Çocuk yaştayken (30 yıl kadar önce) ve ezberciliğe kurgulanmış köhnemiş Türk Eğitim sisteminin çarkları yaratıcı fikir üretme yeteneğimi henüz öğütmemişken, yatmadan önce saatlerce -o zaman henüz icat edilmemiş, günümüzde yeni icat edilen bir çok şeyi- ayrıntısına kadar kafamda canlandırıp “keşke böyle bir şey benim olsa” diye hayal eder öyle uykuya dalardım çoğu geceler.
Her ne kadar bu tür yaratıcı hayal kurma yeteneğim körelmiş olsa da, ihtiyaçtan olsa gerek yeniden canlandı. Evde büyük bir uğraşla üretmek durumunda kaldığım bir şey için “keşke bu işin de bir cihazı olsaydı” diye düşününce dahiyane fikrim doğdu. Ayrıca, bu platformda İlknur Hanım‘ın sık sık başarı hikayelerini konu alan keyifli blog yazıları da motive ederek beni bu fikri hayata geçirmek için gazlamış olabilir. İçimden gelen bir ses “oğlum, bu kez kefeni yırttın!” diyor. 🙂
“Belki de dünyada buna benzer bir cihaz vardır” diyerek internette araştırmaya koyuldum ama kafamda tasarladığım böyle bir cihaz henüz yapılmamış. Sadece hazır ürünün saklanma ve servis edilme gibi basit fonksiyonlarını barındıran bir cihaz var, o da tam 1500 $ gibi bir fiyatla satılıyor! Benimkinin bu iki fonksiyonu yanında, bir de asıl yorucu işlem olan evde üretim işini görecek.
Ancak; saçma sapan proje(!)lerin kabul görülüp yaratıcı orijinal projelerin yozlaşmış kurumlarımızca elendiğini gördükçe projemin “günah” diye ideolojik olarak, belki de sığ bir öngörüyle vergi kayıplarına yol açacağı düşünülerek reddedileceğinden emin olduğumdan (bir çoğunuz projenin ne ile ilgili olduğunu anlamıştır) ve de telif hakkımın gaspedileceği endişesiyle ulusal bir kuruma başvurmayı düşünmüyorum henüz. Halbuki katmadeğeri oldukça yüksek ihraç ürünümüz olabilirdi.
Projemin telif hakkını çaldırmadan başka nereye başvurmalı? Projemi hayata geçirmek için yaratıcı fikirlerin değerini bilen Batılı ülkelerden birinin konsolosluğuna mı başvurmalı? Bu konuda yol gösterecek okurların ve projeyi sahiplenecek girişimcilerin desteklerini bekliyorum.
Henüz fikir aşamasında olsa da, projemin taslağını şahsım tarafından kağıt üzerine dökmek ve son yıllardaki teknolojik ürünlerdeki gelişmeleri gözönüne alırsak, projemi sahiplenecek kurum-kuruluşun bunu lansman aşamasına getirmesi zor değil. Ve de cihazın seri üretim aşamasına kadar bu kurumsal yapıyla birlikte çalışıp geliştirilmesine katkıda bulunabilirim.
Hayır, fantezi kurmuyorum, egosu şişik biri de değilim. Bir çoğunuzun aklına aşağıdaki skeç gibi şeyler de gelmiş olabilir. ? Ama artık şu “biz icat yapamayız” kompleksinden kurtulmamız gerekiyor ve tabi biraz da girişkenlik.
İşin acı tarafı; ülkede bu gibi yaratıcı fikirler üretme yeteneğine sahip yüzlerce insanımız olmasına rağmen, bu fikirlerin bilime kapalı bir siyasi irade tarafından hakettiği değeri bulmayıp belleklerde tozlanıp unutulmasıdır.
Bu yobazlıktan nasibini almış, bilimden uzaklaştırılmış TUBİTAK’ın kabul ettiği ‘araştırma projeleri’nden küçük bir derleme (Eminim ki, bunu da Fetö’ye bağlayacaklar):
- Kerametler projesi: Şeyh Memduh’un İki Yerde Bulunması, Sultan Memduh Hz. Atının Kerameti, Yusuf Ağa’nın Kurtuluşunun Kerameti, İbrahim Hakkı Hz. Kerameti, Şeyh Mücahit’in Vasiyeti, Sufi Abdurrahman’ın Şam’ı Görmesi, Şeyh Mücahit’in Üzüm Kerameti, Meyme Ğasya’nın Bedduası, Sultan Memduh’un Basireti, Şeyh Mücahit’in Kerameti, Şeyh Haccı Ali’nin Hacca Gitmesi
- “EKG Önlüğü İle Mahremiyeti Korumak” projesi
- “Cuma Namazının Sosyalleşmeye ve Toplumsallaşmaya Etkisi”
- “Ahlaki Değerlerimizin Sistematik Gözlemlerle İncelenmesi”
- “Fasülyeye Kur’an Okunması”
Eregion Horl
Video komik ya..
Dr.ilknur üner
Selim beyciğim, yazınızda benim yazılarımdan ilham aldığınızı yazmışsınız çok mutlu oldum.Çok teşekkür ederim.Demek yazılarım amacına ulaşmış.Yatırımcı olsam fikrinize kesin yatırım yapardım ancak Türkiye’de fikir, sanat, bilim üretenlerin yalnızlığına hoş geldiniz demek istiyorum.Sizin için şöyle bir araştırayım dedim ancak melek yatırımcı vs dedikleri süreçlerin çok da ulaşılabilir olmadığını gördüm.Yine de pes etmeyin.Bu kadar zeki bir insandan eminim güzel bir icat çıkmıştır.Biliyorsunuz günümüzün en büyüklerin(facebook, google , Alibaba vs) kurucularına da bir zamanlar inanan kimse olmamıştı.Ancak ben er ya da geç fikrinizi hayata geçireceğinize inanıyorum.Bu yolda maddi destek olamasam da her türlü desteği vermeye de hazırım.Saygılar
Selim Akgün
İlgi, dilek ve destek sözünüz için çok teşekkürler, İlknur Hanım!… Aslında yazılarınız ve pozitif düşünce aşılamalarınızla şimdiden ilk desteği veren siz oldunuz.
Muzmin Bezgin
Eski köye yeni adet getirme,başımıza icat çıkarma,düşün düşün .oktur sonun vs. sözleri kim neden sokuyor bizim kültürümüze? Bir siyasetçinin “Bu düzen değişecek” salvosuna ,kalabalıktan bir vatandaşın “düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?” diye sormasında saklı bunun cevabı.Düzenler yani düzülenlerin sırtından geçinenler ve onların amacını çok güzel özetleyen Daron Acemoğlu’nun “Yaratıcı Yıkım Korkusu” tanımı.Cahillerin umarsızca fütursuzca her konuda ahkam kestiği bir ülkede,”Bir fikrim var” diyenin utana ,sıkıla ve çekinerek bunu yazabilmesi …Eregion Horl un paylaştığı Ayşe Hocanın yazısı üstüne birde siz bu akşam bütçe açığını kapattıracaksınız illa bana Selim Bey..(icadınızda bununla ilgilimiydi acaba :)) ? )
Selim Akgün
Burda iktidar ve çevresinin saltanatlarını finanse etmekten başka ülkeye bir yararı olmaz.