Türkiye’de en önemli sektörlerin başında Bankacılık sektörü gelir. Türkiye ekonomisinde reel sektörü besleyen finans kaynağı Bankacılık sektörünün sağladığı kredilerdir.Dolayısıyla Bankacılık sektöründeki kredi süreci doğru yönetildiğinde ülke ekonomisine ivme kazandıracak en önemli faktörlerden biridir.
Peki Bankacılık sektörünün kredi süreci etkin yönetilmekte midir?Bu konu çok boyutlu bir konu olduğu için bu yazıyı seri haline getirmekte fayda var
Kritik Hata:
Bankacılık sektöründe tahsis edilen kredilerin en yoğun olduğu sektör inşaat sektörüdür.
Yoğunlaşma fazla olduğu için inşaat sektöründeki 1-2 firmada yaşanan mali sıkıntı zincirleme olarak Bankacılık sektörünü de etkiler hale gelmektedir.
Bildiğiniz gibi Risk Yönetiminin en önemli risk faktörlerindne biri ‘Yoğunlaşma Riski’dir ve Bankacılık sektörümüzde yoğunlaşma tek bir sektör odaklı olması nedeniyle bu risk son yüksek bir faktör durumdadır.
Olması gereken: Bankacılık sektöründe özellikle sektörel uzmanlıklar sağlanıp, gelişme potansiyeli yüksek sektörlere destekler sağlanmalıdır.
Türkiye’de denizcilik sektörü büyüme potansiyeli çok yüksek bir sektör olmasına ragmen denizcilik sektörüne sağlanan sektör kredisi bir elin parmağını geçmeyecek kadardır.Son dönemde özellikle (organik) tarım sektörüne yönelim olduğu halde tarım kredilerine destek veren özel sektör bankası yok denecek kadar azdır.
Bankacılık sektöründeki neredeyse tüm özel bankalar konut kredisi, bireysel kredi, taşıt kredisi gibi en basit düzeydeki ürünlerin satışı konusunda rekabet halindedir.Bu krediler ise en kolay, en düşük kara sahip krediler niteliğindedir.Yoğun rekabet nedeniyle azalan kar payları ise Bankacılık sektörünü ayakta kalması daha zor bir sektör haline getirmektedir.Oysaki tarım sektörü kredisi, denizcilik sektörü kredileri gibi alanlar bomboş alanlardır.
Pazarlama ile ilgilenenler bilirler W. Chan Kim ve Renee Mauborgne adındaki iki profesör tarafından oluşturulan Mavi Okyanus Strateji’sinde pazar payı alanlarını yaratmayı anlatırlar. Kim ve Mauborgne’ye göre okyanus mavi ve kırmızı olmak üzere ikiye ayrılır.
Kırmızı okyanus tahmin edilebileceği üzere pazardan pay almak için cephelerin yoğun bir şekilde savaştığı, mücadele ve rekabet uğruna nice kanların aktığı kırmızı sulardır. Kırmızı okyanusta her açılan yeni cephe savaşı daha da kızıştırmakta, diğer cephelerin karlarını azaltmaktadır. Burada tüm kurallar ve sınırlar da bellidir, üstelik tüm köşe başları da kapılmıştır. Yapılacak en iyi şey ise cephelerin payından pay almaya çalışmaktır.
Mavi okyanus ise henüz keşfedilmemiş, rekabete açılmamış, uğruna mücadelenin olmadığı bakir sulardır. Mavi okyanusta bir pazar boşluğu bulunarak yeni bir talep yaratılmaktadır. Burada rakip de rekabet de savaş da yoktur. Henüz içinde yüzülmemiş bu mavi sularda kuralları ilk siz koyar, pazarı ilk siz şekillendirirsiniz.
Tabii ki mavi okyanusta yer almak isteyen cephenin işi pek de kolay değildir. Bankacılık sektöründe yüksek kar elde etmek isteyen bankaların mavi okyanusa açılmanın zamanı gelmiştir.Bunun için de uzmanlaşmak ve hizmet kalitesini arttırmak ise olmazsa olmaz koşuludur.
Bankacılık sektöründeki yanlışları gün yüzüne çıkartmak için yazdığımız bu yazı burada son buluyor.İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmanın zamanı geldi.
Yüksek kar etmek isteyen bankacılar buyurun size mavi okyanuslar…….
Dr.ilknur üner
Ahhh ponçik ahhh herkesin yönetim danışmanıyım diye elinde çantası , poz poz fotografı ile en ufak tavsiye vermeden bir ton para kazandığı şu finans dünyasında bedava tavsiyelerinle para kazanmadan yorulmadan çalışıyorsun ya ne diyeyim bilemedim.Linkedindeki uzun ünvanlı yönetim danışmanları şu yazındaki tavsiye için bilmem kaç bin usd danışmanlık ücreti alırdı.Acemilikten bir türlü terfi edip para kazanma dönemine giremedin ya sana ne söylesek az olur.
Eregion Horl
Bence süpersin Ponçik…
Eregion Horl
Bu arada, eğer şimdiye kadar izlemediysen “2 Broke Girls”i de kesin izlemelisin Ponçik…
Dr.ilknur üner
Sizden çok şey öğreniyorum.Bu filmi izlemedim ancak not aldım.İnşallah evde çocuklardan fırsat bulduğum ilk fırsatta filmi izliyor olacağım.Bu arada başka kitap film öneriniz varsa öğrenmek isterim.Yazılarınızın alt yapısı çok sağlam bu alanda benden daha çok okuduğunuz belli.Sizden öğreneceğim çok şey var.
Eregion Horl
Aslında 2 Broke Girls “sit-com”dur…
Max Black ile Ponçik arasında bir benzerlik görür gibi oldum… ; )))
Dr.ilknur üner
Çok teşekkür ederim o sizin güzelliğiniz.Ben sadece 19 yıldır finans sektöründe çalışan acemi bir finansçıyım
Dr.ilknur üner
Daha da çok merak ettim Max Black karakterini.İzleyince fikirlerimi sizinle paylaşırım eregion horl
murat erdem
ilknur hanım morgate kredi oranı 150 trilyon civarında sorun değil,asıl sorun inşaat şirketlerinin bankalara olan borcu ne kadarki, çok olduğuna inanıyorum,asıl sorun o,hep derim mütahitten ev alanlar noterden sözleşme yapın,sözleşmeyi tapuya şerh edin yoksa inşaat şirketi batarsa ev icradan satılır.bu konuda ilerde bir yazı yazacağım.
Dr.ilknur üner
Aslında bir bombanın üzerinde oturuyoruz.Bu yazıyı rakamlara boğarak anlatmak istemedim ancak tüm sektörlerde tek bir odak nokta var inşaat sektörü.Orada yaşanacak en ufak bir olumsuzluk domino taşı etkisi yaratacaktır.(İnşaat firmalarına çok ciddi krediler verilmiş durumda ve en ufak bir olumsuz gelişmede bankaların ciddi zararları sözkonusu olacaktır.)
Selim Akgün
Hangi bankanın hangi sektöre odaklanacağını devlet, kamu bankaları üzerinde belirleyici rol üstlenerek yapması uzun vade ekonomik hedefleri açısından oldukça önemli. Ama özel bankalara devlet bunu dayatamaz. Belki teşvik edici yasal düzenlemeler yapabilir. Özel bankaların trende göre bir sektöre odaklanmasını çok da yadırgamamak gerek. Sonuçta asıl işleri para kazanmak. Yoksa hükümet kanadından sıkça duyduğumuz “elinizi taşın altına siz de koyun”, “hepimiz aynı gemideyiz” gibi söylemler böyle vahşi kapitalizmde çok duygusal kalır. Demek o ki iş hükümetlerde bitiyor…
Dr.ilknur üner
Hükümetin konut sektörüne olan teşviği ortada Vade düzenlemesi, kdv indirimi vs hepsi başlı başına konut sektörüne devletin nasıl sahip çıktığının bir göstergesi