“TOPLUMLARDA YOZLAŞMA DİLDEN BAŞLAR”
“DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR”
“Sözcükler yol gösteren birer işaret direkleridir. Onlar kavramsal olanın ötesini yansıtırlar.” [Eckhart Tolle ]
‘Türkçemizi Arapçadan Arındıralım’ adlı çalışmamdan bir bölüm…
Selam, Merhaba yerine ESENLİKLER
Teşekkür ederim “ SAĞOL
Lisan “ DİL
İsim “ AD
Kelime “ SÖZCÜK
Kelam “ SÖZ
Telaffuz “ SÖYLEYİŞ
Üslup “ ANLATIŞ BİÇİMİ
Tabir “ DEYİM, YORUMLAMA
İfade “ DEYİŞ, ANLATIM
Husus “ KONU
Sual “ SORU
Cevap “ YANIT
Teklif “ ÖNERİ, ÖNERME
Sene “ YIL
Asır “ YÜZYIL
Mesele “ SORUN
Mühim “ ÖNEM
Vahim “ AĞIR
Sebep “ NEDEN
Netice(de) “ SONUÇ(TA)
Hayat, Ömür “ YAŞAM
Tabiat “ DOĞA
Aşk “ SEVGİ
Lütuf, Nimet,
İhsan, Hayır “ İYİLİK
Şer KÖTÜLÜK
Bereket “ BOLLUK
İnayet, Himmet “ YARDIM
Alaka(lı) “ İLGİ(Lİ), BAĞLANTI(LI)
Mensup “ İLİŞKİLİ
Hakkında “ ÜZERİNE
Akabinde “ ARDINDAN, ARKASINDAN
Misal/Mesela “ ÖRNEK/ÖRNEĞİN
Ama, Fakat, Lakin “ ANCAK
Dahi “ BİLE
Nazaran “ GÖRE
Nispeten, Kıyasla “ ORANLA
Ekseriyet “ ÇOĞUNLUK
Umumi “ GENEL
Hususi “ ÖZEL
Mukabil “ RAĞMEN
Tekabül “ KARŞILAMA
Elzem “ VAZGEÇİLMEZ
Kati “ KESİN
Maalesef “ NE YAZIK
Şahıs, Zat/Şahsiyet “ KİŞİ/(-LİK)
Bizzat “ KENDİ, KENDİSİ
Fert “ BİREY
Muhterem “ SAYGIDEĞER
Hürmet “ SAYGI
İhtiyar(lık) “ YAŞLI(LIK)
Valide “ ANNE, ANA
Evlat “ ÇOCUK
Velet “ OĞUL
Hamile “ GEBE
Mana “ ANLAM
Zaman, Vakit “ DÖNEM
Evvel “ ÖNCE
Ahir “ SON, SONRA, SONRAKİ
Zıt “ TERS
Müsait, Makul,
Münasip “ UYGUN
Mahzur “ SAKINCA
Akıl “ US
Akıllı, Zeki “ UYANIK
Mutedil “ ILIMLI
İlim “ BİLİM
İrfan “ ANLAMA, BİLME
Malum, Aşikar “ BELLİ
Malumat “ BİLGİ
Cahil/Cehalet “ BİLGİSİZ/(-LİK)
Alim “ BİLGE
Hikmet “ BİLGELİK
Meçhul “ BELİRSİZ
Muamma “ BİLMECE, BİLİNMEZ
Hakikat “ GERÇEK, DOĞRU
İcat/Mucit “ BULUŞ/(-ÇU)
İspat (etmek) “ KANIT(LAMAK)
Kaide “ KURAL
Müspet “ OLUMLU
Menfi “ OLUMSUZ
Madde, Ayniyat “ ÖZDEK
Zikretmek “ ANMAK
Tefekkür (etmek) “ DÜŞÜNME(K)
İma (etmek) “ ANIŞTIRMA(K)
İdrak (etmek) “ ALGI(LAMAK)
İman (etmek), İtikat “ İNAN(MAK)-Ç
Riayet etmek “ UYMAK
Rağbet “ İLGİ
Revaç “ SÜRÜM
Alem “ EVREN
Sema(vi) “ GÖK(SEL)
İcat/Mucit “ BULUŞ/(-ÇU)
Sır “ GİZEM
İmtihan/ (- etmek) “ SINAV/SINAMAK
Temiz(lemek) “ ARI(TMAK, -NDIRMAK)
Ahlak “ TÖRE, SAĞTÖRE, AKTÖRE
Terbiye(li), Edep “ GÖRGÜ(LÜ)
Adet, Örf “ GELENEK, (-)GÖRENEK
Seyahat “ GEZİ
Sürat(li) “ HIZ(LI)
Mesafe “ UZAKLIK, ARALIK
İstikamet “ DOĞRULTU
Azami “ EN ÇOK
Asgari “ EN AZ
Tarif “ TANIM
Teferruat “ AYRINTI
Tevil “ ÇEVRİ
Muhafaza (etmek),
Himaye “ KORUMA(K), SAKLAMA(K)
Teskin etmek “ YATIŞTIRMAK
Vedalaşmak “ ESENLEŞMEK
Mahluk(at) “ YARATIK(LAR)
Hilkat, Fıtrat “ YARADILIŞ
Beden, Vücut “ GÖVDE
Kıyafet, Elbise “ GİYSİ
Ruh(sal) “ TİN(SEL)
Kalp “ YÜREK
Adale “ KAS
Meleke “ YETİ
Hararet “ SICAKLIK
Acayip, Garip, Tufah “ DEĞİŞİK, ANLAŞILMAZ
Muhtelif “ ÇEŞİTLİ
İhtilaf “ UYUŞMAZLIK, ANLAŞMAZLIK, AYRILIK
Vasıf “ NİTELİK
Daima “ HER DÖNEM
Feragat etmek “ VAZGEÇMEK
Vazife “ GÖREV
Mesai “ ÇALIŞMA
İcap “ GEREKLİK
Teftiş “ DENETİM
Liyakat “ UYGUNLUK
Rehavet “ AĞIRLIK
Asabi “ ÖFKELİ
Hiddetlenmek “ ÖFKELENMEK
Haset (etmek) “ KISKAN(MAK)-ÇLIK
Mesut, Bahtiyar “ MUTLU
Memnun “ KIVANÇ
Müsterih “ KAYGISIZ
Samimi “ İÇTEN
Teveccüh “ SEVME, HOŞLANMA
İftihar/(- etmek) “ ÖVÜNÇ, KIVANÇ/ÖVÜNMEK
Hüzün(lü), Keder(li) “ ÜZÜNTÜ(LÜ)
Mahzun “ ÜZÜNTÜLÜ
Izdırap, Elem “ ACI
Dert(li) “ SIKINTI(LI), ÜZGÜ
Evham, Vehim,
Vesvese “ KURUNTU
Cefa “ BÜYÜK SIKINTI
Vahim “ KORKULU
Ciddi “ GÜVENİLİR, AĞIRBAŞLI
İtiraz etmek “ KARŞI ÇIKMAK
Talep, Murat “ İSTEK, DİLEK
İhtiyaç “ GEREKSİNİM
Muhtaç “ YOKSUN
Maruz kalmak “ KARŞILAŞMAK
Hassas(iyet) “ DUYARLI(LIK), DUYGULU
Meyil, Temayül “ EĞİLİM
Meyilli “ EĞİK
Muaf “ ÖZGÜR
Mesul “ SORUMLU
Muhalif “ KARŞIT
Muhalefet “ KARŞITLIK
Tehlike “ KORKU
Badire “ SIKINTI
Tahammül “ KATLANMA, DAYANMA
Tereddüt “ DURAKSAMA, KARARSIZLIK
Temenni “ DİLEK
Hediye “ ARMAĞAN
Beleş “ ÜCRETSİZ
Menfaat, Leh “ ÇIKAR
Aleyh “ KARŞI, KARŞIT
Emniyet(li) “ GÜVEN(Lİ)
Sıhhat(li) “ SAĞLIK(LI)
Müzmin “ SÜREĞEN
Fayda(lı) “ YARAR(LI)
İstifade (etmek) “ YARARLANMA(K)
Zarar, Ziyan “ ÇIKAR KAYBI
Zai “ KAYIP
Bedel, Kıymet(li) “ DEĞER(Lİ)
Fiyat “ TUTAR, EDER
Harcama “ TÜKETME, TÜKETİM
Tasarruf/(- etmek) “ BİRİKİM/BİRİKTİRMEK
Maaş “ AYLIK
Yevmiye “ GÜNLÜK
Nakit “ AKÇE
Zam “ ARTIRMA, BİNDİRİM
Cari “ AKAN
Külli “ TÜMEL
Cüzi “ TİKEL
Fahiş “ AŞIRI
Kafi “ YETER
Muazzam “ KOSKOCA, KOSKOCAMAN
Mahrum(iyet) “ YOKSUN(LUK)
İaşe “ BESLEME
Civar(ında) “ DOLAY(INDA)
Manzara “ GÖRÜNÜM
Merkez “ ORTA
Tecrübe(li) “ DENEYİM(Lİ)
Vaziyet, Hal “ DURUM
Vaka, Hadise “ OLAY
İmkan “ OLANAK
Mümkün(at) “ OLABİLİR(LİK)
Hatıra “ ANI
Hikaye “ ÖYKÜ
İbret almak “ ÖĞÜTLENMEK
İtibar “ SAYGINLIK
Şeref(lendirmek),
Teşrif (etmek) “ ONUR(LANDIRMAK)
Şüphe(lenmek) “ KUŞKU(LANMAK)
Evham “ KURUNTU
Galibiyet “ YENGİ
Mağlubiyet “ YENİLGİ
Hezimet “ AĞIR YENİLGİ
Lazım, Elzem “ GEREKLİ
Kabul “ ONAYLAMA
Meşgale “ UĞRAŞI
Meşgul “ DOLU, YOĞUN
Tasvip “ ONAMA
Niyet, Maksat, Gaye “ AMAÇ
Tatmin “ DOYUM
Hakkaniyet “ UYGUNLUK
Adalet “ DOĞRULUK
Hakim “ YARGIÇ
Hüküm “ YARGI
Mahkeme “ DURUŞMA
Celse “ OTURUM
Hapis(hane)/Mapus “ TUTUKLUK (EVİ)/TUTUKLU
Mahsur/(-kalmak) “ KUŞATILMIŞ/KUŞATILMAK
Şikayet (etmek) “ SIZLANMA(K)
İştişare “ DANIŞMA
Müracaat “ BAŞVURU
Muamele “ DAVRANIŞ, DAVRANMA, İŞLEM
Muhtemel/İhtimal “ OLASI/(-LIK)
Muhtemelen “ OLASILIKLA
Mektep “ OKUL
Talim “ ÖĞRETİM, ALIŞTIRMA
Talimat “ YÖNERGE
Tertip “ DÜZENLEME
Temsil “ SİMGELEME
Temsilci, Mümessil
Vekil “ SİMGECİ
Kefil “ YÜKÜMCÜ
Mükellefiyet “ YÜKÜM
Mecburiyet “ YÜKÜMLÜLÜK
Lakayt “ ALDIRIŞSIZ, İLGİSİZ
Mühür “ DAMGA
Vasıta “ TAŞIT
Merkep “ BİNEK
Tedarik(li) “ HAZIRLIK(LI)
Kademe, Derece,
Rütbe “ BASAMAK
Merhale “ AŞAMA
Tabaka “ KATMAN
Mukayese,
Kıyaslama “ KARŞILAŞIRMA
Hesap(lamak) “ ÖLÇ(MEK)-ÜM
Kıstas “ ÖLÇÜT
Mizan “ ÖLÇÜ
Muhasebe “ SAYMANLIK
Tahmin “ KESTİRİM, ÖNGÖRÜ
Kusur, Ayıp “ ÖZÜR, EKSİKLİK
Noksan “ EKSİK
Zihin “ BİLİNÇ
Hafıza “ BELLEK
Tekabül “ DENK
Sohbet “ SÖYLEŞİ
Bahsetmek “ SÖZÜNÜ ETMEK
Münakaşa (etmek) “ TARTIŞMA(K)
Merhamet (etmek) “ ACIMA(K)
Zayıf “ ARIK
Kuvvet(li) “ GÜÇ(LÜ)
Meşakkatli “ GÜÇ, SIKINTILI
İstisna “ AYRIKLIK
İzafi “ GÖRECELİ
Muteber “ GÜVENİLİR, İNANILIR
Mübalağa etmek “ ABARTMAK, BÜYÜTMEK
Müşahede etmek “ GÖZLEMLEMEK
Mülahaza “ DÜŞÜNCE
Mahvetmek “ YOK ETMEK
Has “ ÖZGÜ
Esas “ BAŞLICA
İtibariyle “ BAKIMINDAN
Usul, Tarz “ İLKE
Tenha “ ISSIZ
İnşaat “ YAPIM
Bina “ YAPI
Mesken, İkametgah “ KONUT
Mekan “ YER
Cephe “ YÖN
Hudut “ UÇ
Tahrik “ KIŞKIRTMA
Tehdit “ GÖZDAĞI
Husumet “ DÜŞMANLIK
Arbede “ İTİŞ KAKIŞ, GÜRÜLTÜ PATIRTI
Harp, Muharebe “ SAVAŞ
Müdafaa “ SAVUNMA
Taarruz “ SALDIRI
Defetmek “ KOVMAK, SAVUŞTURMAK
Haber, Havadis “ DUYUM
Haberleşme “ İLETİŞİM
Temas (etmek) “ DOKUNMA, İLETİŞİM (KURMAK)
Takip (etmek) “ İZLEM(EK), KOVALAMA(K)
Teyakkuz “ UYANIKLIK
Takviye “ DESTEK, SAĞLAMLAŞTIRMA
İntikam “ ÖÇ
Katletmek “ ÖLDÜRMEK
Katliam “ KIRIM
Mağdur(iyet) “ KIYGIN(LIK)
Aciz/Acziyet “ GÜÇSÜZ/(-LÜK)
Münasebet “ İLİŞKİ
Müptela “ BAĞIMLI
Hata “ YANILGI, YANLIŞ
Hile, Desise “ OYUN
Yemin “ ANT
Acele “ İVEDİ
Alamet, İşaret “ BELİRTİ, İZ
Ecdad, Ced “ ATA
Kemal “ ERGİNLİK
İlham “ ESİN
Musibet, Felaket,
Bela “ UĞURSUZ
Meymenet “ UĞUR
Nasihat “ ÖĞÜT
Tembih(lemek) “ UYARMA(K)
İkaz, İhtar “ UYARI
İnat etmek,
Israr etmek “ DİRETMEK, AYAK DİREMEK
Kanaat “ KANI
Basiret “ SAĞGÖRÜ, ÖNSEZİ, SEZİŞ, UYANIKLIK
Meziyet “ NİTELİK
Kabiliyet “ YETENEK
İştah “ (YEME) İSTE-K(Ğİ)
Tamah/(-kar) “ (AÇGÖZLÜ)/-LÜK
İntiba “ İZLENİM
İfşa etmek “ AÇIĞA VURMAK
Müdahale (etmek) “ KARIŞMA(K)
İmtina etmek “ KAÇINMAK, ÇEKİNMEK
Tecrit “ YALITIM, SOYUTLAMA
İlhak “ BAĞLAMA, KATMA
Teşebbüs/(- etmek) “ GİRİŞİM/GİRİŞMEK
Müteşebbis “ GİRİŞİMCİ
İntikal “ GEÇİŞ
Rakam, Miktar “ NİCELİK
Suni “ YAPAY
İtaat etme “ BOYUN EĞME
Sadakat, Vefa “ BAĞLILIK
Hibe “ BAĞIŞ
Vakfetmek “ ADAMAK
Teşbih “ BENZETME
İntihal “ AŞIRMA
Mecaz “ DEĞİŞMECE
İktibas “ ALINTI
Şan/Meşhur “ ÜN/(-LÜ)
İthalat “ DIŞALIM
İhracat “ DIŞ SATIM
İtfa “ ÖDEME
Mefhum “ KAVRAM
Teşkilat “ ÖRGÜT
Şebeke “ AĞ
Hüviyet “ KİMLİK
Ehliyet “ UZLUK
Müşahhas “ SOMUT
Debelenmek “ TEPİNMEK, ÇIRPINMAK
Ceberrut, Gaddar “ ACIMASIZ
Haşin “ KATI
Zulüm, Eziyet “ KIYICILIK
İsyan(kar,cı) “ BAŞKALDIRI(CI)
İhtilal “ DEVRİM
Meczup “ DELİ
Büluğ “ ERGENLEŞME
Silsile “ SIRA
Kabir, Mezar(lık) “ GÖMÜT(LÜK)
Abide “ ANIT
Mevta “ ÖLÜ
Beka “ KALICILIK
Ebediyen, İlelebet “ SONSUZA DEK
Allah “ TANRI
Irk “ SOY
Secere “ SOY AĞACI
Millet “ ÜLKÜ
Halk “ KAMU
Diyar, Memleket “ YURT
Vatan “ ÜLKE
Vilayet/Kaza “ İL/(-ÇE)
Hürriyet “ ÖZGÜRLÜK
İstiklal “ BAĞIMSIZLIK
Türkiye “ TÜRKELİ (olmalıydı,olmalı)
Muzmin Bezgin
Ne kadar önemli bir konu Selim Bey elinize sağlık.Falan filan diline takılırım hep.Meslek liselerinden staj için gelen çocuklarla konuşur,bilgilerini sınardım.Cümleler hep falan-filanla biterdi.Kaçak akım rölesi ne işe yarar kardeşim? -Kaçak maçak falan filan.cctv ney mantığını bir anlat bakalım,dersini gördünüz değilmi?-Evet Abi kamera mamera falan filan…Naılsın yavrum?İyi miyi falanfilan…Ana Dilini yani beynin düşünce dilini kısırlaştırınca,beyinlerde kısırlaştırılıyormuş yıllardır hüzünle seyrediyoruz bu Filmi.
Selim Akgün
Bir de bu sosyal medya dili de Türkçe’yi iyice dinamitledi. Kısaltmalar, argo sözcükler, imla hataları… özellikle gençler arasında.
atalip
Dil konusu çok önemli ama dilde tasfiyecilik dili fakirleştirir. Kelimelere karşılık bulmak dili zenginleştirmez, yeni kavram üretmek, kavramları kullanmak, dili işlemek dili zenginleştirir. Sizin yazdığınız örneklerden biri ile iki cümle yazacağım acaba ikisi aynı etkiyi yapıyor mu ya da aynı anlama geliyor mu? ” Üst tabakaya mensup biriyle nişanlandığını duydum?” ” Üst tabakayla ilişkili biriyle nişanlandığını duydum?” ” Soygunu yapanlar bir çeteye mensuplarmış” Soygunu yapanlar bir çeteyle ilişkiliymiş” Sanki son örnekte birbirinin yerine kullanılabilirmiş gibi görünüyorsa da ilk örnekte kesinlikle aynı anlamda değiller. Kelime atmak o kelimelerin çağrışımlarının da yeniden kurulmasını gerektireceğinden hiç bir zaman iyi sonuç vermemiştir, özellikle de yıllardan beri kullanılan kelimeler söz konusuysa.
Bir örnek daha verip geçmek istiyorum. Olası kelimesi. Çok kullanılıyor, hem ihtimal hem de mümkün yerine. Bir kelimenin iki ayrı kavramın yerine geçmesi dili zenginleştirmez. Sizin gibi aklı selim sahibi biri de benimle hemfikirdir diye düşünüyorum. Bunu yazarken elbette er bir yazdığınıza tek tek karşı çıkıyor değilim ama yine de bazılarının hiç de eski ve terk edilmiş sözcükler olduğunu düşünmüyorum, birlikte var olmaları ve zamanla aralarında anlam bakımından fark olması daha çok tercih edeceğim bir gelişme olur.
Yazdığınız yazılar ve paylaşımlarınızdan dolayı da teşekkür bir borç bilirim, sağ olun.
Selim Akgün
Dünyada başka dillerden geçmiş aynı anlamı olan bu kadar sözcük içeren bir dil yoktur herhalde. Neredeyse her sözcüğün ya arapça, ya farsça bir karşılığı var. Listemde bunun gibi 500 kadar sözcük var. Zaten ortalama birinin günlük hayatta bir dili konuşabilmesi için yaklaşık 200-300 sözcük bilmesi yeterli.
Bir şey icat edersin Türkçe karşılığı yok, kullanırsın anlarım (televizyon gibi). Ama ısrarla arapça kökenli sözcük kullanmak, topluma bunu empoze ettirmek ideolojik bir olgu. Özellikle İslamcı kesimde.
En yalın örneği YIL yerine SENE, İLGİLİ yerine ALAKALI…
Türkü araplaştırma olarak görüyorum. Bu kez arap gibi düşünmeye başlarsın, arap gibi giyinmeye, biat kültürü, nemelamcılık,… böyle devam eder.
Dil konusunda hassas olmak gerek(lazım)…