ParaAnaliz dünya çapındaki habercilik ağını kullanarak RTE-Trump zirvesinin gizli tutanakların ele geçirdi. Kardeş sitemiz PAIntelligence yazarı ve Washington haberciliğinin “ağır abisi” Damon H. Grande FuzzBeed ve Puffington Host’daki kontaklarını kullanarak halen sadece Trump’ın özel arşivleri ve Rus Büyükelçiliğinde tutulan tutanakları tercüme ettirmeyi başardı. Satırına dokunmadan yayınlıyoruz.
TRUMP: Hoş geldiniz Sevgili Başkan, sizi muhteşem referandum zaferiniz için kutlarım.
RTE: Hoş bulduk Muhterem Başkan Kardeşim, ben de sizin harkulade seçim zaferiniz için kutlarım.
TRUMP: Sohbete başlamadan bir şeyler içer misiniz? Mesela bir sabah wiskisi?
Amerikan Tercüman: Kulağına fısıldar..
TRUMP: Pardon…Sabah kahvesi demek istedim. Filtre? Latte? A la Turka?
RTE: Eğer siz de katılacaksanız, ben bir Türk kahvesi alırım valla, ama zahmet olmasın?
TRUMP: Niye zahmet olacak? Gizli servisteki haytaların ne işi var? Akşama kadar ne söylesem CNN’e yetiştirip kız arkadaşlarına aletlerinin fotolarını yolluyor piçler.. Şekeri nasıl olsun?
RTE: Orta şekerli.
Türk tercüman: Medium sugar.
TRUMP: Bana da filtre..Siyah ve şekersiz.
RTE: Diabet sorunu mu var?
TRUMP: Ehh yaş ilerledikçe malum, İvanka şekeri kes diye bütün gün vakamın için giriyor (getting on my case all day)..
RTE: Bende de bir takım belirtiler vardı, Emine Hanım sinameki otu içiriyor, hemen geçti. Size de bir paket göndereceğim.
TRUMP: Ulan, İvanka zaten akşam kadar keçi gibi otlatıyor, geviş getirmeye başladım, bir de bu çıktı. Söyleyin benden uzak dursun…
Amerika Tercüman: Sayın Başkanımız hassasiyetinize minnettar. Göndereceğiniz bitkisel terapiyi dört gözle bekliyor.
RTE: Kıymetli zevceniz Ivanka Hanım nasıllar?
TRUMP: Nasıl olacak kahpe, akşama kadar kredi kartıma aşırı sürat yaptırıp, husyelerime yumruk atmakla meşgul (busting my balls). Macron’l sexting yaptığını öğrenirsem, boşayacağım haspayı. FBI’ı peşine taktım.
Amerikalı Tercüman: Değerli First Lady moda sektöründe faaliyet alanını genişletmekle birlikte, Sayın Başkanımızın kendisine tevdi ettiği resmi görevleri başarıyla ifa ederek Beyaz Saray ekibine değer katmaya devam ediyor. Sağlık ve sıhhati son derece yerindedir. Sayın Başkanımız sizin ailenizin sağlık ve afiyet durumunu merak eder.
RTE: Emine Hanım, malum 1.000 odalı mütevazi müştemilatımızın dekorasyonundan yoruldu, bir de bizim haylaz oğlanı everemedik. Zamane gençleri işte, “sıfırla” diyorsun anlamıyor, “depoyu fulle” diyorsun, arabayı duvara çarpıyor.
Türk Tercüman: Kıymetli Başkan’ın eşi hayır faaliyetleri ve Türk kadınının toplumdaki yerini yükseltecek bilinçlendirme faaliyetleri ile Başkanımız’ın en yakın destekçisi olmayı sürdürüyor.
TRUMP: Ahhh… Kahve geldi işte. Afiyet olsun.
RTE: Ziyade olsun.
Trump: (Saatine bakar) Hih! Ne kadar geç olmuş? Aman öğle yemeğini kaçırmayalım. Benim siyah ahçı bir çikolatalı kek yaptı, parmaklarını yiyeceksin. Kankam Jin (Çin Başkanı Xi Jinping’i kastediyor) keyfinden donuna sıçtı.
Amerikalı Tercüman: Bakanımız sizi resmi yemek odasına kıymetli Çin Lideri Xi Jinping’in takdirine mazhar olan çukulatalı keki tatmaya davet ediyor.
RTE: Derhal. Bu vesileyle bizi ağırlamakta gösterdiği misafirperverlik ve Suriye’de PYD-YPG’ni silahlanmasına karşı kararlı duruşumuzu takdir ettiği için kendisine minnettarlığımız sunarız.
Trump: Sevgili Başkan Kardeşim’e Türk Askerinin Kore, Vietnam ve Irak Savaşları’nda bize verdiği destek i için teşekkür et.
Amerikalı Tercüman: Kulağına eğilir..
TRUMP: Koç, sen de çok arızasın ya. Tonla para veriyoruz, uydur bir şeyler.
RTE: Berhudar olduk, o asker sizin Suriye’de desteklediğiniz iki avuç teröristi de toprağa gömer bu arada.
Türk Tercüman: TSK her zaman olduğu gibi NATO çerçevesinde kahraman ABD silahlı kuvvetleri ile işbirliğine hazırdır.
TRUMP: Söyle, Suriye’de Kürtleri si..mesinler, onlara kötü çakarım. (Tell him not fuck with Kurds in Syria, or I’ll whack them up badly.)
Amerikan Tercüman: Sayın Başkan buraya kadar zahmet edip Suriye hakkında çok kıymetli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür eder, teröre karşı ortak mücadelemizin süreceği hususunda taahhütünü yeniler.
RTE: Sayın Trump önden buyursun.
TRUMP: Ölümü öp (kiss my corpse), valla olmaz, sen buyur.
FÖŞ
Facebook sayfalarımı ziyaret edin
https://www.facebook.com/ayesilada
Twitter: @AtillaYesilada1
Selim Akgün
Yazının komik yanına gölge düşürmek gibi olacak ama bu çeviri olayı tam bir diplomatik skandal. Türkçe güya “ayar” veriyor ama İngilizce çeviriye göre resmen özür diliyor. “we will not repeat the mistakes of the past” (“biz geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamayacağız”) Trump da sırıtarak başını sallıyor ve adeta aferin diyor. Bu açıklama yazılı metinden yapılıyor. Spontane çeviri değil.