Anasayfa » Kadınların Güçlendirilmesinin İnsanlık ve Ekonomik Kalkınma İçin Önemi !

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Kadınların Güçlendirilmesinin İnsanlık ve Ekonomik Kalkınma İçin Önemi !

Tablo 1: Şimdiye kadar aile içi şiddet yaşamış kadınlar (15 yaş ve üzeri kadın nüfusunun yüzdesi, ortalama)

Tablo 2: Beklenen eğitim süresi, kadın (yıl)

Kadınların güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınma içerisinde yer alması toplumun ekonomik, sosyal, kültürel vb. gibi unsurları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kadınların gerekli ekonomik süreçlere katılmaması, eğitim düzeyinin düşük olması, kadın haklarının ihlal edilmesi, kadın girişimciliğine yeterli önem verilmemesi, kadınların ve kız çocuklarının eğitimde eşitsizliğe tabii tutulması o ülkenin ekonomisinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu durumu tablodaki veriler yardımıyla açıklayacak olursak ;

Bolivya’da 2005-2019 da şimdiye kadar aile içi şiddet yaşamış kadınlar 15 yaş ve üzeri kadın nüfusunun yüzdesi  58.5,beklenen eğitim süresi ise 14.2 olarak görülmektedir. Bu veriler doğrultusunda Birleşmiş Milletler 2005 Yılı Gelişme Programı Raporu’na göre, Bolivya’da okur-yazar oranı %95,7 olarak görüldüğü, Güney Amerika’nın en yoksul ülkesi olan Bolivya’da yoksulluk oranı %40’a yakın seviyelerde olduğu, nitelikli iş gücünün azlığı, istihdam olanaklarının sınırlı oluşu, altyapı eksikliği gibi sorunları olduğu görülmektedir. Ülkenin büyümemesi veya kalkınamaması sorununun temel nedenlerinden biri beklenen eğitim sürelerinin ortalama olduğu halde eğitim düzeylerinin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. Bolivya’da kadınların ekonomik hayatta yeterli  rol almaması ve okur – yazar oranını yüksek olmasına rağmen kalitesiz eğitim koşulları, kadınların işgücünden yeterli faydalanılmaması, yoksulluk oranlarının yüksek olması, kadın girişimcilere teşvik verilmemesi ve kadına yönelik şiddet oranlarının yüksek olması kadınların ekonomik büyümemesine katkı sağlamamalarına neden olmuştur. Bu sorunu fark eden Bolivya yönetimi son zamanlarda sömürgeciliği ve erkek egemenliğini, kadın ve erkek arasında eşitsizliğini ortadan kaldırmak için adımlar atılmış olup bu sorunlar ile ilgilenmek amacıyla Bakanlık kurmuştur.

Tablodaki Bosna Hersek adına verilen verilerin incelersek ;

Bosna Hersek’te 2005-2019 da şimdiye kadar aile içi şiddet yaşamış kadınlar 15 yaş ve üzeri kadın nüfusunun yüzdesi  11.0, beklenen eğitim süresi ise 14.1 olarak görülmektedir. Yine bu veriler doğrultusunda Birleşmiş Milletler 2005 Yılı Gelişme Programı Raporu’na göre, Bosna Hersek okuryazar oranı %99.4 olarak görülmektedir. Bosna Hersek de yoksulluk oranı  % 17,2 civarlarında olduğu, her ne kadar ekonomik büyümeye çalışsa da 2018 yılı verilerine göre ülke işsizlik sorunu ile hala ön plandadır ve bu oranın %18,4 seviyesinde olduğu, özellikle gençler arasında daha yüksek bir işsizlik oranının olduğu bilinmekte olup bu durum gençlerin işsizlikle beraberinde eğitim için başka ülkelere göç etmesini de tetiklemektedir. Yüksek işsizlik oranı, kadınların girişimciliğinde düşük maliyetlerden dolayı kendi işlerini kurma düşüncesine itebilmektedir. Bu girişimcilik faaliyetleri de optimum oranda ekonominin büyümesine katkı sağlayacaktır. Legatum Enstitüsünün 2013 yılında ülkelerin ekonomi, girişimcilik ve fırsatlar, devlet, eğitim, sağlık, güvenlik düzeyleri için rapor hazırlamıştır. Bosna Hersek’in ekonomik düzeyi  117, girişimcilik ve fırsatlar düzeyi  91, eğitim düzeyi 78 , sağlık düzeyi 61 , güvelik düzeyi  61 olarak bilinmektedir. Yani Bosna Hersek Gelişmekte olan ülkeler arasında yer almaktadır. Bosna-Hersek ’ te kadınların işgücüne katılım oranı ise diğer Balkan ülkelerinden yaklaşık %20 daha düşük olduğundan dolayı bu durum genelde kadınların düşük işgücü katılım oranlarıyla ilişkilendirilir. Kadınların işgücüne katılım oranının az olmasının sebebi ise Bosna Hersek’in geçmiş tarihlerinde yaşamış olduğu savaşlardan dolayı kadın işgücü oranı çok fazla düşüş yaşamıştır ve bu durum erkek işgücü oranlarının artmasına neden olmuştur.

Tablodaki Türkiye adına verilen verileri incelersek ; 2005-2019 da şimdiye kadar aile içi şiddet yaşamış kadınlar 15 yaş ve üzeri kadın nüfusunun yüzdesi  38.0 olduğu görülmekte olup ülkenin sosyo-kültürel yapısı dikkate alındığında kadınların ikinci sınıf insan olarak görüldüğü,erkek egemenliğine ve onların çizmiş olduğu sınırlar dahilinde yaşamlarına devam etmektedir. Beklenen eğitim süresi ise 16.0 olarak görülmekte olup muhtemelen tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gerçekleşen eğitim yılı beklenenden daha az olacağı yorumunda bulunabiliriz. Bir taraftan baskı altında olan şiddet mağduru kadınların eğitim alanındaki eşitsizlik ve gelişmemişlik göz önünde bulundurulduğunda kadınların işgücüne dahil olması istihdam oranlarında artış yaşanması pek mümkün değildir.

Elbette sadece bu ülke için analizlerde bulunmak diğer ülkeleri dikkate almamak söz konusu değildir fakat tablolardaki en yüksek , en düşük  ve Türkiye verilerini göz önünde bulundurmak istedim. Yapmış olduğum bu değerlendirmelerden yola çıkarak kadınların güçlendirilmesinin insanlık ve ekonomik kalkınma için neden önemli olduğuna dair şunları söyleyebilirim ;

Analiz ettiğim iki ülkedeki kadının işgücüne katılım oranlarının farklı sebeplerden dolayı bazen de aynı sebeplerden dolayı olduğunu görebiliriz. Kadının ekonomide ve kalkınmadaki yetersizliğinin  en önemli unsuru cinsiyet eşitsizliğinin toplum tarafından tamamen hala ortak görüşe sahip olmamasındandır. Yani kadın çalışamaz veya kadın bu işi beceremez gibi tabuların bir an önce yıkılması gerekmekte olup aksine başarılı kadınların ön plana çıkması özellikle ülkelerin büyüme ve kalkınması için çok önemli bir unsurdur. Sadece ülkeler içinde değil toplumun da bu konu hakkında bilinçlendirilmesi ve kadına yönelik her türlü haksızlığın, şiddetin, küçük görülmenin, eşitsizliğin, adaletin, güvensizliğin ve daha bir çok şeyin önüne geçilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde cinsiyet eşitsizliğinin dikkate alınmadığı durumda ekonomik büyüme ve kalkınma etkili bir şekilde ele alınamamaktadır. Özellikle kadınların ülkelerin ekonomik kalkınmaları için yoksulluğun ortadan kaldırılması ve herkese kaliteli bir eğitim imkanı verilmesi gerekmektedir. Çünkü yoksulluk cinsiyet eşitsizliğini arttırmakta ve cinsiyet eşitsizlikleri de ekonomik kalkınmaya engel teşkil etmektedir.

Son olarak şunu eklemekte yarar var ; tablolara ve yorumlara baktığımızda da görülüyor ki kadınların iş hayatına girmesinin çok olması durumunda büyümenin de artması söz konusu. Bu bağlamda değinilmesi gereken önemli konular ise büyüme – kalkınma , azgelişmiş ve gelişmekte olan ülke konularıdır. Yani ülkelerin gelişmişlik düzeyleri arttıkça kadınların işgücüne katılımının da arttığını söylemek mümkündür.

Twitter hesabımı takip etmek isterseniz tıklayın.

 

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla