Bu yazı merkez bankalarının çılgınca bilanço artırdıkları (Alelade ifadesiyle para bastıkları ) şu dönemde basılan paraların gerçekten karşılıksız olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı ile alakalıdır. Son zamanlarda bütün büyük merkez bankalarının umarsızca bilanço artırdıklarına şahit oluyoruz. Geçmişe gidersek büyük merkez bankalarının lideri diyebileceğimiz FED 2008’den başlayıp normalleşme iddiasını ortaya koyduğu 2018’e kadar bilançosunu yaklaşık 800 milyar dolardan 4,5 trilyon dolar seviyesine yükseltmişti daha sonra bunun bir miktar düzeltmesi amaçlanmıştı ama başarılamamıştı; 2020’de başarısız normalleşme sürecine Covid-19 salgını da eklenince FED 2008-2018 sürecinde bastığı paraya neredeyse eş tutarda bir miktar parayı sadece birkaç ayda tekrar piyasaya sürdü ve FED’in bilançosu (Bastığı para diyebiliriz.) 7 trilyon doları aştı.
![]() |
Fed bilançosu |
Konuyu gereksiz ayrıntılara boğmak istemiyorum ama şunu eklemek gerekiyor; FED, büyük merkez bankaları arasında destek/teşvik konusunda en tutucu merkez bankasıdır yani diğer merkez bankaları çok daha abartılı bir süreç yaşıyor ya da yaşayacak diyebiliriz.
Yine FED’e odaklanırsak önümüzde akıl almaz bir bilanço artışı var; biz bunu karşılıksız para basmak olarak tanımlıyoruz ama bu para ekonomik aktiviteyi ne kadar olumlu etkileyecek tartışılır biz Covid-19 salgını öncesi bile piyasada olması gerekenden trilyonlarca fazla likidite olduğu halde para kıtlığı yaşandığını görmüştük ( Eylül 2019 repo krizi) yani piyasada 343453533 trilyon para olsa bile bu para bir yerlerde sıkışıyorsa veya insanların ciddi bir para kullanma talebi yoksa bunun bir anlamı olmuyor. Bunu finansal piyasalar açısından değerlendirirsek yine benzer bir durum geçerli basılan paralar birilere gelir olmuyorsa bunun yatırımlara yansıması da sınırlı oluyor. 2011’de piyasadaki para çok daha az ama ”Hareketli” iken altın başka faktörlerin de etkisiyle (Arzındaki hareketlilik sınırlı olduğu için sabit değer olarak kullanmaya elverişli) 1.900 dolar/onsa kadar yükselmişti yani piyasalara çok daha fazla para akmıştı diyebiliriz. Şimdi çok daha fazla likidite çok daha hızlı şekilde piyasalara sürüldüğü halde benzer bir sonuç doğurmuyor ki bunun sebebi bahsettiğim paranın sirkülasyonunun miktarsal artışa paralel olarak yavaşlamasıdır bu sebeple bahsettiğim sirkülasyon sorununa çözüm üretilmediği veya amaçlanmadığı müddetçe merkez bankalarının para basması/bilanço artırmasının istenen sonucu doğurması çok olası olmayacaktır.
Makalenin devamı için (Karşılıksız para basmak)
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş