- Gerçek dünya ile teması kaybetmiş gibi görünebilirler.Ayrı bir dünya yaratmış ve inanmak istedikleri şeyi, gerçek dünyaymış gibi kabullenmiş olabilirler.
- Başkalarının onlara zarar vermeye çalıştıklarını düşünebilirler.
- Bazen konuştuklarında mantık olmayan hikayeler anlatabilirler.Kafalarında kurguladıkları dünyadaki inandıkları şeyleri gerçekmiş gibi savunabilirler.
- Zaman zaman depresyondalarmış gibi görünebilirler.
- Paranoid türünde olanlar, kendilerini yoğun bir tehdit altında hisseder; eziyet ve zulüm gördüklerini ya da birileri tarafından cezalandırılacaklarını veya öldürüleceklerine dair yanlış inançlara (sanrılar) sahiptirler. . Fakat öne sürdükleri bazı düşünce ve konuşmaları normaldir.
- Hebefrenik türünde olanların zihni karışık ve tutarsızdır, bir söyledikleri diğeri ile uyuşmayabilir ve konuşmaları karma karışık olabilir
Neden bahsettiğimle ilgili fikriniz var mı?Şizofreni hastasızlığından bahsediyorum.
Çok sevdiğim 2 dostumun seneler sonra şizofreni oldukları ortaya çıkınca merak edip rahatsızlığı araştırdım.Bunca zamandır nasıl farkedemediğimizi, içinde bulunduğumuz durumu, konuşmalarının tutarlı ve kurgu olduğunu hastalığı tanıdıkça anladım.Senelerce dostum olan kişilerin yazık ki ciddi bir tedaviye ihtiyaçları varmış.
Ekonomi ile ne ilgisi var neden bizimle paylaştın diyecek olursanız rahatsızlıktan çok etkilendim.20 yıldır birlikte vakit geçirdiğim dostlarımın varolan bu rahatsızlıklarını farkedememiş olmaktan ciddi bir üzüntü duydum.Belki fark etsem tedaviye daha önce başlayabilirlerdi.(Gerçi rahatsızlıklarını kabullenmeleri de çok kolay olmuyor.)
Bu belirtiler belki de sizinlerin tanıdıklarınızda olabilir düşüncesi ile erken fark edebilmeniz için paylaşıyorum.
Dr.ilknur üner
Ponçik, rahatsızlık gerçekten de çok ciddi.Peki Kuzey Kore’de yaşananlar nedeniyle toplum olarak bu rahatsızlığa yakalanmış olabilirler mi diye merak ettim.Bir de bir daha böyle yazılar yazma dedikodulu, magazinli ekonomi yazıları sana daha fazla yakışıyor.Bu yazı teorik yazıların gibi pek üstüne olmamış, sakil durmuş….
Selim Akgün
İçinde bulunduğumuz fiziksel gerçeklik ne kadar gerçek?… Holografik bir evrende mi yaşıyoruz? Ya da bir matriksin içinde miyiz? Psişikler (medyumlar) bilinç düzeylerini değiştirerek zamansızlık-mekansızlık boyutlarında kontakt mı kuruyorlar? Şizofren dediğimiz hastalar bu bilinç değişikliğinde dengeyi yakalayamamış ya da enerji düzeyleri saklı düzenin inanılmaz gerçekliğine psişikler gibi yeterli mi gelmemiş? Anlattıkları bize mantıksız gelen hikayeler geçmiş zamanı yeniden mi yaşamışlar? Davranış bozukluklarını bir kenara koyarsak, delilik her zaman gizemli gelmiştir bana. Holografik Evren (Mihael Tablot) adlı kitabı şiddetle öneririm.
Dr.ilknur üner
Sorgulamakta haklısınız Selim beyciğim , geldiğimiz noktada ne ne kadar gerçek sorgulanabilecek şekildedir.Aslında yazıyı yazmaktaki amacım etrafımızdaki kişilerde, gazetede boy gösteren, televizyonlarda göz önğnde bulunan kişilerde bile bu t-rahatsızlığa sahip kişilerin olabileceği.Farkına varamıyoruz bile.Gzetelere , televizyonlara, etrafınızdaki kişilere bakın bakalım bu rahatsızlığı olabileceğini düşündüğünüz kimler var?ben artık en az 10 kişi sayabilirim kurguladıkları dünyaya inanan, kafasında düşman yaratıp o düşmanla savaşan huzur vermeyen depresif kişiler olarak
Muzmin Bezgin
Çok geçmiş olsun İlknur hocam arkadaşlarınıza.Aile içinde şizofreni tedavisi gören bir aile bireyi olunca,çok iyi anlıyorum duygularınızı…
Dr.ilknur üner
Sağolun Muzmin Bezgin beyciğim.Allah sizin de hastanıza acil şifalar nasip etsin.Zor bir rahatsızlıkmış ama malesef ki pek çok kişi de varmışRahatsızlığı tanıyınca bazı kişilerin de rahatsızlıkları konusunda şüpheye düşmeye başladım.Belki de br süre sonra toplu bir tedavi gerekecek kimbilir….
Rauf Taşkıran
benim dalım psikoloji değil ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: TR sağlıksız bir toplumdur. Özellikle ”bipolar ”oranı aşı derecede yüksek.Fakat bu inkar ediliyor.
Bir de aklıma gelmişken, şizofrenlerin çok saldırgan olduklarına dair halk arasında yaygın bir kanı vardır. Bu doğru değil. Şizofrenler ile sağlıklı insanlar arasında belirgin bir fark olmadığı biliniyor.
Dr.ilknur üner
Rauf beyciğim yorumunuz üzerine ne denir bilemedim ama gerçekten de ruh sağlığı gitgite bozulan bir hal aldığı gerçek.Yorumunuz için teşekkürler
Orhan Göktuğ
Dr.Taner Akman; “Bugün liseye giden sıradan bir öğrenci, 1950’lerde psikiyatrik tedavi gören ortalama bir hasta ile aynı kaygı seviyesine sahip!” diyor. Dünya Sağlık Örgütünün araştırma sonuçlarına göre dünyada her 5 kişiden biri ya akıl hastası ya da psikolojik sorunları var. Modern yaşam insanlığımızı tüketiyor, hayata yabancılaşıyoruz 🙁 İnsanoğlunun gelişimine bakınca çok ironik değil mi?
Arkadaşlarınıza şifa dileklerimle…
Dr.ilknur üner
Bu tespiti bilmiyordum(acı gerçekleri duymak aslında insanı fena halde üzüyor) ama çocuklarda ve bebeklerde bile kaygı düzeylerinin ne kadar yüksek olduğunu görünce endişelenmemek elde bile değil Orhan beyciğim.Sebebi modern dünya mı, kapitalizm mi, dünya görüşü mü bilmiyorum ama gerçekten de üzülüyorum.
Suat Eracar
Belirtilerde sayılanların hepsine bir arada bakınca; muhtemelen herkes kendisinde kısmen de olsa neden olmasın dedirtiyor. 🙁 Bu yazıyı akılda tutmakta fayda var.
Dr.ilknur üner
Suat bey yorumunuz için çok teşekkür ederim.Aynen dediğiniz gibi bu yazıyı akılda tutmakta fayda var.Git gide daha sık ruhsal sorunlar yaşayan kişilerle birarada yaşayacakmışız gibi görünüyor.Diğer yazılarımız için de değerli yorumlarınızı bekleriz…Saygılar