Alay eder gibi vergi afları
“Bak ahbap vergisini ödeyen bir Amerikalıyım ben”…
(-Demek Amerikan ordusunu madden destekleyip dünyanin a.’sına koyan ekiptensin lanet olası!..)
Amerikan filmlerinde gerzek tiplemelerin dürüstlüğüne vurgu yapmak için söylediği bu klişe lafla vergisine sadık dürüst vatandaşlarla alay edildiği gibi, AKP iktidarının neredeyse 2 yılda 1 otomatiğe bağladığı vergi afları da bu alaycı göndermenin yasal düzenlemeli hali…
Mafyavari vergi tahsilatı
Maliyeciler bazı işletmelere bir güzellik yapmaları tutuyor. Belli bir miktarda anlaşırlarsa incelemeye girmiyorlarmış. Pardon da buna bildiğin şantaj denir. O işletmelerin bir yamuğu olmasa da, ödemezse eğer illa mevzuattan zorlama bir yamuk çıkartılır. Birileri de buna devlet diyor!
‘Ne koparırsam’ vergisi
65 milyon TL vergi borcu olan bir şirketin büyük başı ısrarla bu borcu ödemediği için ‘Devlet Baba’ ona gecikme faiziyle, cezasıyla, cartıyla, curtuyla, vs… toplam 160 milyon TL’lik ödeme tebliği çıkartıyor. Bu büyük baş, şirketin avukatları vasıtasıyla ‘Devlet Baba’yla anlaşma zemini bulur ve toplam 160 milyon liralık borç 55 milyon liraya iniverir. Yani bugüne kadar vergi ödemediği için 10 milyon TL’lik vergi indirimiyle mükafatlandırılır!
Paralel vergi
Yandaş işadamlarının milyonlarca liralık vergi borçları Uzlaşma Tutanaklarıyla ya sıfırlanmış ya da sembolik rakamlara indirilmiş. Tabi meymenetsiz suratlarının hürmetine kıyak çekilmemiştir elbet. Hazine’nin kasasına gitmesi gereken para başka bir yere gidiyordur. İktidar partisinin belediyelerinin sokaklarda kurdukları iftar sofraları için kaynak olarak gitmesi en masum olanı…
Tırnakçı vergi
Ücretli sınıftan tırtıklanan dilimli gelir vergisi, yılın ilk çeyreği biter bitmez maaş zammını yiyerek “Kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorlar” dedirten cinsten…
Tecavüze teşebbüs vergi
Para kazanan mülk sahibinden alacakları yerde kiracı müteşebbisten 3 ayda bir alınan adaletsizliğin daniskası kira stopajı, pes dedirten bir vergi garabeti. Üstelik özel mülk kiralanan ASM’lerdeki kamu hizmeti veren Aile hekimleri de ödüyor bu vergiyi.
Yukarıda örneklendirilerek bahsedildiği gibi; gerek devlet ciddiyetinden çok uzak vergi tahsilatları, gerek vergi dağılımındaki adaletsizlik, gerekse de popülizmden ötürü kasa yeterince dolamadığından, tüketimden alınan dolaylı (gizli) ve insafsız vergilere yükleniliyor.
Her arabalı hanenin önüne bir seyyar vergi dairesi…
Akaryakıttaki %60 dolaylarındaki vergi yüküyle, arabası olan aynı zamanda evinin önüne seyyar bir vergi dairesi park etmiş oluyor! Petrol fiyatlarının düşmesi hükümetin pek hoşuna gitmiyordur. Uluslararası piyasada petrol fiyatları düşünce akaryakıttaki vergi oranı daha da artıyor.
Günah vergisi (katil vergi)
Vergi yükünün %50’yi aştığı alkollü içeceklerden alınan ideolojik vergi, biraz olsun mutluluk arayan garibanı sahte içkiye yönelterek ona ölüm getirmiştir.
Toplayıcısı bir ‘canavar’ olan gizli vergi
Ve tabi ki de adı her ne kadar vergi olmasa da hükümetlerimizin olmazsa olmaz gizli vergisi olan enflasyon… Suçlusunu da bulmuşlar. ‘Enflasyon Canavarı’ diye hayali bir zorba!
Kim(ler)in zorba olduğunu okuyucuların takdirine bırakıyorum…
Eregion Horl
Yazıyı beğenmekle birlikte sorumlu bir yorumcu olarak bir kaç şey söylemek istiyorum müsadenizle:
Özellikle büyük bütçeli sinema sektörü ürünleri içerisinde “Bak ahbap vergisini ödeyen bir Amerikalıyım ben…” ifadesi, aydınlanma çağından bu yana batı demokrasilerinde toplumsal sözleşmenin başat unsuru olan vergi kavramına yapılan önemli bir atıftır. Kendi ontolojik perspektifimizde bu laf biraz tuhaf gelebilir ancak buradaki pespayelik (genelde film sahnesinde it kopuk tiplerin polisle girdikleri tartışmada bu it kopuk tiplerin ağzından duyarız bunu… Ama bazan bir haneke filminde de karşımıza çıkabilir…) iktidarın pespayeliğine bir göndermedir. Medeniyetin kendi paradigması içerisinde onun gözüne ironi sokmaktır.
İkincisi de günah vergisi kavramı, aslında ÖTV’nin söylemsel altyapısı toplumsal ve ekonomik boyutta olumsuz dışsallık meydana getiren tüketim alışkanlıklarının vergi ile caydırıcı hale getirilmesidir. Düşünsene herkes FÖŞ gibi olmuş… Toplum zıvanadan çıkmış falan… Tabi diğer yandan daha depodayken vergisinin alınması, paracıkların kasaya girmesi de ayrı bir güzellik devletler açısından… Yani kolay tahsil edilebilir vergiler olması da önemlidir. Elbette alkol ve sigara üzerindeki verginin toplumsal direnci kırmak için günah ile bağdaştırılması protestan ve katolik ülkelerde de yaygın bir tutum olmuş zamanında…
(yazıya ilişkin bir eleştirim yok; sadece yazıdaki bir kaç hususu genişletmek ve yazıya katkıda bulunmayı umdum…)
Mehmet Gündüz
Eczanelere kira stopajı ödememek üzere tanınmış bir hak yoktur. Ya uyduruyorsunuz ya da yanlış bilgilendirilmişsiniz. Ben biliyorum çünkü öyle bir hak olsaydı bu zamana kadar ben ödemezdim.
Selim Akgün
Yönetici bir arkadaşımın yıllar önce bana yanlış aksettirmesiyle belleğimde o şekilde kalmış. Bahsettiğiniz anektodu yazıdan çıkarttım. Art niyet aramamanız dileğiyle, ilginiz için teşekkürler.