“Batı” tarzı kapitalist sistemi yerine Rusya – Çin tarzı “otoriter kapitalist” sisteminin gelmesi Dünya’da eksen kaymasına ve güç dağılımının değişmesine neden olduğu zamanlardan geçiyoruz. 2008 finansal krizinden sonra başta AB olmak üzere “Batı” tarzı demokratik kapitalist sisteminin ekonomik ve politik toparlanmada başarısız olduğunu ve ülkelerin birbirlerini suçladığını gördük. Böylece, Euro Birliği’nin geleceği için riskler günden güne yükseldi. Birlik, olması gibi davranmaktansa birbirlerini suçlamayı tercih eden açıklamalar da bulundular ve asıl sorunun “yapısal” olduğuna değinmediler.
ABD ise AB’den daha başarılı bir şekilde krizle mücadele etti. Fakat, krizin asıl nedeni ABD’den yani kendisinden çıktığını unuttu (subprime mortgage crisis). Sonuç olarak her iki tarafta çözümü ekonomiye para enjekte etmekte buldular. Bu çözüm kolaydı, zordu tartışılabilir. Fakat, “yapısal” sorunları göz ardı ettiklerini söylemeden geçilmeyeceğine inanıyorum.
Batı tarzı demokratik kapitalist sistem krizle bu şekilde boğuşurken Çin-Rusya tarzı otoriter kapitalizm de yükselişine başlamıştı. Batı’lı sistemi benimseyemeyen ya da Çin – Rusya tarzına yakın olan sistemler Batı’nın krizden sonra ki başarısızlığını görünce daha da otoriter kapitalist sistemi benimsediler. 11 sene içinde Dünya’da yavaş yavaş güç değesi değişti ve Rusya – Çin sistemine doğru daha fazla yoğunlaşma görüldü. Bu duruma 11 sene boyunca piyasa para enjekte ederek hem piyasaları hem de ekonomiyi “ucuz paraya” bağımlı hale getirmelerini de eklemek istiyorum.
- Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, Dünya’nın polisi rolüne bürünmüştü. Dün ise Başkan Trump’ın yaptığı açıklamasında artık ABD’nin bu rolü üstlenmeyeceğini ve uzak topraklar olmak üzere bütün savaşlardan çekilmek istediğini belirtti. Bu da Rusya, Çin ve İran üçlüsüne hareket alanı yarattı denilebilir. İşin özüne bakarsak ABD’nin kendisi için haklı olduğunu görebiliriz. Senelerce NATO üyeleri çok az harcama yaparken ABD bütün harekatlarda baş rol üstlendi. Sonunda Başkan Trump’ta topu NATO’ya attı ve artık böyle davranmayacağını belirtti.
Evet! Doğru anladınız. Trump’ın açıklamasıyla beraber (her zaman Trump’ın 180 dönme ihtimali var) bir dönem bitti ve yeni bir dönem başladı diyebiliriz. Türkiye ise bu yeni dönemden ne kadar pay alacak, ne kadar içinde olacak hep beraber göreceğiz. Fakat, askeri gücü ön planda tutan Rusya’ya ve kendi başına ABD’ye meydan okuyabilen Çin’e yakınlaşmak ne kadar mantıklı bunu siz okurlara bırakmak istiyorum.
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş