Seçim öncesi müslüman düşmanlığı söylemlerle oy toplayıp başkan olan Trump, İslam’ın en bağnaz yaşandığı ülkelerden olan ve 11 Eylül Saldırısından sorumlu tuttuğu petrol zengini Suudi Arabistan(SA)’da hacı oldu!
Okumayı sevmeyenler için yazının ana tezini baştan vereyim: AMB hala para basıyor olmasına ve büyük MB’ların anormal düşük faiz politikalarına rağmen küresel enflasyon bir türlü yükselip küresel büyümeyi ivmelendiremedi. FED faiz artışı serisine devam ederse istenilen trendin tersi olma olasılığı bile var. Trumpflasyon da şimdilik fos çıktı. Cılız seyreden küresel büyümenin ivmelenmesi neden bu kadar ivedilik arz ediyor? Çünkü, hisse senedi piyasası şişik durumda. Patlaması ya da sönmesinin önüne geçmek için bir şeyler yapmalı. Bunun da tek çaresi olarak görülen ‘askeri-endüstriyel kompleks’i besleyecek bir savaş!… BOP’ta bir üst seviyeye geçilecek. Altın bir şeylerin kokusunu almış…
İki ülke arasında 280 milyar dolarlık işbirliği anlaşması imzalanmış. Bunun 110 milyar dolarlık silah anlaşması olduğu söyleniyor. Yani silahı Amerika, parayı Suudlar verecek. Burada bir tuhaflık var ama! Petrol fiyatlarının tepetaklak olduğu günden bugüne büyük bütçe açığı veren ve bu yüzden tarihinde en büyük devlet tahvili ihraç ederek zorunda kalan, kamu borcu 91 milyar doları aşan SA, bu ekonomik darboğazda neden bu kadar silah almak istemiş olabilir ve de bu faturayı nasıl ödeyecek?.. Üstelik, IMF tahminlerine göre; petrolün varil fiyatı 50 dolar cıvarında kalması halinde 5 yıllık süre içinde SA hazinesi tükenecek.
Ülke kaynaklarından elde ettiği geliri halkına dağıtmak yerine, bir kısmını emperyal ülkelere geri kalanını kendine ayıran, saltanat içinde yaşamaya alışmış SA Kraliyet Ailesi, bu mevcut ekonomik tabloda kendi ülkesinde bir ‘arap baharı’ patlak vermesinden korkuyor. Dinle uyutma bir yere kadar… Bu ahlaksız ilişkiden nemalanan ABD’nin de hiç istemeyeceği bir kaos olur.
Yemen’deki Şii ayaklanma, İran tehdidi SA’yı rahatsız eden bir diğer önemli faktör…
Bu kadar silahı gövde gösterisi ya da gözdağı vermek için alacak olamaz. Belli ki, bölgede yer yer lokal çatışmalar yerini büyük bir savaşa bırakacak. Bu coğrafyada BOP’tan yana olanlar ile karşı olanların saflarını belli etmeye zorlanacak. Bu saflaşmada mezhepsel farklılık işin kılıfı olacak. Hedef tahtasına İran konulacak. Nitekim, Trump yönetimi İran’la gerilimi tırmandırmaya başladı. Kıskaca alındığını sezen İran “Eyvah, sıra bana geliyor” korkusuyla Rusya’ya sıkı sıkı sarılacak. Rusya da İran’a silah satacak. Bu savaştan en karlı çıkacak olan silah satıcı ülkeler, ABD-Rusya.
Bu pik yapan savaş döngüsü sayesinde petrol fiyatları 80-100 dolarlara çıkıp o seviyelere oturursa SA çok rahat bir nefes alır, halk ayaklanması tehlikesini bertaraf eder, Amerika’yla yaptığı anlaşmalardan doğan ödeme yükümlülüklerini zorlanmadan öder. ABD tarafında kazanımları; bu anlaşmanın toplamında ihya olacağı yanında, bir de daha önce SA’nın restini yaptığı ‘elindeki 120 milyar dolara yakın ABD tahvili satışını’ da rafa kaldırarak ABD’nin de yüreğine su serpmiş olur.
Bir çok derde deva olarak görülen savaşın bir diğer önemli nimeti(!) de, -yukarıda yazının özetinde bahsedildiği üzere- küresel büyümeyi ivmelendireceği beklentisi. Tıpkı 2003 Irak işgalinden sonra küresel büyümenin 2007 yılına kadar hatırı sayılır ölçüde iyi seyretmesi gibi…
Türkiye(TR) bu savaşın neresinde olur? Tabi ki her zamanki gibi sadık müttefik saplantısıyla Amerika’nın safında olacak. Düşman olarak sürülen ülke Şii olursa hele, seve seve… TR’nin Katar’da kurduğu askeri üs rastlantısal değil… Körfez ülkelerinin fedaisi olma görevi verilmiş olabilir. Şu dönemde ufukta gözükmese de şartlara göre bu senaryo içinde İran-TR savaşı kışkırtılabilir. Eşanlı olarak iki ülke arasında zamanla daha sık rastlayabileceğimiz sürtüşmeler ile ülkeye kaynağı belirsiz para girişinde yeniden anormal miktarların görülmesi durumunda böyle bir komplodan şüphelenmek gerek.
Yukarıda daha çok ekonomik boyutuyla ele aldığım ABD-SA (ilerde diğer Körfez ülkelerini de kapsayabilecek) arasındaki bu anlaşmaya geniş perspektiften bakarsak tabi bunun bir de BOP boyutu olduğunu görürüz… Nitekim, 100 yıllık bu uğursuz proje bir kişinin başkan olmasıyla çöp olacak değildi. Aksine hızlandırılarak bir üst seviyeye geçilecek. Bu arada BOP’un eşbaşkanlığı el değiştirmişe benziyor.
K. Irak’ta Barzani bağımsızlık ilan edip bir korsan devlet kurma hazırlığında. ABD YPG’yi Rakka harekatı bahanesiyle silahlandırıyor, Batılı ülkelerce de dolar üzerinden maaşa bağlanmış. Suriye’nin kuzeyinde hem TR’yi kuşatacak hem de K. Irak’taki petrolün Akdeniz’e ulaştıracak bir koridor oluşturuluyor. Trump yönetimi savunma bütçesinde 54 milyar dolarlık artış yaptı. Tüm bu olup bitenler fay hatlarının yakında kırılacağının sinyalini veriyor…
Yazının görselindeki fotoğraf sanki milyonlarca insanın gün yüzü görmeyeceğini anlatıyor bizlere…
Fatih
Doğru tespitler. Yüz yıllık BOP hedeflerine adım adım yaklaşılıyor. Müslüman karşıtı söylemle iktidara gelen Trump’ın resimde ki fotoğrafı ve kılıçla savaş dansı çok şey anlatıyor. Tarih tekerrür ediyor. ibret alan ise her zaman ki gibi yine yok.