Salı sabahı Japon adaları üzerinden uçan bir balistik füze daha fırlatan Kuzey Kore rejimi Japonya’nın alarma geçmesine neden olurken, Japon Yeni ve altını da uçurdu. Altın halen spotta ons başına $1.317 civarında işlem görüyor. Dolar/Yen ise 108 seviyesine geriledi. Panik zamanlarında Japon yatırımcılar yurt dışı pozisyonlarını kapatıp yurda dönüyor. Pyongyang füzenin yörüngeye bir iletişim uydusu taşıdığını iddia etti, ama Tokyo ve Washington bunun bir balistik (askeri) füze denmesi olduğunda ısrarlı.
Kuzey Kore’nin son hamlesinin ABD ve Güney Kore’nin bir hafta önce gerçekleştirdiği entegre askeri manevralara karşı misilleme olması mümkün. Ya da Çin’in ekonomik ambargosu iyice can yakıyor, ve rejim bu yolla ilgiyi çekerek müzakere istiyor.
Altında çıkışlar periyodik zıplamalar şeklinde, fakat uzun soluklu olacak. Kuzey Kore ihtilafı uzun süre yatışmaz, çünkü lideri Kim Yong-Un nükleer başlık taşıyan füzeye sahip olmadan durmayacak. ABD ve Japonya ise bu projeye engel olmak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar.
Altının yükselmesi için tek neden Kuzey Kore değil. Gallup anketine göre kamuoyu desteği %37’ye düşen Trump artık sadece aşırı-muhafazakar tabanına siyaset yapıyor. Kongre’deki Cumhuriyetçiler’i bile gücendirmekten kaçınmıyor. Kısa vadede izlediği tutarsız patika aşırı sağcı Cumhuriyetçileri cesaretlendirerek borç tavanının yükseltilmemesine neden olabilir. Bu senaryoda dolar düşer ve altına yeni talep hasıl olur.
Orta vadede ise, Demokratlar 2018 ara seçimine Trump’ı Yüce Divan’a gönderme vaadiyle hazırlanacak. 2018 yılı boyunca yatırımcılar anketleri izleyecek. Demokratlar’ın Senato’yu kazanarak icraatı bloke etmesi olası. Ama Temsilciler Meclisi’ni kazanmaları sadece %20. Bu ihtimalin yükselmesi halinde, Trump’a Yüce Divan yolu gözükür ki, bu süreç ABD’yi geri dönülmesi zor biçimde kutuplaştırır ve belirsizlikten ürken yatırımcılar altına sığınır.
Dolarda kısa vadede bir toparlanma beklemiyorum. Fed’in borç tavanı ikilemi çözülmeden bilanço daraltma dışında bir adım atması imkansız. Eğer Eylül ortasında Kongre Trump’ın imzalayacağı bir borç tavanı taslağı ortaya koymazsa, yatırımcılar çok telaşlanacak. Halen 92.25 seviyesinde olan Dolar Endeksi’nin 90 düzeyine gerilemesi olası.
Dolar/TL’de ralli ise kalıcı olmaz. Bu ralliye yerliler katılmıyor, döviz almaya devam ediyor. Cari açık Eylül’de daha da genişleyecek, özel sektör dışardan borç almıyor. Sıcak para TL’yi kurtarmaya yetmez. Kurban Bayramı sonrasında döviz alımları başlar.
FÖŞ’ün çığır açan ekonomi şaheseri “Muhalif Bir Ekonomistin Güncesi” kitapçılarda, ya da şuradan ısmarlayın:
http://scalakitapci.com/kitaplar/ekonomi/ekonomi-diger/muhalif-bir-ekonomistin-guncesi.html
Scala resmi dağıtımcımdır, diğer sitelerden de ısmarlayabilirsiniz.
FÖŞ
Rauf Taşkıran
Atilla Abi’m, Abilerin Kralı; çok önemli bir konuya temas etmiş:)). Kore Belası !
–
Hemen faydalı olmaya çalışalım ve bazı yanlış bilinenleri (palavraları) düzeltelim, birkaç da çoğumuzun gözünden kaçan hatırlatmalarda bulunalım:
–
Kore’ye asker göndermemizin sebebi ağıt ve türkülerde bahsedilenin aksine, fedakarlık için değil, NATO ya
üye olabilmek idi. Ayrıca o dönem Stalin [ İsmi onomastik olarak steel ( çelik)’ten geliyor – bu herif adı gibi çok sert idi :)) ] bize karşı kükremişti, ham yapacaktı ki Merhum Münir Ertegün’ün tabutunu Missouri Zırhlısı ile getiren ABD imdadımıza yetişti. Kompleksimizden dolayı bu konudan pek bahsetmeyiz.’İkinci Dünya Savaşı’nda doğru ata oynamamış, son anda (1945) Nazilere savaş ilan etmiştik. Ama işe yaramadı. Savaşı kazanan Batılı demokrasilerin yanında yerimizi alabilmek için tırnaklarımızın ucuyla son anda tutunup Kore Savaşı sayesinde kapağı NATO’ya atabildik. Kore Savaşın şehit olanlara 80 milyonun vefa borcu vardır.
–
Zengin ülkelerin silah, ilaç, yakışıklı doktor ve güzel hemşireler gönderdiği, bizim ise garibanlığımızdan ötürü asker gönderdiğimiz doğru değildir. Tam aksine , gerek sevk edilen toplam asker sayısı ( beş bin civarı) gerek şehit gerekse yaralı sayısı açısından bizim rakamlarımız birçok ülkeden çok daha düşüktür. 33 bin civarı amerikan askeri bu savaşta öldü, 8 bin civarı da kayboldu. Yaralıları da işin içine katarsak katarsak 40 bini geçiyor. Kuzeyli, güneyli sivillerle beraber 2 milyondan fazla insan evladı bu savaşta öldü.
–
O dönem Kuzey’in devlet başkanı günümüzdeki serserinin dedesi oluyor. Dedesi babasına , babası da kendisine (şimdiki lidere ) tahtı devrediyor. Kuzey Kore bu hanedanın malı gibi.
–
Kore Savaşı’ndan sonra sadece mütareke imzalandı. Bir barış antlaşması imza edilmedi. Sandığımızın aksine bu 2 ülke arasında savaş resmiyette hala devam ediyor.
–
20 y.y’ın başında Japon istilasıyla başlayan, Japonların 2. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle Rusya ve ABD arasında hakimiyet açısından paylaşılamayan, 2 baş belası komünizm ve kapitalizmin çatışmasına konu olan, Soğuk Savaş’ın 38’inci parelel ile ( belki 39 da olabilir, hatırlamadım) göbeğinden 2 ye bölünen Kore’nin sorunları ; dünyanın ortak ayıbıdır. Mutlaka çözülecek, inanıyorum. Ama şunu da unutmayalım ki maalesef bazen barış için savaşmak gerekir.