Ünlü ekonomistlerin son günlerdeki en çok konuştuğu konuların başında Türkiye’de bundan sonra uygulanacak olan parasal genişleme politikası geliyor Peki bu parasal genişleme nedir?ne işe yarar?Yenilir mi içilir mi neyi kurtarır?Gelin bütün bunlara birlikte bakalım.
Parasal genişleme, ekonominin durgunluk içinde olduğu dönemlerde merkez bankalarının uyguladığı bir politikadır. Parasal genişleme faiz oranlarını düşürerek piyasanın likiditesini arttırmak mümkün olmadığında veya, paranın fiyatının yani faizinin daha fazla düşürülmesine imkan olmadığı durumlarda, dolaşımdaki para miktarını arttırılmak için uygulanan bir modeldir. Parasal genişleme modelinde merkez bankaları özel bankaların portföylerinde bulunan finansal varlıkları satın alarak dolaşımdaki para miktarını arttırmayı hedefler. Amaç, bankaların nakit miktarını arttırarak düşük faizle daha fazla kredi vermelerini sağlamak ve reel ekonomiyi canlandırmaktır.
Birçok büyük merkez bankasının uygulamakta olduğu parasal genişleme politikaları likiditeyi arttırmak üzere tahvil alımına yönelik uygulanır. Finans piyasalarına ve reel ekonomiye etkileri nedeniyle özellikle 2008 yılındaki küresel krizden sonra oldukça önem kazanmıştır.
2008 yılındaki Mortgage Krizi sonrasında büyük merkez bankaları finansal likidite sıkıntısını çözmek için politika faizlerini düşürme yoluna gitti. Amaç, bankaların merkez bankalarından daha ucuz maliyetle borçlanmasını sağlayarak daralan ekonomiyi genişletmek ve daralmaya bağlı olarak artan işsizlik oranını azaltmaktı. Kriz derinleştikçe neredeyse sıfıra yaklaşan faiz oranlarının büyümeye ve işsizlik oranlarındaki artışa etkisi çok sınırlı kaldı. Faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla alınan önlemlerin başarısız olması, ‘’Quentitative Easing’’ kısaca ‘’QE’’ yani, ‘’Parasal genişleme’’ denen yöntemin bu denli önem kazanmasına neden olmuştur.
2008 yılındaki finansal krizin ekonomik durgunluktan öte finansal bir çöküş olduğunun anlaşılmasıyla, Amerika Merkez Bankası Fed, parasal genişleme uygulamalarıyla finansal sistemi tekrar işlevselliği kavuşturmak için, bankaların bilançolarında yer alan ve çok büyük bir kısmı da sigorta şirketleri tarafından koruma altında bulunan sorunlu kredileri varlık alımı yoluyla banka bilançolarından kendi bilançosuna aktardı. Karşılığında da bankalara düşük faizli Amerikan Doları verdi. Bu sayede banka bilançoları batık kredilerden kurtulacak ve kredi sisteminin tekrar sağlıklı bir şekilde işlemesi sağlanacaktı.
İlk parasal genişleme krizin başladığı 2008 yılının aralık ayında yapılmış ve 2010 yılının ortasına kadar devam etmiştir. Birinci parasal genişlemede, hazine bonosu ve ipoteğe dayalı menkul kıymet alınması yoluyla piyasaya yaklaşık 1,30 trilyonluk fon aktarıldı. İkinci parasal genişleme ise, 2010 yılının kasım ve haziran ayları arasında gerçekleşti. İkinci parasal genişlemede piyasadan 600 milyar dolarlık tahvil alımı yapıldı. Üçüncü parasal genişleme, 2012 yılının eylül ayında sadece 85 milyar dolarlık tahvil alımıyla sonlandı. 22 Mayıs 2013 tarihinde Fed başkanı Bernanke tahvil alım programına ilişkin sonlandırma kararını açıkladığında Türkiye’nin de içinde bulunduğu kırılgan piyasaların para birimleri dolar karşısında hızla değer kaybetmeye başladı.
2008 krizi sonrasında popülerlik kazanan parasal genişleme politikası bir çok parametreyi etkileyen ve çok ciddi yönetilmesi gereken bir süreçtir.Politikanın uygulanması sırasındaki ufak bir balans ayarı sorunu çözmek yerine ülkeyi çok daha büyük ekonomik sorunlarla karşı karşıya bırakabilir.
Şimdi gelelim kritik soruya ‘Türkiye ekonomisinin bu döneminde QE politikası kim tarafından nasıl yönetilmelidir?’
Bu konuda size çok ciddi, bir cevap vermek isterdim ancak bu konuyu ülkemizde parasal genişleme denilince aklıma gelen ilk halini bir karikatürle paylaşmak istiyorum.
Bana göre, Türkiye’de parasal genişleme dediğimiz şey işte tam da bundan ibarettir.
Eregion Horl
Şimdi, bu resime göre musluğu açınca yerde bir çamur deryası olacak ve biz de buna enflasyon mu diyeceğiz?
Dr.ilknur üner
Yani Eregion Horl bey.
Aslında ben bu musluğu çok sevdim.Ustanın yaratıcı , sürrealist bir çalışması olmuş.Kendi yorumunu katmış yaparken.Hatta bu musluğu o kadar çok benimsedim ki ismini KGF koymak geldi içimden.Musluğa baktıkça KGF diyorum başka birşey demiyorum.
Musluğu açarsak ne olur pek de düşünmek istemiyorum açıkcası.Ancak yapan ustayı ekonominin bir yerlerinde görmeyi çok isterim.
saygılar
Eregion Horl
Doğru, lavoboyu ıskalayan musluk – KGF analojisi güzel olmuş :)))
Dediğiniz gibi musluğu açıp da ağzımızın tadını bozmayalım; post modern sanatın zevkini çıkaralım :)))
Dr.ilknur üner
Hatta milli çiçeğimiz çayımızı alıp karşısına geçip seyretmek lazım:FÖŞ viskini yudumlarken seyreder ama biz mübarek Ramazan ayında Nihat Hatipoğlu hocamıza da sorarak iftardan sonra çay yudumsalak da olur.(Hocam damlayan suyu seyredersek orucumuz bozulur mu?)
Dr.ilknur üner
Aferin ponçik sana son eşekli fotograftan sonra başka fotograf koy demiştim sözümü tutmuşsun.Tek sıkıntı bula bula musluk resmi bulman olmuş.Hiç öğrenemiyeceksin bu sosyal medya işini.Ahhhh ahhhh güzelim konuyu muslukla heder etmişsin
atalip
Resmi görünce KGF yazmak için girmiştim, ama bir baktım konu sahibi de aynı fikirdeymiş. Aslında müsrif kamu maliyesi diye de ek yapmak lazım. Ustaya kızmamak lazım, su akıyor mu akıyor, paçaları ıslatmayıp, çamura batmamak için yerinde kullan bir şey olmaz. Kullanımı biraz dikkat istiyor. Bana kalırsa o musluğun ardında bir şebek suyu da yok. Bir kaç damacana var o kadar, Katar suyu olabilir, Katar’da ne akdar su varsa artık.
Dr.ilknur üner
Atalip bey aynı resimden aynı yorumu yapabiliyorsak demek ki aklın yolu bir dedikleri bu olsa gerek.
Bu arada Katardan dayanılan borular ne kadar dayanır ben de bilmiyorum.Köylerde su sınırlı olduğu için sulama belli saatlerde yapılır hale gelince komşular arasında su sulama kavgası başladı.Yakında ülkeler arasında da su borusu tartışmaları başlarsa hiç şaşırmayın.Bakın ABD başkanına boruları kendine bağlamak için gereken hamleyi yaptı bile.
Saygılar
Orhan Atahan
amerika yapınca oluyor biz de yaparız neyimiz eksik demişlerdir ya da diyebilirler
teselli, sizin gibi düşünenlerin var olması , care yeni bir ülke arıyorum.,
Dr.ilknur üner
Ben de teselliyi bu platformda tanıştığım sizin gibi zeki, işi bilen kişilerle tanışmakta buluyorum.Çok teşekkür ederim Orhan beyciğim saygılar