Anasayfa » Ortadoğu’dan Çıkış – Ekonomi (ikinci bölüm-5)

Bu gönderiyi paylaş

Genel

Ortadoğu’dan Çıkış – Ekonomi (ikinci bölüm-5)

Yerelde ilkellik (5)

  • Sokrates’e bir şey bilmediğini söyleten o dönemin veri yoksunluğuydu. Gerçekçi politikalar geliştirebilmek için gerekli olan kanıtlanmış verilere ulaşmak, gerçeklikle bir bağ kurmaya cesaret edemeyen sözde medya yüzünden imkânsız bir hâl alıyor. Canavar gibi tekstil fabrikan var ama üretim girdisi diye gazete kâğıdını dayatıyorlar… gazete kâğıdından elbise dikmek nasıl anlamsız ise sözde medyanın ‘Dünya düz’ verileriyle anlamaya çalışmak öyle anlamsız.

Medyanın dördüncü kuvvet olabilmesi için kamuoyunun istihbarat teşkilatı işlevini en yüksek başarımla yerine getirip kanıtlanmış verileri anbean sağlaması gerekir. Pornografi arzını esas alan mevcut medyayı ciddiye almak ciddi boyutlarda aptallaştırıcı etkiye neden oluyor.

  • Her an bir felaket olacakmış korkusuyla yaşanmaz ama her an bir felaket olabilir. İyimserlik sadece motivasyon arttırmak amaçlı içsel şartlandırmalarda işe yarar. İşine gelmeyeni uzak ihtimal gören dışsal beklenti anlamındaki iyimserlik kurbanlara özgü ölümcül pasifliktir.

Olanaklar ne kadar yetersiz olsa da en kötü olasılığa karşı en karamsar bakış açısıyla düşünsel hazırlık yaparak psikolojik üstünlük korunabilir.

  • Aşırı üretimin kronikleşmesi nedeniyle Amerikan savaş endüstrisini artık hiçbir savaş doyuramayacağı için sürekli sıcak savaş üretmek zorunda olan süper sinsi Amerikan dış politikası bundan böyle dünyanın en büyük belası olacak.

Yakın geçmişte Rusya’yı Türkiye’ye saldırtmak için sıkı çalışma yapan Amerikan dış politikası, dört bir yanına savaş gereçleri yığıp ateşlere vererek Türkiye’nin etrafında dönüp duruyor. Amerikan dış politikasının, sıcak savaş ihtiyacını karşılayabilmek için Türkiye’yi çevreleyen coğrafyaya odaklanması ve her fırsatta ülkeleri kışkırtması Türkiye için en yakın dışsal tehlikedir.

Başta apoletli mağluplar olmak üzere yenilgiyi sorgulayan kimsenin olmaması kofluğun göstergesidir. Milyonlarca PKK yandaşına diğer intikam yeminli birey ve gruplar eklenince Batı destekli devlet terörünün tırmanışa geçtiği yetmişlerden bu yana biriktirilmiş -devletin resmî tanımına göre- iç düşmanın hiç de azımsanmayacak boyutlara ulaştığı koşullarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti destan yazmayı senaristlere bırakıp başta silahlı kuvvetler olmak üzere diğer devlet kurumlarıyla bir bütün olarak bağışıklık sistemini güçlendirmeyi esas alan medeni reformlara gitmeli, yoksa içsel ve dışsal darbelere Osmanlı Devleti kadar bile dayanamaz. İçeride toparlanmayı başaramadan dış tehditler üstüne laf dolandırmak, mutlak yenilgi gelene kadar oyalanmak olur.

  • Ekonomide kazanılmış olanı koruyamamak gibi görmemişlere özgü bir barbarlığa imza atıp kötünün kötüsüne istikamet alan mezhepçi hanzoları artık uzaylı Osmanlılar bile kurtaramaz. Milletin kursağına iki lokma zıkkımı kavuşturabilmek için hırsızlığı olabildiğince baskılayacak şekilde sistemi güncelleyip onarmak (yapısal zamazingolar) işin en zor kısmı ve bu çok hızlı olmak zorunda.

Seçimden belli bir süre sonra eğer işlerin yoluna gireceğine dair bir güven yaratılamaz ise toplumun içine düştüğü aşağılanma ve öfke krizleri yabancı katliamını tetikleyecek. Bu sefer makbul vatandaşla karşı karşıya gelecek olan güvenlik güçleri topun ağzında olacak. Devlete duyulan genel nefretle birlikte üniformalılara duyulan özel nefret hortlayacak. Ve devlet otoritesi tam bu eşikte sınanacak.

  • Zor yolu seçip devlet yapısı oluşturmaya gitmesi Atatürk’ün en büyük dehasıdır, psikolojik savaşın esasını devlet otoritesi oluşturur. Devlet otoritesi tıpkı paranın otoritesi gibi genel kabule dayanır, toplumun gözünde devlet otoritesi çökerse Marksistlerin o çok özlediği nesnel koşul gerçekleşmiş olur. Ama Türkiye’yi o kanlı kaostan çıkarabilecek Lenin gibi ya da Atatürk gibi kapsayıcı düşünebilen ergince bir karakter bulunur mu, orası meçhul.

Suriye Irak Libya benzeri ilkel ülkelerden Türkiye’yi ayıran tek şey henüz darbe almamasıdır. Her hayırsız evlat dramının altında illaki bir hayırsız ebeveyn dramı bulunur. Askerî vesayetin bir anda bütün itibarını kaybetmesi, halkın gözünde devlet otoritesinin bütün zorba sistemler gibi çok zayıf olması nedeniyledir. Mezhepçi vesayet ise zaten göstermelik olan devlet ciddiyetini iyiden iyiye ayaklar altına alarak zaten it sürülerinden bir farkı olmayan devlet kurumlarını tümden itibarsızlaştırdı.

Osmanlı Devleti gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti de itleşme illetinden kurtulamıyor. İti ite ne yapsan da kâr etmez. ‘Allah kapısına düşürmesin’ denilen bir devletin zorbalık gücü zayıfladığında saldırıların ardı arkası kesilmez.

Her toplumda olduğu kadar bu toprakların da bir potansiyeli var ama seksen darbesiyle daha da derinleşen o karaktersizlik mezarından çıkabilecek psikolojik üstünlükten yoksun. Buna esaret altında doğmak denir. Toplum bir tortu ve devlet, tortunun tortusu.

  • Tarihsel materyalizmde zorbalığa dayalı devlet otoritesi çözüldükçe yerini mahkemeye dayalı devlet otoritesi alamaz ise istikamet geri dönüşüm olur.

Liyakat demek karakter demektir. Mahkeme kurabilecek kişilikler yoksa yapacak bir şey de yok, kişilik olmadan olsa tüysüz maymunun mutlak kölesi olacağına köpekler de medeniyet kurardı.

Başta her bireyin kendi soyutlama sürecinde olmak kaydıyla mahkeme kurmak, yıkımlara sürüklenmemek için her koşulda mutlak zorunluluktur ve mahkeme kurma sürecinin şimdilik bir sonu yoktur. Mahkemenin biçimsel yapısını dahi gündemine alamaması Türkiye’nin büyük ıstırabıdır.

Karar verici esas taraf olarak kamuoyu artık mahkeme yapısına dahil edilip biçimsel mahkeme kurma sürecine giriş yapılmalıdır, ki buncacık bir reform bile Türkiye’nin aşırı ilkel koşullarında aşırı aşırıcı olmayı gerektirir.

Biçimsel mahkemeyi hayata geçirmek hayat kalitesinde hemen bir fark yaratmayabilir, hatta durumu daha da kötüleştirebilir; ama biçimsel mahkeme kurulmadan da içeriği başarma şansı olmaz.

İyi kötü işleyebilen bir mahkeme düzeni kurulmadan padişahlık (vesayet düzeni) aşılamaz. Karakter sahibi olmaktan ekonomik işleyişin hakkıyla düzenlenmesine kadar sosyal her sorunsal doğrudan doğruya mahkeme kurmakla ilgilidir.

Bu gönderiyi paylaş

Yorum Yaz

Araç çubuğuna atla