Uzun süredir beklenen eski adıyla Orta Vadeli Program, yeni adıyla Yeni Ekonomi Programı (YEP) Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sunumuyla açıklandı. YEP’te Bankacılık Sektörüne ilişkin belirtilen hususlar olası risklerle karşı karşıya olan bankalar için önemliydi.
En son açıklanan bankacılık sektörü verilerine göre sektörün sermaye yeterliliği rasyosu, takipteki krediler rasyosu ve yapancı para pozisyonuna ilişkin rasyolarda olumsuz bir gösterge bulunmuyor. Ancak ekonomide yaşanan sıkıntıların reel sektörden bankalara bulaşacağı öngörülüyor. Son üç ay içinde hatırı sayılır şirketlerin konkordato ilan etmesine bağlı olarak bankalardaki sorunlu kredilerin sorun oluşturacağı beklenmekte. Kamu bankaları haricindeki bankaların kredi büyüme hızlarının sıfıra yaklaşması ve sorunlu krediler portföyünün büyümesi takip rasyolarını artıracak. Yapılan düzenlemelerle takipteki kredilerin bir önceki adımı olan Yakın İzlemedeki Krediler (İkinci Grup Krediler) sınıfına girişin zorlaştırılıp sorunlu krediler düşük gösterilse de gerçekler herkes tarafından biliniyor. Bununla birlikte artan mevduat faizleri ve Türkiye’nin artan CDS oranlarına bağlı olarak bankaların yurt dışı borçlanma maliyetlerinin artması bankaları zorlayacak.
Bu etmenlere bağlı olarak kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 20 Temmuzda 24 Türk Bankas’ının yabancı para birimi cinsinden temerrüt notunu düşürdü ve bankaları negatif izlemeden çıkardı. Fitch ayrıca, 12 bankanın finansal kapasite notunu indirdi. Yine Fitch 11 Eylülde, Anadolubank ve Fibabanka’nın uzun vadeli kredi notlarını BB-‘dan B+&la, Şekerbank’ın kredi notunu B+’dan B’ye ve Odeabank’ın notunu BB-‘den B’ye indirdi. Fitch bankaların ‘Yaşayabilirlik Notlarını’ da düşürürken, notları olası bir indirim için izlemeden çıkardı, görünümlerini ‘negatif’ olarak belirledi. Moody’s ise 28 Ağustosta 14 bankanın derecesini birer puan, dört bankanın derecesini ikişer puan ve iki finans şirketinin “kurumsal aile notunu” da birer puan indirdi.
İşte bu gelişmeler Orta Vadeli Programda bankacılık sektörüne ilişkin beklentileri artırdı. Özellikle Bloomberg’te yapılan bir habere göre bankalardaki kötü kredilerin devredilebilceği bekleniyordu. Ancak YEP sunumundan sonra Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben basın mensuplarına yaptığı, “Batık kredilerin başka bir kuruma devredilmesi planda yok” açıklaması ile bu beklentilerin gerçekleşmeyeceğini ortaya koydu.
Bankacılık sektörüne ilişkin beklentilere rağmen açıklananlar kadarıyla YEP’te öngörülen tedbirler yetersiz, beklenenden uzak ve ayrıntısı belirli değil. YEP’te bankacılık sektörü ve reel sektör kredileri başılığı altında yer alan tedbir ve politikaları maddeler halinde incelmeye çalışalım.
1- “Bankaların güncel mali yapılarını ve aktif kalitelerini tespit etmek için mali bünye değerlendirme çalışmaları yapılacaktır. Bu çalışmaların sonuçlarına göre gerektiğinde bankacılık sektörünün mali yapısını güçlendirecek ve böylece reel sektörün uygun maliyetlerle krediye erişimini ve mevcut kredilerinin yeniden yapılandırılmasını temin edecek, dünya örneklerine ve ülkemizin geçmiş tecrübelerine dayanan kapsamlı bir politika seti devreye sokulacaktır.”
Bu ifadelerden bankaların mali bünyelerine ilişkin bir analizin yapılacağı ve özellikle aktif kalitesinin durumu yani bankaların verdikleri kredilerin durumlarının ortaya konulacağı anlaşılıyor. Bu çalışmayı yapacak kurumun BDDK olması kuvvetle muhtemel. Peki bu analiz çalışmaları YEP ile getirilen çalışmalar mı? Hayır. Mali bünye değerlendirme faaliyetlerinin hükumetlerin programlarına bağlı olmaması germekte. Zaten bağlı da değildir. 5411 Sayılı Bankacılık Kanuna göre bu görev BDDK’nın temel görevleri arasında sayılmıştır. Merak edenler Bankacılık Kanunu’nun 96. maddesi ile BDDK Tarafından Yapılacak Denetime İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesini inceleyebilir. Yani YEP ile ortaya konan yeni bir tedbir yok, sadece BDDK’nın kanun ile kendisine verilen görevini ifade etmekten öteye gidilmemiş. BDDK bu görevini bu programdan önce yapmıyorsa asıl bunun değerlendirilmesi daha yerinde olacaktır.
2- “BDDK tarafından hazırlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik 15.08.2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Yönetmelikle, Türkiye’de faaliyette bulunan finansal kurumlar ile kredi ilişkisinde bulunan reel sektör şirketlerinin kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ve bu şekilde de ekonomiye katma değer üretmeye devam etmeleri hedeflenmiştir.”
Kredilerin yeniden yapılandırılması ile şirketlerin önemli ölçüde hissettikleri kredi geri ödeme baskılarının hafifletilmesi amaçlanmakta. Yeniden yapılandırmalar bankacılık verilerinde sorunlu kredi olarak görünmese de bilançoların vade uyumlarını olumsuz etkilemesi muhtemel. Ödemesiz dönemlerin artması likidite durumunu negatif etkilerken kârlılık performanslarını gösteren verilen gerçeklikten uzaklaşmasına neden olacak.
3- Programda Türkiye Kalkınma Bankası ve Türkiye İhracat Kredi Bankasına misyonlar yüklenmiş. Bu misyonların bankacılık sektörüne doğrudan etki etmesi beklenmemekte. Söz konusu bankalar üzerinden alınan tedbirlerin reel sektörü rahatlatması ise olasılıklar dahilinde.
4- “Yeniden yapılandırılacak olan Türkiye Emlak Bankası A.Ş. ülkemizde gayrimenkul sektörünün en iyi uygulamalar kapsamında gayrimenkul finansmanını yönlendirecek bir banka haline getirilecektir.
YEP’te zikredilen bu tedbirin bankacılık sektörünü nasıl etkileyeceği merak konusu. Türkiye’nin 15 yıllık büyüme performansında inşaat sektörünün rolü ciddi şekilde eleştirilirken inşaat sektörüne ilişkin adımlardan vazgeçilmemesi dikkat çekici. Ne yazık ki inşaat sektöründen vaz geçemiyoruz. Bunun yanında yeniden yapılandırılması hedeflenen Emlak Bankası ile ilgli henüz netlik kazanan bir şey de yok. BDDK Başkanı bankanın nasıl yapılandırılacağı ile ilgli henüz netliğin bulunmadığını basın mensuplarına açıkladı.
Maddeler halinde değerlendirmeye çalıştığımız YEP’te yer alan ifadelerden de görüldüğü üzere aslında bankacılık sektörü ile ilgili ortaya konan bir tedbir olduğunu söylemek zor. Her ne kadar başta da belirttiğimiz üzere YEP genel olarak gerçekçi hedef ve öngörüler içerse de bankacılık sektörüne ilişkin tedbirlerde muallaklıklar hakim. İlerki dönemlerde yaşanan gelişmelere bağlı olarak bankalar hakkında atılacak adımları hep birlikte izleyip göreceğiz.
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş