Anasayfa » Türkiye’nin entelektüel enerjisinin ittifak mühendisliğine harcanması lazım – Ali Bilge

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Türkiye’nin entelektüel enerjisinin ittifak mühendisliğine harcanması lazım – Ali Bilge

6 partinin Cumartesi günü yaptığı toplantı geç ama önemliydi. Aslında daha erken ittifak çalışmaları yapılmalı ve kurulmalıydı. İttifak 2017 referandumu öncesinde dizayn edilebilseydi, bugün yaşanılan baskı rejimi kolaylıkla gelemez ve süremezdi. Daha da öncesine, 2013-2014’lere uzandığımızda, gidişatın nereye evirileceği gözüküyordu.

İçinde bulunduğumuz durumdan ancak ” mutabakatla tedaviyle” çıkılabilir, mutabakatla ancak yeniden Türkiye inşa edilebilir. Yapılan ve yapılacak mutabakatları, ittifakları kurucu irade gibi algılamak gerekir.

Ana muhalefet; dokunulmazlıkların kaldırılması desteği dahil, değer katkılarla bu sürecin uzamasına ve ittifaklar politikasını düşünmede ve hayata geçirmede maalesef geç kaldı. Genel olarak tüm muhalefet geç kaldı .

Türkiye’de ittifak kültürü güçlü değildir. Önceki yıllarda ‘ demokrasi cephesini “ gündeme getirdiğim zamanlar ‘cephe’ kelimesini çok militarist bulanlar mı ararsınız? İttifak deyince ‘sosyalistlerin ittifakını’ anlamak gerektiğini söyleyenleri mi ararsınız , ‘ittifak demeyelim buluşma ‘ diyelim diyenler mi ararsınız , yeni kurulan sağ partilerin “ ittifak gündemiz de yok , biz iktidara talibiz “ demelerini mi ararsınız . HDP ile ittifakı ‘aklına yatıran başka çıkış olmaz’ deyip, ancak bundan kaçanları ararsınız. Yani çeşit boldu , zor meşakkatli bir iştir ittifak mevzuları…

Ülkede ittifaklar hususunda kültürü solda da yoktu, 1980 öncesi Türkiye’nin sol dünyasına bakalım, orada da bu yokluğu tüm açıklığı ile maliyetleriyle görürüz. Mutabakat kültürü öyle kolay gelişmiyor, moderniteyle birlikte ve demokrasiyle birlikte gelişen bir şey.

Cumartesi günkü toplantı, geç kalınmış bir toplantı olmakla birlikte eksik bir şekilde bir araya gelmedir. Parlamentonun 3.büyük partisi, muhalefetin 2.büyük partisi HDP, bu birliktelikte şu anda yok. Çok önemli bir eksikliktir. İttifakta HDP’yi görmemek, görmezden gelmek, demokrasi inşasını da eksik görmek anlamına gelir.

Türkiye’nin kurucu iradesi olarak gördüğümüz 1. Meclisi tekrar hatırlatmakta fayda var. Birinci meclis Kürtlerin ve Türklerin bir araya geldiği bir meclistir, önemli bir örnektir. Mecliste Kürt milliyetçileri de, Türk milliyetçileri de vardır, bir mutabakat vardır o mecliste. 1919’dan 1924 Lozan bitimine kadar, büyük tehlike olarak belirlediği “tehlikeye” karşı Kürtler ve Türkler bir mutabakat belirlemiştir. Kürtlerin 85%’i, Koçgiri bölgesi hariç, bu meclisi desteklemiş ve ittifak içinde yer almışlardır. Nitekim Lozan görüşmelerinde heyet başkanı İsmet Paşa ( İnönü) , “Büyük Millet Meclisi Kürtlerin ve Türklerin ortak meclisidir, ben bu iki halkın temsilcisi olarak buradayım” diyerek sözlerine başlamıştır. Birinci meclisin bu iradesini Cumartesi günü maalesef göremedik, ancak eksikliğe rağmen önemli bir birliktelik olduğunu da vurgulamak isterim.

Çünkü bu eksikliğin çeşitli formüllerle tamamlanacağı , aşılacağı düşüncesindeyim. Eğer 6 milyon oy almış HDP’yi görmezden gelirseniz, Türkiye geleceğini de doğru kuramıyorsunuz, eksik kuruyorsunuz demektir. Eksikliğe rağmen önümüzdeki dönemde HDP ile 6’lı ittifak arasındaki ilişkinin çeşitli mekanizmalarla kurulabileceği ümidini besliyorum. Yaratıcı siyasal mühendislik hareketlerinin olabileceğini, yaratıcı araçların kullanılabileceğini düşünüyorum. Çünkü, ittifaksız çıkış yolu yok.

YENİ BİR TÜRKİYE İNŞAA ETMEK

Ayrıca ittifak mevzusu, sadece siyasal partilerin tepesinde, piramidin üstünde yapılan bir uygulama değildir, bunun yatay ve dikey eksenleri vardır, bu eksenleri de belirlemek ve beslemek gerekir.

En önemlisi örgütlü toplumdur , barolardan odalara kadar uzanan sivil toplum örgütleridir , mesleki örgütlerdir , 80 öncesi deyişimizle demokratik kitle örgütlerinin de, ittifak eksenlerini ve desenlerini oluşturması lazım. Yerel örgütlerinde bu biçimlenmeyi benimsemesi, hayata geçirmesi lazım.

Toplumun tüm kesimlerinin mutabakat sürecine katkıda bulunması, düşünürlerin, bu konuda hep geriden gelen aydınların, bu mevzu üzerinde daha fazla kafa yorması gerekir.

Ülkenin iktisadi topoğrafyası değişti, servet transferlerine tanık olduk. Bu nedenle bir araya gelen partilerin, kurulan ve kurulacak ittifakların değişen iktisadi topoğrafyanın farkında olarak, pek çok alt başlıklarla birlikte yürümesi lazım. Siyasal ittifaklar, çok değişik sorun- çözüm masalarının bir araya getirilmesini gerekli kılar , üzerinde çalışacak çok konu bulunuyor

Türkiye’nin entelektüel enerjisinin ittifak mühendisliğine harcanması lazım. Bu alanda zenginleştirmeye ve zenginleşmeye ihtiyacımız var.

Yaptığım çalışmalarda ve görüşmelerde en büyük eksikliğin siyasi partilerde olduğunu gördüm, 1.meclisin bir ittifak meclisi olduğunu bile bilmiyorlardı. Türkiye’de az da olsa yaşanan ittifak deneyimleri önemlidir, bunları göz önünde bulundurmak lazım.

HDP’NİN AÇIKLIK GETİRECEĞİ HUSUSLAR

HDP’nin de kendine açıklık getireceği hususlar bulunmaktadır. Açık açık belirtelim. HDP, Demirtaş’la birlikte seçimlere girdiğine 14% oy aldı, 15’lere vurdu. 2015’te barajı mesele etmediler, HDP ile seçime katıldılar . İmralı ve Kandil inisiyatifinin yüksek olduğu zamanlarda yapılan seçimlerde bağımsız giriyorlardı, oyları %7 ‘de kalıyordu. HDP ile Demirtaş’la girdiğinde % 14 oy aldılar, ülkenin 3. Partisi oldular.Bunu görmek ve buradaki sorunu aşmak lazım. Türkiye’de yeniden demokrasinin inşasını gerçekleştirmek ve demokraside kaybettiğimiz toprakları yeniden kazanmak istiyorsak , Kürtlerle Türklerin birlikte olacağı bir süreci tanımlamamız gerekiyor.

İttifak mevzuları çok ince işçilik ister, ittifak mühendisliği, mutabakatla tedaviler, çok ince siyaset planlamalarını ve mühendisliği gerektirmektedir. Yaratıcılığımızı, enerjimizi , bilgilerimizi bu alana teksif etmek durumundayız.

Türkiye’deki demokrasi güçleri ittifaklardaki eksikliklere çözüm üretmek durumundadır. Tıkanıkları önce atlamak , tekrar dönerek çözmek mümkün olabilir. Benim ‘pürüz gidericiler’ dediğim bir mekanizmalar devreye girebilir.

Sonuç itibariyle mesele, birbirine sempati duymayanların ortaklaşa sempati duymadığı bir yapıya karşı birlikteliğinin oluşturulmasıdır.

 

* Yazı; Ali Bilge nin 14-02-2022 tarihli Açık Radyo -Ekonomi Politik programından derlenmiştir.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla