Mahalle bakkalımız Hüseyin amcanın bile Bitcoin konuştuğu, Bitcoin yazmayan ekonomistin ekonomist sayılmadığı hatta Bitcoin işlemi yapmayan ekonomistin adam bile sayılmadığı şu günlerde artık baskılara dayanamayarak benim de kripto paraları yazma zamanım geldi.(Yettiniz canıma Hayriye teyzem, Hüsnü amcam Bitcoin ne olacak, işlem yapsam mı sorularından yıldım yıldım yemin ediyorum.Gören de yüklüce alım yapıp Bitcoin fiyatını biranda sarsacaksınız zanneder.Nedir sizdeki bu spekülatör ruhu anlamadım gitti.)
Her ne kadar gündeme ait bir konu olsa da klasik, akademik bir Bitcoin/dijital para yazısı Acemi Finansçının yazması beklenemez
Kripto paralar nedir?Nasıl işlem yapılır gibi konuları zaten değerli ekonomist arkadaşlarım birbirinden güzel, değerli yazılarla işlediler.Onların yazılarının , sözlerinin üzerine söz söylemek üzerime düşmez.(haddimi bilirim)Ben sadece okuduğum yazılardan , akademik makalelerden bana kalanları sizinle paylaşmak istiyorum.
Kripto paralar ile ilgili gündem, dijital paradan kaçılamayacağını ve geleceğin bunun üzerine kurulacağını şiddetle savunan coin para birimlerine inanan bir kısım değerli ekonomist arkadaşımın yanı sıra dijital paralara daha temkinli yaklaşıp, paranın geçerli sayılabilmesi için ödeme işlemlerinde kullanımının tam olarak gerçekleştirmesinin zor olacağına inanan değerli ekonomist arkadaşlarımın tartışmaları ile konu şekillenmektedir.
Her iki tarafın fikrine saygı duymakla beraber Bitcoinin fiyat hareketleri bana Lale Soğanı, Güney Denizi* çıldığınlığında halkın coşkusunu hatırlatsa da asıl dijital paraların gelecekteki gündem konusunu ‘Gresham Yasası’ ile örtüştürüyorum.
Kraliçe I. Elizabeth tahtta iken mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham’ın ortaya koyduğu bu yasa şu şekilde ortaya çıkmıştır.16’ncı yüzyılda kâğıt para yokken yalnızca metal para kullanımdaydı ve metal para gümüş içerikliydi. Gümüş içeriği düşük olan paralar dolaşıma çıkarılınca gümüş içeriği fazla olan paralar dolanımdan kaybolmaya başladı. Thomas Gresham, Kraliçe Elizabeth’e yazdığı raporda bu durumu şöyle açıkladı: İki ayrı metal para düşünelim. Birinin içinde daha fazla gümüş bulunsun. Bu durumda içinde daha az gümüş bulunan paranın para olarak değeri artar. Çünkü daha fazla gümüş içeriği olan 1 şilinle de, daha az gümüş içeriği olan 1 şilinle de aynı malı alabilirsiniz. Bu durumda içinde daha fazla gümüş içeriği olan parayı eritip içindeki gümüşü satmak çok daha akıllıcadır. Nitekim İngiltere’de de böyle olmuştu.
Yüzyıllardır insanların eskimiş, yırtık (kötü)kağıt paraları biran önce elden çıkartmak üzerine bir psikolojiye sahip olması da bu yasa ile açıklanımaktadır.Nihayetinde Thomas Gresham verdiği raporda ‘kötü para iyi parayı piyasadan kovar’ biçiminde bu yasayı ifade etmiştir.
Değerli madene dayalı paraların 16. Yüzyılda kullanımda olduğu için bu yasanın sadece o döneme ait olduğunu düşenenler yanılıyorlar.Günümüzde de bu yasa yeniden gündeme gelecektir.Nasıl mı?İşte cevabı
Kripto paraların basım maliyeti gibi bir maliyet sözkonusu olmadığı, hızlı dolaşım hızına sahip olduğu, kontrollerden uzak ve paranın transferin herhangi bir ücrete tabi tutulmadığı için ‘kötü para’ olarak nitelendirmemiz hiçte yanlış olmayacaktır.Onun yanı sıra basımının, transferinin kurallara bağlandığı, devletlerin bu paranın değerinde, kontrolünde rol sahibi olduğu ve maliyetli olduğu (daha pahalı) için basılı paraları ise ‘iyi para’ olarak nitelendirebiliriz.
Günümüzün tartışma konuları Bitcoin yatırım aracı mıdır?Bitcoin fiyatları daha ne kadar çıkacak yoksa Bitcoin günümüzün Lale Soğanı mıdır? Soruları olsa da ilerliyen günlerdeki tartışma konumuz Dijital (kötü-düşük maliyetli) paralar, , basılı (iyi-maliyeti yüksek) paraları kovacak mı?
Buyrun size Acemi Finansçı’dan 100 puan değerindeki uzmanlık sorusu
Kötü para(dijital para) iyi parayı ( basılı para) piyasadan kovacak mı?
Gelecek günler bize ne gösterecek?
Ponçik: James Rickards’ın kaleme aldığı ve çok ses getiren Kur Savaşları kitabı para birimlerinin çökmesinin, yaşanan kur savaşlarının anlatılmaktadır. Belki de bir sonraki dönem gerçek ve sanal paraların savaşının anlatıldığı bir şekilde başka bir yazar tarafından kaleme alınacaktır.Kimbilir?
*Acemi Finansçının Günlüğünde bu balonların düşündüren komik hikayesini okuyabilirsiniz.
Yazıyı Türk sinemasının unutulmaz , kötü kadın karakterlerini canlandıran Suzan Avcı’nın resmini koyarak cazip kılmak istedim.Kim ismi para olan bir yazıyı para resmi ile okumak ister ki.Türk sinemasının sevilen, güzel, kötü kadını Suzan Avcı’yı da buradan hayranlıkla andığımızı belirtmek isterim.
Selim Akgün
Değerli İlknur hocam, yazıdaki ‘düşük maliyetli’ önermesine katılamıyacam. Şöyle ki;
Küresel para hacminin sadece %10 kadarı banknot olarak basılı olduğu, geri kalanı elektronik ortamda üretildiğini göz önüne alacak olursak, başta Amerikan doları, Euro gibi paralar da sanal… Üstelik major Merkez Bankalarının keyiflerince neredeyse sınırsız basılabiliyor. Bu açıdan bakıldığında bu resmi paraların basım maliyeti toplamda daha ucuza geliyor. Hazine’ler tahvil kağıdı çıkarsın, ona göre bir kaç üst merilerce bir kaç yazışma, imza, ardından bir kaç tuşla milyarlarca dolar piyasaya sürülebiliyor. Halbuki, bitcoinin tedavülü ‘minig’ denilen kripto para madenciliğiyle oluyor. Bu madencilik başlarda sıradan bir pc’nin ekran kartıyla yapılabiliyorken, şimdi geriye kalan bitcoinin çıkarılması için oldukça pahalı, büyük ölçekte elektrik tüketen, aşırı derecede ısı yanan neredeyse 24 saat çalışması gereken ASIC cihazlarıyla profesyonellerce yapılıyor. Logaritma bitcoin çıkarılma hızına göre maden çıkarma işlemini zorlaştırıyor.
Bitcoin fiyatının aşırı abartılı olduğuna ben de katılmakla birlikte, -fütursuzca para basıldığı itibari para sisteminin sorgulanması gerektiği- farkındalığını, zihinlerde oluşturma potansiyeli açısından kripto paraların çıkması hayırlı buluyorum. Lakin trene sonradan binen kendini uyanık zanneden bir sürü insan çok kötü tokatlanacak.
“Bitcoin fiyatı 60 bin doları bulacak” söylemi her ne kadar finansal piyasaların gözünde ‘keriz toplama’ olarak şüpheyle karşılansa da, 21 milyonla sınırlı ve bugüne kadar 4’te 3’ünün çıkarıldığını dikkate alırsak matematiksel olarak mümkün. Bitcoin bundan tam 1 yıl önce 700 dolarlarda gezinirken, teknoloji meraklıları gençler arasında “bitcoinin katlamalı yükselişinin arefesindeyiz, 5 bin dolarlara hazır olun” şeklinde paylaşımlar yapılmıştı, bir takım algoritmik-matematiksel gerekçelerle destekleyerek…
Yani demem o ki, finansal olarak balon dediğimiz bu şey, matematiksel gerçekliğin ta kendisi de olabilir, kim bilir….
Dr.ilknur üner
Yazarken bu maliyet konusunu aynı şekilde ben de düşündüm ancak dijital para konusuna farklı bir bakış açısı getirmek istedim.Yaşar Erdinç Bitcoin sistemini baştan sona çok güzel anlattı.Mahfi hoca da gayet güzel yazdı.Aslında yazıda günümüzdeki konu bu olsa bile gelecekte bunu farklı farklı tartışmaya devam ediyor olacağız demek istedim.Her ne kadar eski kafalı bir tip olduğum için dijitalleşmeye temkinli olsam da dijital paraların da finans dünyasının geleceği , bir parçası olacağını görebiliyorum ama bu dijital paralar devlet eliyle mi olur yoksa her ne kadar milliyetçi akımlar yükselmeye başlasa da ülkeler üstü bir yapı kurulabilecek mi bilmiyorum.Finansal balon konusu ise dediğiniz gibi tam bir muamma.Her daim inanan , kolay yoldan para kazanmaya çalışan bir toplum olduğumuz için Kombasanlar, Caprice Goldlar, cripto paralar, saadet zincirleri biri gelir biri gider.Saygılar