Anasayfa » Finansın Karanlık Yüzü – Döviz Büroları

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Finansın Karanlık Yüzü – Döviz Büroları

Koskoca işi tek cümlede özetliyorlar: “Burada verirsin, oradan aldırırsın.”

İnsan uzmanı olduğu işi bir cümleyle anlatamıyorsa zaten gerçekten uzmanı değildir. Aslında döviz bürolarının yaptığı iş çok kompleks sayılmaz. Hatta finans dünyası içindeki en basit işlerden biri döviz bürosu işidir.

İnsanların büyük çoğunluğu döviz bürolarını sadece para birimi değişim noktası olarak görür. Ancak illegal ticarette en fazla kullanılan para gönderme metodu döviz bürolarındadır. Yurt içindeki para gönderim işlemlerinde devletler olaya pek müdahil olmaz. A şehrindeki bir döviz bürosuna verdiğiniz para B noktasındaki anlaşmalı döviz bürosundan anında alınır. Döviz büroları kendi aralarında zaten sürekli olarak para ticareti yaptığı için bu transfer paralarıda arada kaybolur gider.

Bir işin içinde devlet yoksa kesin mafya vardır. Bazı gri alanlarda devlet ve mafya iç içe geçer. Yurt dışındaki para gönderim işlemlerinde bu durum söz konusudur. Uluslararası ticaret kurallarına göre kağıt para ticareti belirli sınırlar çerçevesinde serbest bırakılmıştır. Ülkemizde uygulanan güncel mevzuata göre döviz bürosunun A Grubu veya B Grubu olması, bu işlemlere yetkilendirilmesini düzenler. A Grubu döviz büroları şuan en geniş yetkili kuruluşlardır. Kağıt para ithalat/ihracat ve aynı zamanda kıymetli maden ve kıymetli taş ithalat/ihracat konusunda ticari faaliyette bulunabilirler.

Yasa dışı faaliyetlerden elde edilen kazançlar genelde uluslararası olarak transfer edilmek istenir. Europol’ün yayınlamış olduğu raporlara göre işlenen finansal suçların büyük ölçüde 3 veya daha fazla ülkeyi kapsadığı tespit edilmiştir.

Döviz bürolarınında artık gözü açıldı!

Para transfer işinden talep edilen komisyon oranları gerçekten muazzem derecede fazla. Bunun en önemli sebebi döviz büroları transfer edilmek istenen paranın legal olmadığının, kolay para olduğunun ve vergisinin ödenmediğini biliyor. İşin vergi boyutuna bakacak olursak bu haksız kazanç sahipleri en az katma değer vergisi, kurumlar vergisi ve/veya gelir vergisi oranı kadar tasarruftalar. Yani para transferi isteyen kişinin kazancı 30% seviyelerinden aşağıda değil ve hatta üst vergi liminin 50% seviyelerinin üstünde olduğu Avrupa ülkelerini düşünecek olursak vergiden kaçılan para miktarı muazzam rakamlara ulaşmaktadır. Dolayısıyla böyle bir para transfer ticaretinde vergiyi devlet değil, döviz bürosu alıyor. Tabii ki devlet kadar yüksek rakamlar almıyor ki işin cazibesi kaybolmasın. Hatta devletin aldığı rakamlarla kıyaslayacak olursak çok ucuza bile işlem yaptıkları söylenebilir.

Bu iş modeli kolay kurulmuyor. Tam olarak esnaf kafasıyla ve güven odaklı bir çalışma söz konusu. Durum böyle olunca piyasaya girmekte hiç kolay değil. Bu yüzden bu tür işleri yapan bürolar genelde uzun süredir faaliyet gösteren, “gri” bölgelerde çok fazla gelen insanlardan oluşuyor. Kazandıkları müşterilerle aralarında oluşan güven bağı sayesinde işleri süreklilik gösteriyor. Kimi insana 100 dolar bile emanet edilmezken bu döviz büroları her gün milyonlarca ve belki toplamda milyarlarca dolarlık para transferleri gerçekleştiriyor.

Nakit parayı bitirmekle bu işlerin bir nebze önüne geçilebilir ancak bu noktada daha etkili bir çözüm olarak blockchain teknolojisi değerlendirilmeli. Daha etkili çözümler için temele odaklanmalı ve eğitimden başlanmalı. İnsanlara illegal işlerin kötülüğü ve uzak durulması gerekildiği, devletin ve verginin önemini çocukluktan aşılamalı. İllegale yönelen insanlar her zaman olacak ancak yaptırımların ağırlaştırılmasıyla caydırıcılık sağlanmalı.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla