Brexit oylamasından bu yana “jeo-politik riskleri” 24-28 saat içinde unutan yatırımcılar Kuzey Kore’nin nükleer başlıklı füze edinme çabası ve Trump’ın gittikçe derinleşen Rusya ilişkileri skandalları akabinde bir kez daha tedirgin oldular. Bu tedirginlik geçici ve yılbaşından bu yana küresel piyasalara hakim olan güçlü risk iştahına çok zarar vermez. Ancak, her iki başlık da kısa vadede çözüme kavuşacak nitelikte değil, bu yüzden tedirginliğin kısa aralılara fiyatlamalara yansıması ve altın ve İsviçre Frangı’nın “güvenli limanlar” olarak kalıcı talep görmesini beklerim.
ABD cephesinde Trump seçim kampanyası ekibinin H. Clinton’a karşı avantaj elde etmek için Rus aktörlerle kirli ilişkiler kurduğu şüphesine üstüne açılan özel savcılık soruşturması her gün derinleşiyor. İki gün önce FBI Trump’ın bir süre seçim kampanyası direktörlüğünü üstlenen Paul Manafort’un evini basıp delil topladılar. Bu soruşturmanın bir süre sonra Büyük Jüri davasına dönüşeceğine dair kaygılar taşıyorum. Trump’ın gittikçe kaybolan itibarını geri kazanmak riskli icraatlara girişmesi ve Washington’da felç senaryoları artık göz önünde bulundurulmalı. Sonuçta ABD ekonomisi güven şoku yaşayabilir. Bu senaryo ABD tahvilleri, altın ve Japon Yeni’ne yarar. Ama hisseleri ve doları aşağı yönde baskılar. Gelişmekte Olan Piyasa (GOP, Ülkeler = GOÜ) tahvilleri satış yer.
Kuzey Kore ise bambaşka bir ikilem. Kim Yong-Un’un hedefi ABD’yi vuracak menzilde nükleer başlıklı füze cephaneliği edinmek. ABD buna izin veremez, Güney Kore ve Japonya da çok rahatsız olur. Öte yanda, her an Güney Kore başkenti Seul’ı toprağa gömecek topçu kapasitesine sahip Kuzey Kore’ye karşı askeri operasyon nerdeyse imkansız. Kuzey Kore ekonomik teşviklerle de ikna edilemez, çünkü Yong-Un her an eski Libya lideri Kaddafi gibi suikast/dış müdahaleye kurban gideceğine inanmış durumda. Önce arzuladığı nükleer başlıklı füze kapasitesini elde edip, sonra pazarlığa oturacak. Bu çıkmaz sokakta Trump’un nükleer seçeneği kullanacağına dair tehditler, rasyonel bir aktör tarafından ciddiye alınmaz, ama Kuzey Kore rasyonel bir aktör değil, tehdit algılamasını bizim kestiremediğimiz değişkenler belirliyor. Bu algılamanın yükselmesi Pasifik’te Guam gibi kritik ABD askeri üstlerinin nükleer saldırıya uğraması anlamına gelebilir. Trump’tan gelen iç tüketime yönelik nükleer müdahale uyarıları da anılan tehdit algılamasını tetikleyici nitelik taşır.
Özetle ne “Trump skandalları” olarak özetlediğimiz, (iddia edilen) Rusya ile kirli ilişkiler zinciri, ne de Kuzey Kore gerginliği bitmeyecek. Her ikisinin de tırmanması çok muhtemel. Yatırımcılar Kuzey Kore’nin nükleer başlıklı füze edinmeye çok yakın olduğu duyumu (Washington Post) ve Paul Manafort’un evinin basılması sonrası riskli varlıklarda sınırlı fakat belirgin bir satış yaparken, asıl hissiyatta değişim barometresi, aniden ABD tahvilleri, altın ve İsviçre Frangı gibi güvenli limanlara yönelen paranın miktarı olmalı. Saydığım varlıklarda güçlü yükseliş, geniş bir yatırımcı kitlesinin biraz sigorta (hedge) satın aldığını düşündürüyor.
Krizlerin bu ilk aşamasında, sıcak haber akımı tavsadıkça, yatırımcılar hemen çok düşük reel faizler-güçlü küresel büyüme ve cömert Merkez Bankaları hikayesine geri dönecek. Bu yüzden de halihazırdaki satışlar gerçekçi değil, ama her yeni haber akışında güvenli limanlara talep kalıcı olarak artacak. Bu bağlamda, İsviçre Frangı ve altın önümüzdeki 1 yıllık süreçte portföylerde muhakkak bulundurulması gereken varlıklar olarak öne çıkar.
Türkiye Kuzey Kore gerginliği veya Trump skandallarından doğrudan etkilenecek bir ticari ya da coğrafi konumda değil. Bu yüzden de geçici veya bölgesel olarak (Asya) sınırlı panik atakları TL’de alım fırsatı anlamına gelir. Öte yanda, önümüzdeki bir yılda global fonların her iki riski de kesin olarak fiyatlayıp daha az risk taşıyacağını öngörürsek, en riskli varlıklardan biri olan TL, BİST ve DİBS çok kırılgan. Zaman içinde onlar da satış yiyecek, ya da TCMB bir kez daha faiz artırmak zorunda kalacak.
FÖŞ’ün çığır açan ekonomi şaheseri “Muhalif Bir Ekonomistin Güncesi” kitapçılarda, ya da şuradan ısmarlayın:
http://scalakitapci.com/kitaplar/ekonomi/ekonomi-diger/muhalif-bir-ekonomistin-guncesi.html
murat erdem
Atilla bey geçmiş olsun,finansal piyasalarda dalgalanma olsa bile borsalar sonunda gene çıkacaktır ,taki dow jones 28000 i, borsa istanbul ise………. gelene kadar,sonu ise tüm dünyada özellikle gop larda hüsran,borç ,tahvil hüsranı.
Rauf Taşkıran
Trump; yaptığı açıklamalar, yazdığı tweetler ,olumsuz davranışları, hal ve tavırlarıyla Amerika’ nın uluslararası saygınlığına gölge düşürüyor. Rusya ile kirli ilişkilere girdiği kesin. Sadece detayları bilinmiyor. Amerika’daki devlet aklı ve sistemi bir çare üretip, Trump’ın fişini çekebilir. 1. dönemini tamamlaması güç, 2. dönem ise sadece hayal olur.