli olduğu İzmir’de gözlem yapma olanakları en uygun semtten perakendeci manavlar ve pilot çalışma olacağı için yakın yörelerden gene gözlem yapmaya en uygun bölgeden üretici çiftçiler arasında doğrudan iletişim sağlamak için internette sadece ilgili tarafların üye olabildiği bir tarım ürünleri borsası (gerçek borsa) kurabilir.

Çiftçi hasat tarihini ve günlük hasat miktarını ilan ettikten sonra gerçek borsaya özgü fiyat belirleme süreciyle birlikte perakendeciler satın alımları daha dalındayken yapabilir. Uzmanlardan oluşan ilgili ekip taşımacılık işlerini ve diğer her tür lojistik çalışmalarla birlikte gıda güvenliği ve diğer her tür güvenlik sorunlarını ele alıp düzenlerken ülke çapında uygulanabilmesinin gereklerini sorgulayabilir.

Ve daha sürüsüyle sınıflandırılmış detay çalışma sayesinde sabah dalından koparılan ürünün akşam sofrada olması vizyonuyla üreticiden tüketiciye en kısa (maliyeti en düşük) yolu izleyen internet borsası merkezli iyi kötü bir lojistik algoritma geliştirerek şimdinin muhalefeti yarın yönetimi üstlendiğinde ‘şöyle etik kurul böyle gotik kurul, şu yapılacak bu edilecek’ vb gibi uygulama yolu ve araçları konusunda sorgulamalardan geçme şansı olmayan içi boş cüzdandan farksız içi boş vaatlerden öte uygulamaya dönük sağlam verilerle donanmış olur ve pilot çalışmalarda uzmanlaşmış (dar anlamda liyakat sahibi) ekipler sayesinde sorunları layıkıyla ele alabilir.

Bu satırlarda işi uyandırmak amaçlı kompakt makale formatına sığabilecek kuşbakışı kabataslak bir şablon çizilebilir. Salt teori, ilkesel düzeyde erek ve istikamet belirleyebilir; ötesi haddini aşıp uzmanlık taslamak olur, yel değirmenleriyle savaşmaktan bir farkı kalmaz.

Ölçme yöntemi olarak pazarlık zaten maymunca bir ilkellik iken üretici ve perakendeci arasına fırsatçı hırsızların girmesine yol verip fiyat belirleme sürecinin kayıt dışı karanlık dehlizlerde hapsolmasına göz yummak yerine gerçek borsa koşullarında pazarlık sürecinin açık ve düzgün işlemesini sağlarsan fiyat niye kendine gelmesin?.. İşler ters giderse göz önünde olduğu için anında müdahale edebilirsin. Ki, gerçek borsaya özgü açık pazarlığa rağmen fiyat gene de kazık olsa bile fazlalık bu sefer örnekteki çiftçi ve manav gibi gerçek üreticilerin cebine gideceği için şimdiki fiyat vurgunculuğu kepazeliğiyle karşılaştırıldığında azımsanmayacak bir kazanım olur, gerçek üretici kalkınırken çalışanlarına da adam gibi ücret ödeyebilir.

  • Borsa… Yukarıdaki örneklemin vurgusu budur: borsa ama gerçek olanından… Borsa deyince dünyanın şimdilik en kuvvetlisi olan liberalin çekim kuvvetine karşı koyamayan tüysüz maymun kim kimi kazıklarsa anlıyor, oysa gerçekten eşit gerçek rekabet koşullarına ulaşabilmesi için gerçek piyasa ekonomisinin yaygın bileşeni gerçek borsa olmak zorundadır. Kurulabilen her şeyin borsası hem ulusal hem de yerel piyasalarda kurulmalıdır. Örneğin ‘gömlek borsası olur mu?’ sorusunun peşine düşülürse… bir dene bakalım, belki ummadığın kalite sıçramalarını tetikleyebilirsin ya da neyin borsasının olacağı neyin olamayacağı hakkında birçok veri sağlayabilirsin…

Ve tabii kuantum (hız) çağı sözde kalmasın isteniyorsa mekân israf etmeden borsaları internet ortamında gerçekleştirmenin koşulları zorlanmalıdır.

Borsaları kurumlaştırma sürecinde başarı sağlandıkça iflas ve işsizlik olarak ne dökülürse hepsi ya yapay zekâ çağının olanaklarından dolayı artık gereksizleşip asalağa dönüşmüş israf mesleklerdir ya da spekülatör stokçu manipülatör hırsızlardır. Kabzımallık gibi ortaçağdan kalma parazit işlerin iflasından kaynaklı işsizlikten korkmamak gerek, üretken üretime dayalı alım gücünün geliştirilmesi ödem atmadan olmaz.

  • Can yakıcı sorunlardan bir diğer örnek: ocakları söndürecek hainlikte bir gasp suçuna dönüşen şu elektrik ve doğalgaz (enerji) sorunsalında dışa bağımlılığa karşı akla tek güneş ve rüzgâr enerjisinden yararlanmak geliyor. Yenilenebilir enerji yatırımları kolay ve verimli değil ama bunun adı ölümüne çaresizlik. Maliyet dar anlamda kullanılabilir, yoksa maliyeti yüksek diye hayati işlerden vazgeçmek hayattan vazgeçmek olur.

Testisine vatan diyen mağara adamları tarafından ele geçirilebildiğine göre devlet yapısında değil ama sosyal yapının herhangi bir yerinde en azından vatan kavramını kapsayabilecek kişiliklerde bulunabilecek devlet aklı hiçbir şekilde maliyeti birinci sıraya koyamaz, hayatta kalmanın maliyet hesabı olmaz, hep daha kuvvetli en kuvvetli olmak için yatırım yapmanın da.

En kaba anlatımla bir çırpıda sıralamak gerekirse en çok olanak sahibi CHP, bilim insanları iş insanları imalat ustaları ve sair uzmanlardan oluşan ekipler oluşturarak Türkiye’de ve Dünya’da rüzgâr türbini ve güneş panelinin üretimi ve maliyeti ile ilgili araştırmalar yapıp toplantılar ve kongrelerle topluma bilgi akışı sağlayabilir. Köylere varıncaya kadar yaygın olan siyasal örgütlenmesini kullanarak Türkiye çapında göl ve denizlere varıncaya kadar detaylı saha çalışması yapıp rüzgâr ve güneş enerjisinden yararlanılabilecek alanları tespit edebilir ve detaylı haritalar düzenleyebilir. Hangi bölgelerde fakülteler ve laboratuvarlarla birlikte fabrikalar kurulabileceğini araştırabilir. Ne kadarını Türkiye’de üretebileceği ne kadarında dışa bağımlı olduğu üstüne araştırmalar yapabilir… Ve bir kafanın işi olamayacak daha sürüsüyle başlık ve detay sıralanabilir.

Devlet gücüyle her işin altından kalkılabileceği anlayışı toplumu sürü yerine koyan devletçiliğe özgü yıkıcı yanılsamadır. Devlet de belediyeler de özerk kurumlar da ne varsa onlar da yenilenebilir enerjiye geçiş yapsın, ama özel strateji gerektiren ekonomik atılımlarda devletin esas görevi arz gücüne göre talep yaratabilmek için toplumsal gücü harekete geçirmek olmalıdır. Dolayısıyla her sektörün (gerçek ekonominin) merkezinde olması gerektiği gibi bu işin de merkezinde kredi hizmetleri olmalıdır. Farklı yörelerden kâh güneş kâh rüzgâr enerjisi için köy çiftlik site fabrika gibi pilot bölgelerde yenilenebilir enerjiye geçiş çalışmaları yapılabilir ve birçok veri yanında reklam çalışmalarıyla toplumu özendirmek için pilot bölgeler kullanılabilir.

Kredi hizmetlerinin denetimli kullanımı sayesinde ana avrat sülale sövgü dolu o terbiyesiz faturalardan hemen bir kurtuluş olmasa da tecavüzü hafifletmek aşkına yastık altı denilen kaynaklar ekonomiye anca kazandırılabilir.

Ülkenin çökmesini önlemekten daha hayırlı bir kurtuluş savaşı olamayacağı idrakiyle yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinin yönetiminde talebin artmasından kaynaklı fiyat dalgalanmalarının kaçınılmaz olduğu piyasa ekonomisi kuralları yerine savaştaki gibi olmasa da hızlı ve etkili dönüşümü esas alan dar anlamda bir seferberlik kuralı işletilirse yönetime güven duyan insanların dört bir koldan yaratacağı yoğun taleple enerjide dışa bağımlılık çok daha hızlı hafifletilebilir.

  • İkinci örneklemde asıl vurgu gerçek kredi hizmetleridir. Hırsızlığın dört atlısından biri olan faiz (tefecilik) de gerekli ama gerekliliği borcunu ödeyip tefecileri defedene kadar olmalıdır. Onun dışında Oryantal kafanın eksik kaldığı nokta şu ki ülke olarak tefecilik işine bulaşacaksan o zaman sen tefeci olacaksın. Yok eğer tefeci olmayı beceremiyorsan o zaman tefecilikten tümüyle kurtulmak için uğraşmak dışında tecavüz nesnesi olmak kalıyor.

Gerçek kredi hizmetleri her şeye kadir gerçek mucizedir. Çünkü ülke sınırları içindeki hiçbir kaynak bir kuruş gerektirmez, hepsi zaten Türkiye’nin. Bütün mesele o kaynakları işleyip ekonomik kurumlaşmaları başarabilecek insan gücüdür.

Kredi hizmetleri denince tefecilik yüzünden hemen parasal alışveriş akla gelir, oysa bizzat ürünün kendisini sağlamaktır. Buna karşılık yurtdışından alınacak her tür ürün başkasının malı olduğu için ona para (başkasının bastığı para) gerekir.

Gerçek kredi hizmetlerinde geri dönüş borcun geri ödenmesi değil yatırımın başarılmasıdır. Örneğin 10 milyonluk kredi alan işi batırsa ama öz kaynaklarını satıp borcunu geri ödese tefeci anlayışa göre geri dönüş tamamlanmış, kredi batmamış olur. Oysa ülkenin genel çıkarı açısından 10 milyonluk kaynak heba olup gitmiş, piyasaya sürülen 10 milyon değerindeki para karşılıksız çıkmış demektir. Buna karşılık yatırım başarıya ulaştığı takdirde hem ülke ekonomisi kalkınır, yani çok daha fazlasını üretmek üzere başlangıç olarak 10 milyon değerinde karşılığı olan para üretilmiş ve hem de kredinin geri ödenmesi garantiye alınmış olur. O yüzden devlet aklı, kredi hizmetlerinde sadece yatırımı başarıp kurumlaştırmaya odaklanmalıdır.

  • Marks ve Engels’in beyinlere kazılması gereken Foyerbah üzerine 11inci tezi, teorinin doğrudan doğruya uygulamanın peşine düşmek olduğuna işaret eder. Ancak mesele şu ki toptancı (ideolojik) uygulama anlayışı, branşlaşma ve uzmanlaşmayı boğan ilkelliktedir ve ölümcül olduğu defalarca kanıtlanmış ve birçok ülkede halen kanıtlanmaktadır. Sorunlar bir ideolojiye uydurulamaz, illa ideoloji kavramı cümle içinde kullanılacaksa her sorun ayrı bir ideolojiye ihtiyaç duyar. Sorunlar içinde sorunlar, uygulamalar içinde uygulamalar ve bir o kadar da helal süt emmiş uzman gerektirir. Kaynaklar sınırsız olsa bile ekonominin (sosyal yapının) tanımlanabilmesi için gerekli koşullara yeterli insan gücü (liyakat) olmadan ulaşılamaz.

Yukarıdaki örneklere benzer çalışmaları sırf oy avlamak için yapıyormuş gibi yapmak bile birçok kazanım sağlayabilir. İşte, AKP dönüp dolaşıp çocuk bile yapmaz denilen absürtlüklere imza atarak oldu olalı bu millete emperyalist operasyonun bahşettiği bir lokma bir yaşam standardını da yerle yeksan etti. CHP yapıyorsa da somut hiçbir çalışma gösteremiyor, o yüzden kimse CHP’ye inanmıyor. Ve güvenemiyor.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla