Anasayfa » Joseph E. Stiglitz: Enflasyona karşı dengeli bir tepki gerekiyor

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Joseph E. Stiglitz: Enflasyona karşı dengeli bir tepki gerekiyor

COVID-19 karantinasının ardından küresel ekonomi yeniden açıldığında bazı arz şokları yaşansa da, bu durumun umulandan daha iyi ve geçici olduğu kanıtlanmıştır.

En azından arz ve talep yasalarıyla yönetilen bir piyasa ekonomisinde, kıtlığın fiyatlara yansıması beklenir. Bu yansımaya enflasyon diyoruz. Büyük endişem, merkez bankalarının aşırı tepki vererek faiz oranlarını aşırı yükseltecekleri ve yeni başlayan toparlanmayı engelleyebilecekleridir.

Bu senaryoda en çok zarar görecek olan, her zaman olduğu gibi gelir skalasının altında kalanlardır.

Günlerinin sayılı olduğunu bilen petrol şirketleri, hala alabilecekleri getirileri elde ediyorlar

Son verilerde birkaç şey göze çarpıyor. Birincisi, enflasyon oranı çok oynaktır. 2021’de mevsimsellikten arındırılmış yıllık yüzde 30 oranında artan enerji fiyatları, yüksek enflasyonun önemli bir kaynağı olmuştur. Bu fiyatların “çekirdek enflasyon” dışında tutulmasının bir nedeni var. Dünya, iklim değişikliğini azaltmak için fosil yakıtlardan uzaklaştıkça, geçiş maliyetleri söz konusu olmaktadır. Ancak bugün gördüğümüz şey, petrol üreticilerinin piyasa gücünün açıkça gözükmesidir. Günlerinin sayılı olduğunu bilen petrol şirketleri, hala alabilecekleri getirileri elde ediyorlar. Benzin fiyatları COVID öncesi seviyelere döndüğünde, herhangi bir enflasyon ivmesini körüklemeyeceği açıktır.

Diğer bir büyük sorun, tüketici fiyat endeksinin nasıl oluşturulduğuyla ilgili teknik sorunlardır. İkinci el araç fiyatları tüketici fiyat endeksine dahildir. ABD’deki tüketici fiyat endeksi (diğer ülkelerden farklı olarak) yalnızca alıcı tarafını ele alıyor. Bu da, enflasyon beklentilerinin görece sabit kalmasına sebep oluyor. Çünkü, ikinci el araç fiyatları şu an da süregelen çip krizinden kaynaklı olarak yüksektir. İki yıl önce olduğu gibi bugün de araba ve çip üretmeyi biliyoruz, dolayısıyla bu fiyatların düşeceğine ve deflasyona yol açacağına inanmak için her türlü neden var.

Ayrıca, günümüz enflasyonunun büyük bir bölümünün çip kıtlığı ve petrol kartellerinin davranışları gibi küresel sorunlardan kaynaklandığı düşünülürse, enflasyonu ABD’deki aşırı mali desteğe bağlamak büyük bir abartı olur. ABD kendi başına hareket ederek küresel fiyatlar üzerinde sadece sınırlı bir etkiye sahip olabilir. Evet, ABD’nin enflasyonu Avrupa’dan biraz daha yüksek; ama aynı zamanda ABD daha güçlü bir büyüme yaşadı.

Salgın, ekonomilerin dayanıklılığında eksiklikler olduğunu ortaya çıkardı

Piyasa ekonomileri, tamamen kapanma ve ardından yeniden başlatma gibi büyük değişikliklere çok iyi uyum sağlayamazlar. Bu zorlu süreç, özellikle maaş skalasının en altında olanlar başta olmak üzere, onlarca yıllık işçi açığının ardından geldi. Bu yüzden ABD’nin, “Büyük İstifa” yaşaması şaşırtıcı değil. İşçiler daha iyi fırsatlar aramak için işlerini bırakmaktadır. Emek arzında ortaya çıkan azalma ücret artışlarına dönüşürse, onlarca yıllık zayıf reel (enflasyona göre düzeltilmiş) ücret artışını düzeltmeye başlayacaktır. Ücretler her yükselmeye başladığında talebi kısmak için acele etmek, işçilerin maaşlarının zaman içinde düşmesini sağlamanın kesin bir yoludur. ABD Federal Rezervi şimdi yeni bir politika duruşu düşünürken, bu talebi kısmaya çalışmamalıdır.

Büyük İstifa’dan nasıl bir şey çıkacağından emin değiliz. Daha önce böyle bir şey yaşamadığımız için işçilerin nasıl taleplerde bulunacağından emin olamayız. Böyle bir süreçte gelir skalasının en altında kalan işçilerin kızacağı çok şey olduğu açıktır. Kenarda kalan birçok işçi, nakit rezervleri tükendiğinde çalışmaya geri dönmek zorunda kalabilir; ancak hoşnutsuzlarsa, bu, verimlilik rakamlarında da ortaya çıkabilir.

Faiz oranlarında genel olarak büyük bir artış, hastalıktan daha kötü bir tedavidir

Şu kadarını biliyoruz: Faiz oranlarında genel olarak büyük bir artış, hastalıktan daha kötü bir tedavidir. Talebi düşürerek ve işsizliği artırarak arz yönlü bir soruna saldırmamalıyız. Bu, yeterince ileri götürülürse enflasyonu azaltabilir, ancak aynı zamanda insanların hayatlarını da mahvedecektir.

Bunun yerine ihtiyacımız olan şey, arz darboğazlarının önündeki engelleri kaldırmayı ve insanların bugünün gerçekleriyle yüzleşmesine yardımcı olmayı amaçlayan hedefli yapısal ve mali politikalardır. Örneğin, yardıma muhtaçlar için gıda yardımları gıda fiyatına endekslenmeli ve enerji (yakıt) sübvansiyonları da enerji fiyatına endekslenmelidir. Düşük ve orta gelirli haneler için bir kerelik “enflasyon ayarlaması” vergisi indirimi getirilmelidir.

Buradaki finansman ihtiyacı da petrol, teknoloji ve ilaç tekellerinin doğru vergilendirilmesi ile elde edilebilir.


Söz konusu yazı Dünya Bankası’nın (1997-2000) eski baş ekonomisti, Columbia Üniversitesi’nde profesör olan Joseph E. Stiglitz tarafından Project-syndicate için kaleme alınmıştır. 

 

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla