Güney Kore’de eğitim o kadar önemli ve Güney Koreli aileler çocuklarının iyi eğitim almasına o kadar saplantılı derecede takıntılı ki, bu ruh halinin ayrı bir adı bile var: “Eğitim Ateşi / Education Fever”. Koreli ebeveynler, çocuklarının iyi bir eğitim alıp Güney Kore’nin en iyi üç üniversitesinden (Seul Ulusal Üniversitesi, Kore Üniversitesi ve Yonsei Üniversitesi-kısaca SKY üniversiteleri) birine girmesini istiyorlar. Ebeveynlerin %93’ünün çocuklarını üniversiteye göndermek istediği Güney Kore’de, bu üç üniversiteden birine girmek demek, mezun olunduğunda Güney Kore’nin en büyük şirketlerinden birinde (Samsung, Hyundai, LG, SK Holding, vs…) işe başlamak, iyi bir kariyere sahip olmak, sosyo-ekonomik açıdan sınıf atlamak ve hatta çok daha iyi evlilik imkânlarına sahip olmak demek. Dolayısıyla Güney Koreli gençlerin üzerinde başarılı olmaları için inanılmaz bir baskı var. Bunun yanında, toplumda üniversiteye gidememiş insanlara karşı adı konulmamış bir ön yargı da bulunmakta.
İşte bu yüzdendir ki Güney Koreli bir lise öğrencisini sabah 05:00’de evden çıkmış oluyor. Lise öğleden sonra 16:00’da bitse de öğrenciler genelde gece 22:00 veya 23:00’a kadar okulda veya kütüphanede ders çalışmaya devam ediyorlar. Bu saatten sonra da bir çoğu sabah 02:00’ye kadar süren “Hagwon” denilen bizdeki dershane benzeri kurumlara gidip çalışmaya devam ediyorlar.
Güney Kore’de bu durumu özetleyen çok güzel bir söz varmış: “Eğer gecede sadece 3 saat uyursan, SKY üniversitelerinden birisine girebilirsin. Eğer gecede 4 saat uyursan başka bir üniversiteye girebilirsin. Eğer gecede 5 saat veya daha fazla uyursan hiç bir üniversiteye giremezsin”.
OECD üyesi ülkelerin 15 yaş grubundaki öğrencilerinin üçer yıllık dönemler hâlinde, kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir test olan PISA’ya göre Güney Kore 70 ülke arasında Matematikte 9. (Türkiye 49.), Fen bilimlerinde 11. (Türkiye 52.), kendi dilinde okuduğunu anlamada ise 7. (Türkiye 50.). PISA sıralamalarında Güney Kore’nin üzerinde olan ve nüfusu 10 milyondan fazla olan sadece iki ülke var (Japonya ve Kanada).
Eğitim ateşi Güney Kore için iki tarafı keskin bir kılıç gibi. Çalışmaktan gözlerinin feri sönen Koreli Gençler, dünyanın en eğitimli iş gücünü oluşturup hiç bir doğal kaynağı olmayan Güney Kore’ye en önemli kaynağı, yani kaliteli insan gücünü sağlıyor. Öte yandan çok uzun çalışma saatleri ve sadece öğretmenden öğrenciye (tek taraflı) bilgi akışı olduğu ve kendilerine ayırdıkları zaman olmadığı için hiç bir hobisi, kişisel merakı, eğlencesi olmayan Koreli gençler, tabiri caizse robota dönüşüyor ve liderlik, yaratıcılık gibi bazı yetileri kısıtlı olarak hayata atılıyorlar.
Maalesef denklemin olumsuz tarafına, Güney Kore’nin dünyanın en yüksek intihar oranı olan ülkelerinden biri olduğu gerçeğini de eklemek zorundayız. Özellikle gençler arasında, kronik depresyon ve intihar vakaları OECD ülkeler ortalamalarına göre ne yazık ki çok yüksek.
raştırma geliştirme (Ar-Ge) ve inovasyon penceresinden baktığımızda Güney Kore’nin geçtiğimiz 66 yılda üç farklı fazdan geçtiğini görebiliriz. 1960’lar ve 1970’ler boyunca Güney Kore’nin “taklitçi” olduğunu ve genellikle teknoloji transferleriyle rekabetçi kalabildiğini görebiliriz.
1980’lerde korumacı ekonomi yavaş yavaş ortadan kalkarken, Güney Koreliler teknoloji transferleri ve devlet kurumları tarafından yapılan Ar-Ge faaliyetlerinin yeterli olmadığını anlayıp, özel sektörün de Ar-Ge yatırımları için teşvik edilmesi gerektiğine kanaat getirmişler. Bu döneme ise “değişim dönemi” deniliyor.
1990’larda başlayan “inovasyon” döneminde ise dev sanayi şirketleri tarafından yapılan Ar-Ge çalışmalarından ziyade, daha ufak, daha esnek ve hızlı teknoloji şirketlerinin Ar-Ge çalışmaları desteklenmiş.
“66 yıl boyunca çok sıkı çalışsanız, teknolojik anlamda ABD, Japonya ve Avrupa’yı yakalamış olsanız da, teknolojiye ve bilime yatırımı keserseniz, daha ne olduğunu anlamadan önce trenin arka vagonlarına geriler, sonra da trenden düşersiniz.” Benim bu bildiğimi Güney Koreliler de biliyor olsa gerek ki 2018 rakamlarına göre Dünyada Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranla en yüksek Ar-Ge’ye harcamasını Güney Kore yapmış.
Güney Kore 2018 yılında GSMH’nin 4.55%’lik tutarını, yani 69 milyar doları, Ar-Ge için harcamış. Bu harcamanın %79,4’ü özel şirketler tarafından yapılırken, %12’si (5.91 Milyar Dolar) Üniversiteler tarafından yapılmış.
Gene 2018 itibariyle Güney Kore’de 383.100 tam zamanlı Ar-Ge çalışanı ile Dünyada en çok Ar-Ge çalışanı olan 6. ülke konumunda.
Alıntıdır, tüm makaleyi okumak için linkteki siteyi ziyaret edin
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş