(Not: Görsel temsilidir)
Bir yandan Marsa koloni gönderme, yapay zeka gibi şeylerin konuşulduğu Türk toplumuna fantastik gelebilecek teknoloji gündemi.., öte yandan TÜİK’in işsizlik rakamlarını adeta basbas bağırarak yalanlayıp gerçekte en az bir misli daha fazla olduğunu haykıran, gündelik hayatta herkesin aşina olduğu işportacı manzaraları… Ne kadar çelişkili ve bir o kadar acınası bir durum değil mi?…
AKP’li bir belediyeye -çok işlek bir çevrede hem işportacı (kamyonet kasasında manavcılık yapandan tutun da korsan CD satıcısına kadar) hem de yerleşik esnafın kaldırımları-caddeleri işgal ettiğini, dilencilerin de kol gezmeye başladığını- konu alan, gerekli denetim yapılıp yasal ceza kesilip topunu alandan kaldırmaları talebiyle fotoğraflı şikayet başvurumun sonucunu sorguladığımda Sonuç Açıklamasında:
“şikayete konu bölgede yapılan kontrollerde araçların belediyemiz tarafından işgal bedeli yatırılarak satış yapan araçlar olduğu tespit edilmiştir.” dendi. O kadar…
(Yine aynı partinin hükümetince çıkarılan bu harcın varlığından bu şekilde haberdar oldum.)
Şöyle bir anlam rahatlıkla çıkartılabilir; Haraçlarını bize ödüyorlar zaten. Bize ne yurttaşların kaldırımlarda-caddelerde rahatça yürüyüp yürümediğinden. Kaldırımları-caddeleri de peşkeş çektik. Kendi aramızda kırıştık.
Sonuç; Ortadoğu coğrafyasından esinlenen keşmekeşlik artarak devam ediyor… Sınırı ne bu keşmekeşliğe yol açan peşkeşliğin? Adım atacak yer kalmayana kadar mı? Ülkede işsizlik her geçen gün artıyor. Üstelik bu dandik mesleği emekliler de yapıyor. Bugün bir mısırcı daha peydahladı oraya.
Kurumsal yapısı çökertilmiş Devlet, yurttaşı adına işgale göz yumuyor. İşgal Harcı işin kılıfı… Bu harcın çoğundan doğru dürüst tahsil edildiğini de sanmıyorum.
Hadi bu har(a)cın hukuki ve ahlaki olduğunu varsayalım bir an için. Peki ya irili ufaklı diğer araçsız seyyar satıcılar ve dilenciler?.. Dilencilik te mi yasallaşıp meşrulaştı?
Anlaşılan, mevcut iktidar partisi olaya oy hesabı üzerinden bakıyor her zamanki gibi. Sadece bir kaç kişinin rahatsız olduğu böyle bir işgali yapanlara karşı ciddi tavır alıp tezgahlarını kaldırsa, bu düşük gelir grubunun oylarından mahrum kalabilir.
Ayrıca, 18 adamızın Yunanistan tarafından işgaline ses edilmemesini çağrıştırıyor bu işgal bedeli adlı harç. “Aynı mantaliteyle ada işgaline karşılık para mı almışlar bunlar acaba?” diye düşünmekten insan kendini alamıyor doğrusu…
Birçok işi robotların yapacağı söylenilen Sanayi 4.0 çağına bu nüfus patlamasıyla, mevcut çarpık ekonomi ve din temelli bir yapıya evrimleştirilmeye çalışılan eğitim sistemi yetmiyormuş gibi, meşruluğu tartışılır hale gelmiş yönetim şekliyle girersek eğer, günümüzdeki Hindistan, Mısır gibi ülkeler bize Avrupalı gibi gelecektir…
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş