(Finalleri hep -film boyunca haklılığını anlatan- intikamla biten Baba filmlerindeki senaryoya benzeyen hikayemi, filmin tema müziğini dinliyormuş gibi okumanızı tavsiye ederim.)
Yıl 2011, Mart ayı. O zaman yıllık enflasyon TÜFE’de %4, ÜFE’de %10’larda seyrediyordu. Küresel çaptaki bol ve ucuz likidite nimetinden Türkiye de fazlasıyla nemalanıyor, çılgınca para akıyordu ülkeye. Dolar/TL 1.50 seviyelerinde geziniyordu.
250 bin lira kadar (şimdiki parayla en az 400 bin lira) yüksek meblağlı sayılabilecek birikimimi yıllarca sadece bir bankada (‘köklü, önde gelen, sağlam banka’ diyerek) internet üzerinden ilan edilen e-mevduat faiz oranlarıyla TL mevduatta değerlendiriyordum. Saçma sapan bir kuruntuya dayanıyordu o zaman bizim banka tutuculuğu. (Sağlam banka olmalıymış! Bankaların hortumlandığı yılların travmasını üstümden atamamışım demek.)
Neyse, “Piyasayı fonlayan bankayız” diye burnundan kıl aldırmayan ‘Amele Bankası’ TL mevduatında gününden beri pek cimriydi. Bu cimriliğini gitgide daha da abartıyordu. Yıllık TL mevduat faiz oranı %6’lara kadar inmişti. Hem de her vadede, 1-3-6 ay, 1 yıllık vade farketmiyordu. Zaten stopajı vergisini de çıkarırsanız, reel getirisi %1 ancak ediyordu. Şimdiki kadar ekonomi-finans okuryazarlığım olmasa da 95-2001 yılları arasındaki yıllık %40 ile 90 arasında değişen mevduat faiz oranlarına şahit olmuş biri olarak, bu sadaka oran sindirilebilir bir durum değildi. Tezgahaltı faiz denen pazarlıklı faizinden de haberim yoktu. Nasıl olsun ki, banka bir kez bile beni arama tenezzülünde bulunmamıştı.
Arsızca dünyayı paraya boğup tasarruflarımızın getirisini neredeyse lahana yaprağına çeviren FED’i, başındaki Bernanke’nin yedi sülalesini, bundan cesaret alarak faizleri indirdikçe indiren bizim MB’ını her gece yatmadan önce ‘hayırla’ yad etmekten gına gelmişti. Yok arkadaş, bu sömürü böyle devam edemezdi. Emeğimin kaymağını birileri beleşe kullanacak, elin rantçı müteahhidi de o parayla emlaktan servet götürecekti. Banka adeta “Ulan, bu kadar ucuz para denizinde ne diye tasarruf ediyorsun gerzek! Git konuta-arsaya yatır.” der gibi ‘işine gelirse’ çekiyordu. Sonunda benim kayış koptu tabi… Paranın tamamını ‘hoş geldin faizi’ ve biraz da pazarlık ederek 4 puan daha fazla faiz veren, daha az bilindik başka bir bankaya transfer ettim. Oh, be! Enayiliğin de bir sınırı var, o kadar da suistimal edilmez ki!
Aradan çok geçmeden bizim ‘Amele Bankası’ndan müşteri temsilcim aradı beni. Samimiyetsiz bir hal hatır sormadan sonra, “Portföyünüzde ufak (?!) bir hareket olmuş” diye sordu. (bozuntuya vermedi) “Şimdi mi aklınıza geldim?..” benzeri bir kaç iğneleyici laf soktum… Transfer ettiğim paramın vadesinin ne zaman dolacağını sorması üzerine, “Bir önemi yok, zaten bankanızdaki hesabımı kapatma talimatını verecem” deyip görüşmeyi bitirdim. (Tahminimce; o eleman “nasıl kaçırtırsın bu kadar sermayeyi” diye sert bir fırça yemiştir müdüründen…)
ÜFE’ki maliyet enflasyonun geçişinden olacak ki, TÜFE’de 2011 yılını %10,45 ile tamamladık! Dolar kuru da 1.88’den tamamladı yılı. Parayı uzun vadeye bağlasaydık kazığın büyüğünü yemiş olacaktık demek ki… 2012’de de tahvil piyasası çok sert satış yemişti..
Daha sonrasında bu yeni bankamın verdiği oranlar da beni kesmedi, paramın tamamını iki yıl sonra sistemden çekip yastıkaltı altın yaptım. İyi de ettim, 4 yılda TL mevduattan kazanacağımın neredeyse 2 katını Gram Altında kazanmış durumdayım.
Şimdi de bankaların TL’ye verdiği mevduat oranlarına bakıyorum; bizim Amele Bankası hala burnundan kıl aldırmamış… Gene yıllık enflasyonun ve diğer bankaların verdiği oranının bir kaç puan altında lutfetmiş!
Diyeceğim şu ki; TL mi, döviz mi, altın mı önerisi bir yana, paranızı mevduatta değerlendirecekseniz, bir çok banka alternatifleri değerlendirdikten sonra karar kıldığınız bankayla pazarlık etmeyi ihmal etmeyin. Emeğinizin sömürülmesine izin vermeyin. Hele de kredi/mevduat oranının %140 bulduğu şu dönemlerde…
Ha, bu arada; 2018 yılında %18-20’ye tırmanıp ‘yeni normal’ olacak faizler şimdiden vatana millete hayırlı-uğurlu olsun!..
Metin
Yaşadığınız ve yaptıklarınız, birebir benim düşündüğüm ve uygulayıp birikimimin onun bunun ev, araba sahibi olmasına ve müteahhitlerin zengin olmasına vesile olacağı yerde aynen benim emek kazancımın korunmasına yardım etti ve bu arada gayet güzel sıkıntı çekmeden ailece yaşadık.
Selim Akgün
Bu çapsızların yeni bir parasal genişleme başlatmayacakların da garantisi yok.
Eregion Horl
Kesin Garan…
Neyse banka adı vermeyeyim…