(Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ücretsiz danışmanlık hizmetimdir)
Madem işsizliğe çare bulunamıyor, madem istihdamı artıracak üretim ekonomisinde istenilen atılım gerçekleştirilemiyor, madem üreticinin vergi yükünü hafifletecek tasarruf önlemleri alınmayıp tam gaz israfa devam ediliyor, madem nüfusu azaltmaya yönelik politikalar uygulanacağına tam tersi yangına körükle gidilir gibi çocuk yapmaya teşvik ediliyor,
yapısal bir çözüm olmasa da, istihdam-emeklilik döngüsünü hızlandırma esasına göre işsizlikte önemli ölçüde gerileme sağlanabilir.
Şöyle ki;
1- Emeklilik yaşı kamu-özel sektör ayırımı yapılmaksızın en az 5 yıl düşürülsün ve (kıdem tazminatları tam ve peşin ödenmesi kaydıyla) zorunlu emekliliğe sevkedilsin. Böylelikle boşalan kadro-pozisyonlara yeni eleman alımı yapılabilsin. Ülkede iş sahaları bu kadar yetersizken, SGK prim kaybına uğramasın diye bireyleri neredeyse ölene kadar çalıştırmak hiç rasyonel değil. Bu arada kıdemli çalışana ödenen göreceli daha yüksek ücret yerine, yeni başlayan kıdemsiz çalışana daha düşük ücret verilerek işveren-kamu tasarruf sağlamış olur.
2- Emekli maaşları kazanılmış hakları olanları da kapsayacak şekilde (yani geçmişte emekli olanlar da dahil) en az dörtte bir oranında düşürülsün. Bu tasarruftan elde edilecek kaynak, yeni emekliye sevkedilmiş bireylere ödenecek kıdem tazminatları için ayrılır.
3- Emeklilerin 2. bir işte çalışmasının da önüne geçilsin ki, tekrardan işsizlerin istihdamını düşürmesin.
4- Çalışanlardan kesilen SGK primlerinde ufak bir artış yapılarak SGK’nın olası prim kaybı mimimize edilebilir.
5- Yine de Sosyal Güvenlik açığı bu ‘reform’la hızlı artış gösterirse İlaç Katılım Paylarında %50’ye varan artışlar yapılsın. Bu sayede sağlıktaki ilaç israfı önemli ölçüde frenlenebilir.
Siyasilerin bugüne kadar her attıkları imzaya ‘reform’ dediklerine bakılırsa, bu radikal çözüm önerilerin bütününe “reform” demek abartılı ve fazla iddialı olmayacaktır. Bu reformun yazının başında kısaca bahsettiğim bir çok olumsuz faktöre rağmen, en az 10 yıl için işsizlik oranını %8’in altına çekmek mümkün olduğu gibi (ki; 2001 krizinden bugüne kadar işsizliğin %9’un altına hiç düşmediğini gözönünde bulundurursak, ülke için oldukça iyi sayılabilecek bir rakam) bir çok önemli yararı daha olacaktır. Bunlardan bir kaçı:
- Ekonomide hissedilir ölçüde canlılık olacaktır ve bu kez sadece kağıt üzerinde değil gerçek anlamda büyümeye önemli ölçüde olumlu katkı sağlayacaktır.
- İş sahasında daha eğitimli, bilgilenmeye daha açık ve teknolojiye adaptasyona daha yatkın genç çalışan oranının artmasıyla beraber, bu çalışan profilindeki değişim iş dünyasına yeni bir dinamizm getirecek, verimliliği artıracaktır.
- Emekli maaşlarında önemli orandaki kırpma emeklilikte geçim sıkıntısı yaşam standartında düşme ve geçim sıkıntısı endişesini getirecek, bu da çalışanları kısa vadede olmasa da ilerde emeklilik için tasarruf etmeye itecek. Bu sayede Bireysel Emeklilik Sisteminde istenilen hedeflere ulaşılabilir.
- Çalışanların “mezarda mı emekli olacağız!” hoşnutsuzluğu son bulacaktır. Ayrıca ‘mesleki tükenmişlik sendromu’nda olup ta bir an önce emekli olmak isteyen, başta sağlıkçılar olmak üzere bazı meslek gruplarından bir çok çalışan var. Bu düzenleme onlar için ilaç gibi gelecektir.
- İşsizlikteki azalmayla bir çok emekli, evladının aileye maddi olarak yükünden kurtulacaktır.
- İşsizlik gençlerde daha çok olduğundan, işsiz ve sıfır gelirli gençlerin patlama noktasına gelme potansiyeli, iyi kötü bir emekli maaşı olan yaşlılardan çok daha fazladır. Böylelikle işsizlikten kaynaklı sosyal patlama tehlikesi azalacaktır.
Yukarıdaki maddeler halinde sıralanan çözüm önerilerden de anlaşılacağı gibi, bu reformda bedel ödeyecek kesim eskiler de dahil emekli kesim olacaktır. Malum, kaynaklar sınırlı… Yeni kaynak üretmek hem pahalı hem de gelecek nesillerin üzerine daha da yük bindirmek demek. Bugüne kadar -35 yaşında Bağ-Kur’dan emekli ettirmek- gibi felaket sayılabilecek popülist politikaların bedeli hep yeni nesillerin sırtına yüklendi. Ülkenin geleceği yeni nesillerle inşa edilir, dolayısıyla kaynaklar bu kesime akıtılmalı. Ama gel gör ki, tahsilli gençleri kasiyer, tezgahtar olmaya itiyoruz. Yüze yakın üniversite ne için? Tezgahtar yetiştirmek için mi?!
Zamanını çoğunu okey masalarında, kadın programlarını seyretmekle geçiren bazı emekliler bu yazıya çok mu sinirlendi? Yakın geçmişteki hükümetlerin ve tabiki daha çok şimdiki siyasi iradenin politikalarına kızsın.
Olasılıkla siyasi bedelini ödemekten korkacak mirasyedi Akp iktidarı bu radikal kararı alır mı? Pek sanmıyorum, bedel ödemeyi göze almak onlara göre değil…
Muzmin Bezgin
100 bin milyoner hesap sayısı-300-500 Binlik araçların ve milyonluk konutların peynir ekmek gibi satıldığı ve bunları alanların yılda birkaç bin liracık kazanç beyan edip asgari ücretli kadar anca vergi ödediğini düşününce…1.880 TL açlık sınırı ve 4.901 TL Yoksulluk sınırı olan ülkedeki 1.500-2000 TL arasındaki emekli maaşlarından ve sigorta primleri arttırılarak 1.404 TL lik asgari ücretliden keserek bir çözüm aramak…Hani bir söz vardı bir siyasetçiye cevaben söylenmiş -Düzen halinden memnun sen düzülene bak- gibi birşeydi.Düzene ve düzenlere dokunulmayacaksa hiç karıştırmamak lazım bence,yanlış tedavi her zaman durumu daha kötü yapmazmı?
Selim Akgün
En ideal ve hakkaniyetli bir çözüm olmadığının ben de farkındayım. Ama madem gelmiş geçiş tüm iktidarlar faturayı halka ödetiyorlar, o zaman ben tercihimi tahsilli gençlerden kullanmak isterim. Bugün bir devlet dairesine gidiyorsunuz, işiyle ilgili mevzuattan bihaber, bırakın bilgisayar kullanmayı konuşmadan bir anlam çıkaramayan demirbaş memurlarla dolu. Bunların tasfiye edilip yerlerine genç beyinleri almak gerek.
Muzmin Bezgin
Çokdoğru bir tespit Selim Bey ,fakat verimsiz kamu personelini tasviye etmeyi bizim siyaset kültürümüz nasıl uygular söylememe gerek yoktur.Yine yandaşlığıyla mamur akılsızları doldururlar(bugünkü siyaset;kefenini giyen,ilçe teşkilatından ismi gelenlerle.)
İlk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hatırladığım bir detay var.Bütün adaylarla ilgili türlü türlü yorum yapılırken,bir tanesi partisi yada Liyakati hakkında tek cümle edilmiyordu.Sadece “amaa çoook genç” deniliyordu.Cumhurbaşkanlığı için gereken 40 yaş kuralını hatırlayınca Gençliğe bakışta ne noktada olduğumuz netleşiyor.
Eregion Horl
Aynen katılıyorum müzmin bey,
Hatta bir de ekleme yapayım. 2005-2015 döneminde kamu sektöründeki maaşlar özel sektöre göre daha yüksek seyrediyordu. Dolayısıyla, devlette istihdam için daha fazla rekabet vardı. Bu denge yavaş yavaş değişiyor, kamu çalışanlarının ücretlerinde nominal artış ve reel azalış mevcut; ve ileride muhtemel kamu sektörünün azalan maaş cazibesini ömür boyu tembellik ve iş güvencesi ile bile giderilemeyecek…
Ayrıca kamuda işe alımlar hali hazırda ciddi biçimde sorunlu…
atalip
En azından bir kısım insanın uyanmasına vesile olur. Emekli olanların yeniden çalışmasına engel olunması kısmı hariç ama.
Eregion Horll’un tespitine şimdilik kaydıyla katılmıyorum. İlk kısıma katılabilirim, devletteki ücretlerin daha yüksek seyretmesi gerçekten çok iyi üniversitelerden mezun çok zeki gençlerin bile yer yer devletde memur olmasına yol açabiliyordu. Aslında kariyer meslekler açısından olumlu gibi görünen bu durum, o gençlere liyakat esaslı bir yükselme ve kariyer imkanı sunmamasından dolayı emek israfından başka bir şeye yaraması. Ancak özel sektördeki istikrarsızlık ve yeni iş üretememesinden dolayı oradaki istihdamında ciddi artmadığını düşünüyorum. Anadoluda açılan koli taşımacılığı yüksekokullarında gençlerin en az iki yılları heba edildi. Genç emek heba edildi ve ediliyor. Gerçekten meslek olabilecek çok az yüksekokul programı var. Herkes masabaşı işte çalışmak istiyor. Gençlerde ve iş arayanlarda o derece bir yılgınlık var ki asgari ücretin biraz üzerindeki işleri kazandıklarında mutlu olabiliyorlar ve gençlerimizin gözüne, devletin verdiği ücret de bundan yüksek olunca devlet hala cazip bir seçenek olarak görünüyor.
Halkımız eğitimin önmini anlıyor ama nasıl iyi eğitim alınabileceğinin ve nitelikli bir eğitimin ne olduğundan bihaber olduğu için yakın vadede daha çok işsizlik konuşur ve gençlerin yıllarını işe yaramaz üniversite amfilerinde harcamaya devam ederiz.