Draghi’nin Ekim’de AMB’nın tahvil alım programının “kalibre” edilmesini gündeme alacağı açıklaması, QE’den çıkışın yeni yılda başlayabileceği şeklinde yorumlandı ki, doğrudur. Atlantik’in öteki yakasında ise bir dizi Fed guvernörü bir türlü yükselmeyen enflasyondan ürkerek bu ayki FOMC toplantısında bilanço daraltmayı başlatmayı, fakat yılın 3cü faiz artırımını ertelemeyi tasarlıyor. Bu dengeye bakan traderler da Euro/doları 1.20’nin üstüne itmeye çalışıyor. Benden naçiz bir uyarı, Trump’ın aniden rota değiştirmesi ile bu fiyatlama aniden sert bir şekilde değişebilir, dolar hızla değer kazanma sürecine girebilir.
Hikayemiz Beyaz Saray’da başlıyor. Trump artık alıştığımız şekilde borç tavanı ve Meksika sınırına duvar başlıklarında 180 derece dönüş yaptı. Önce kendi partisi Cumhuriyetçilere nanik yaparak Demokratlarla anlaşarak 3 aylık ek bütçe ve borç tavanı yükseltme tasarısında el sıkıştı. Bu iki taslağın bir hafta içinde Senato’da onaylanması kesin gibi.
Daha da önemlisi, WSJ’dan gelen bilgilere göre, Beyaz Saray şimdi Demokratlarla yeni ticareti koruma yasaları, borç tavanını iptal eden bir yasa, vergi reformu ve altyapı hamlesi hususunda geniş bir uzlaşma arayışında. Böyle bir uzlaşma her iki taraf için de oldukça yüksek siyasi riskler içeriyor (tabandan sert tepki gelecek), ama Kongre’de sayısal karşılığı var, çünkü çıkacak yasalar bir çok Eyalet’te istihdam yaratabilir, seçmenin cebine daha fazla para koyabilir, şirketlerin vergi yükünü ve yabancı rakiplerinden gelen rekabeti azaltabilir.
İşte Euro/dolar cephesinde çok yakından takip edilmesi gereken hikaye bu. Eğer bu uzlaşma hayata geçerse, halen yıllık %3 temposunda büyüyen ABD ekonomisi daha da hızlanır. Enflasyon belki kısa vadede hemen yukarı yönlü tepki vermez, ama GSYİH içinde payı yükselecek sabit sermaye yatırımları verimliliği artıracağı için ücretler de yükselir ve gelecek sene enflasyonun hedefe erişmesi için sağlam bir zemin hazırlanır. EN ÖNEMLİSİ, ekonomiye sirayet edecek politik şokların olasılığı düşeceği için zaten finansal istikrarsızlıktan çekinen ve faiz artırmak için kaşınan Fed çok daha rahatça Aralık’ta tetiğe basar.
Bu senaryoda, AMB’nın Ekim’de olmasa da Aralık’da rahat rahat tahvil alım programını kısmayı tartışması ve 2018’in ilk çeyreğinde fiilen alımları azaltması mümkün, çünkü Euro değer kaybeder. Hatırlayalım, Euro/dolar düştükçe, AMB’nın enflasyon öngörüsü de yükselecek.
Peki, Euro/dolar’da gerileme bizi nasıl etkiler? Öncelikle ihracatımız için bir miktar olumsuzdur, ama AB çok hızlı büyüdüğü için kolay telafi ederiz. Daha önemlisi Dolar Endeksi’nin yeniden yükselişe geçmesi ve muhtemelen (ama kesin değil) tüm dünyada borçlanma için kıstas teşkil eden ABD DİBS faizlerinin yükselmesi Türkiye’nin borçlanmasını zorlaştırır/pahalılaştırır. Halen 10 milyar dolara yaklaşan sıcak para akımları da bir ölçüde yavaşlar ve genişleyen cari açığa paralel olarak TL’nin değer kazancı duraksar.
Eylül çok fırtınalı geçecek dedik, öyle de oluyor. Ama hiç öngörmediğimiz nedenlerden.
FÖŞ
Şahsi websitemi ziyaret etmenizi rica ederim:
www.atillayesilada.com
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş