Sabah sabah aklıma eski bir televizyon programı geldi.Yayınlandığı dönemde çok konuşulan Ünlüler Çiftliği programı , popülerliğini kaybetmekte olan ünlü isimlerin çiftlik yaşamını konu alıyordu.Şarkıcı Güllü, türkücü Ferhat Güzel, Afrodit lakaplı Banu Alkan gibi isimlerin katıldığı programda izleyenler komik anlara şahit oluyordu.Şarkıcı Güllü’nün saçını yıkadığı legende Ferhat Güzel’in çoraplarını yıkaması yüzünden çıkan kavga , Banu Alkan’ın ahırda tekeyi sağmaya çalışması ise izleyenlerin hafızalarına kazınıp kalmıştı.
Sabah sabah bu programı nereden hatırladın diyecek olursanız Kanalİstanbul Projesi ile ilgili haberleri okuyunca ister istemez o program gözümün önünde canlandı. Ne alaka dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Çılgın proje olarak adlandılan Kanal İstanbul Projesi ile İstanbul Küçükçekmece’den başlayan kanalın Karadenize bağlanması planlanıyor.Bu güzergahı kullanacak olan gemilerden geçiş ücreti alınması planlanan projenin, yap-işlet-devret kamu-özel iş birliği karma modeliyle yapılacağını, Kanal İstanbul çevresindeki yapılaşmanın kentsel dönüşümle çözüleceğini açıklanmıştı.
Şimdi yap-işlet-devret işbirliği modeliyle 2016 yılında yapılan Osmangazi Köprüsü’nün başarısı konusunda hafızalarımızı zorlayacak olursak 2017 yılının ilk 50 gününde 225 milyon lira milletin sırtına bindiği günlerce konuşulduğu hatırlanacaktır.
Osmangazi Köprüsü’nden, Aralık 2016’da 271 bin 671 ve Ocak 2017’de 380 bin 814 otomobil eşdeğer araç geçmişti. Şubat 2017’nin ilk 20 gününde geçen araç sayısı da 288 bin 797 oldu. İşletmeci şirkete günlük 40 bin (Aylık 1 milyon 200 bin) geçiş garantisi verildiği dikkate alındığında, Osmangazi Köprüsü’nden geçen araç sayısı çok düşük kaldığı için çok fazla eleştiri almıştı.Köprü ücretinin 89TL’den 65 TL’ye düşmesi de durumu pek fazla değiştirmemişti.Her geçen araç için de devlet 68 lira firmaya ödeme yapıyordu. Yetmiyor, yine sözleşme gereği Ocak ayında toplam 1 milyon 240 bin araç garantisine rağmen geçen araç sayısı 380 binde kalıyor, yani bu da günlük 40 bin olarak belirlenen araç garantisi sayısının gerisinde kalarak 12 bin araç oluyor. Sonuç olarak devlet 2017 Ocak ayında geçen araçlar için firmaya 25 milyon lira fark öderken, geçmeyen araç için de 114 milyon lira ödeme yapıyor diye eleştiriler gazete haberlerine konu oluyordu.19 milyon lira geçen araçlar için, 67 milyon lira geçmeyen araçlar için yani toplamda 50 günde 225 milyon lira milletin sırtına biniyor diye tartışılıyordu.
Yine çok büyük bir proje olarak gündemimizde yer bulan İstanbul’un iki yakasını Boğaz’ın altından birleştiren Avrasya Tüneli 20 Aralık 2016’da açıldı. Dolar üzerinden anlaşma yapılan ve Hazine garantili Avrasya Tüneli’nden günlük 68 bin araç geçişi garanti edilmiş, vaat edilen araç geçmezse aradaki farkın işletmeci şirkete Hazine’den ödeneceği belirtilmişti. Tünelin geçiş ücretleri (2017’den itibaren) otomobil başına 4, minibüs başına da 6 dolar artı KDV olarak sözleşmede belirlenmişti.
Açılışından itibaren geçen araç sayısı değerlendirildiğinde ise Hazine’ye iki ayda getirdiği zarar yaklaşık 34 milyon lira diye açıklanmıştı Avrasya Tüneli’nden günde 18.500 civarı araç geçtiği ancak bu rakamın Hazine’nin şirkete verdiği günlük 68 bin 500 araç geçiş garantisinin yaklaşık dörtte birine denk geldiği haberlere konu olmuştu. Avrasya Tüneli’nde şirkete günlük 50.000 araç geçiş bedeli olan 842 bin TL’nin Hazine’ye yük olarak yansıdığı haberlerde açıklanmıştı
Maddi getirisi, sağladığı faydanın karşılaştırılması bir yana dursun Kanal İstanbul’un Marmara Denizindeki doğal yaşamı öldüreceği uzmanların (son derece vahim) görüşlerinin gölgesinde son söz şudur:
Bütün bu denenmiş , başarılı(!) olmuş projeleri gördükçe nedense kendimi hep tekeyi sağıp süt elde etmeye çalışan Banu Alkan gibi hissettiğimi söylemek isterim.Banu Alkan’ın tekeyi sağması reklam mıydı gerçek miydi bilemem ama bu müthiş(!) projeler sonucunda sağılanın kim olacağını muhtemelen hemen hemen herkes tahmin ediyordur
Sınırlı sayıdaki gülümseten finans kitabı ‘Acemi Finansçının Günlüğü’nü kaçırmayınız
Dr.ilknur üner
Ponçik ya ne yaptın?Başını belaya sokacaksın?Zaten hayatın allak bullak.Akademik ünvanının bile ne olacağı belli değil şöyle yuvarlak orta bir yazı yazsaydın.Vallahi korkuttun beni
Dr.ilknur üner
Sayın Dr.Üner yazıda bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum.Ne yani kendini teke sağan Banu Alkan gibi hissetmek suç mu?Üstelik onunla pek çok ortak özelliğimiz var.Onun gibi hissedemez miyim kendimi aaaa.Size de yazı beğendiremiyorum.Geçen hafta cillop gibi Almanya yazdım olmadı okunmadı bile.Ne yapsaydım yani
Selim Akgün
Dövize endekslenerek döviz riskinden, geçiş garantisi verilerek hasılat-ciro düşüklüğü riskinden, Hazine kefaleti verilerek de finansman sıkıntısından kurtarılan üstlenici şirketlere sıfır risk (ki, iş hayatının doğasına aykırı) bir iş, daha doğrusu kılçıksız balık sunulmuş ki, ülke için bu kadar aptalca bu projelere onay verilmesinde iki olasılık var sadece; ya bu projelere onay veren bürokrat-siyasetçiler kimse yüklüce rüşvet almış, ya da o an basiretleri tutulmuş aptallıklarına denk gelmiş. Başka mantıklı bir açıklaması olamaz. Hele Osmangazi köprüsü tam bir kepazelik! Türk Telekom olayı zaten…. bu kazıklanmalardan aşağı kalır bir tarafı yok. Aptalca işlere imza atmalarda ısrar edilmesine bakarsak art niyet olduğu aşikar..
Kuzey Çelebi
psikopat-manyak proje kanal istanbul’un maliyetinin 60 milyar TL ( 15 milyar dolar) olduğunu canlı sohbette söyledi FÖŞ.
ağzını koklama imkanım yoktu fakat çok dikkatle seyrettim, FÖŞ zerhoş da değildi. 60 milyar tl serhoş mektubu değil, gerçek.
Dr.ilknur üner
Yorumunuz için teşekkürler Kuzey beyciğim.(Yeni resminiz isminize yakışır olmuş.İsminizin hikayesi de çok hoşuma gitti doğrusu.İsim gelmiş sizi bulmuş.) FÖŞ diyorsa doğrudur ben pek bir data bulamadım açıkcası.Hatta güncel rakamlara vs de ulaşamadım.Elimdekiyle ancak bu kadarını kaleme aldım.İşin en acı tarafı da Marmara Denizi göz göre göre yok ediyor olmamız.Üsküdar sahil dolduruluyor aylardır inşaat alanı.O canım deniz can çekişiyor diğer taraftan da Kanal kazmaya başlayacağız.Elimizden gelse böyle parça parça yapmak yerine komple beton döküp üstüne paşamoğlu konutlarını inşaa edeceğiz.Ne diyeyim ya ağlanacak halimize gülüyoruz….
Dr.ilknur üner
Yorumunuz için çok teşekkürler Selim beyciğim.Malesef gelişmekte olan ülkelerin büyük alt yapı yatırımları için sermaye birikimleri olmuyor bu tip yöntemlerle bunu kapatmaya çalışıyorlar ancak bu da iş yapan yabancı firma açısından ciddi, büyük fırsatlara neden oluyor..Sermaye birikimi olmadığından yaptırılan yatırımlar için oluk oluk aslında para akıtılıyor.Ne diyeim zalım düzen
Muzmin Bezgin
Kaleminize sağlık Ponçik hocam.Şu rakamlara baktıktan sonra nedense o projeler gözüme Coşkun Göğen gibi geldi haliylede Müjde Ar gibi hissetmemiz lazım bence:))
Dr.ilknur üner
Sağolun Muzmin Bezgin beyciğim.Coşkun beyle Müjde hanım ekollerdir.Onların ilişkisine girersek işin içinden çıkamayız.Hele İffet filmi unutulmazdır.Galiba bizim ekonomimiz de bu mazimiz yüzünden bu hikayelerle karanlık.Yorumunuz için teşekkürler sağolun varolun iyiki varsınız…..