John Law, kimine göre bir deli kimine göre bir dahiydi. İskoç asıllı John Law, ekonomistti ve binlerce kişinin kaderini değiştirdi.
1700’lü yılların başında Fransa Hazinesi’nin başı dertteydi. Devlet, harcamalarını karşılayabilmek adına piyasaya sürekli düşük ayarlı para sürüyordu. İçindeki altın miktarı giderek azalan paralar halk tarafından kabul edilmez olmuştu. İşte bu dönemde, İngiltere’de kanun kaçağı olan İskoç asıllı John Law, Fransa’ya geldi. Law bir ekonomistti ve kısa süre önce (1705) “Money and Trade Consider’d with a Proposal for Supplying the Nation with Money”(Para ve Ticaretin Tarihçesi ve Ülkede Para Arzı için bir Öneri) başlıklı makaleyi kaleme almıştı.
Law, makalesinde yazdıklarını uygulatmak üzere Fransız Maliye Bakanı’nı, ikna etti. Fransa’nın ekonomik sorunu için bir kurtuluş kapısı mı açmıştı????Wowwww
Devamı daha heyecanlı!!!!!!!
Law’un 2 Mayıs 1716’da kurduğu La Banque Générale isimli özel banka, Devletten aldığı destekle Fransa’da ilk defa kâğıt para çıkardı. Bankanın sermayesinin dörtte üçü devlet parasından oluşmaktaydı ve devlete bunun karşılığında senet verilmişti Yani başta Maliye Bakanı olmak üzere devlet adamlarını arkasaına almayı başarmıştı.
Bankanın bastığı paralar %100 altına endeksliydi. La Banque Générale bankasının bastığı bankontu getiren herkes eksiksiz olarak altın teslim alabiliyordu. Daha önce dolaşımda olan düşük ayarlı paralardan bıkmış olan halk, Law’un kâğıt parasına büyük ilgi gösterdi. Kısa sürede para, endeksli olduğu altına kıyasla prim yaptı. Yani insanlar, saf altına kıyasla La Banque Générale banknotlarına daha fazla para ödemeye hazırdılar.
Bakar mısınız yarattığı rüzgara?
4 Aralık 1718’de banka devletleştirildi ve La Banque Royale adını aldı.Banknotların tedavülü mecburi hale getirildi ve paralar kral tarafından garanti altına alındı. Bütün bu süreci yöneten Law, zorunlu tedavülün sağladığı serbestlikten yararlanıp, piyasaya devamlı para sürdü.
Yeni arz nedeniyle paranın değeri düşmüyordu, çünkü Law geri planında müthiş bir düzen oluşturmuştu. Uygulanan sistem şöyle çalışıyordu; Law, o dönem deniz ticaretiyle uğraşan birkaç şirketi satın alarak Compagnie Perpetuelle des Indes (Mississippi) Şirketi’nin başına geçti. Missisippi Şirketi, Fransa’nın Amerika’daki sömürgeleriyle yapılacak tüm ticareti kendi tekeline alıyordu. Bu sayede tüm denizlerde bir ticari monopol haline geldi. Halk, şirketin bu gücüne ve müthiş derecede kârlı olacağına inandı ve şirket hisseleri tabiri caizse kapışılmaya başlandı. Şirket hisseleri ise yalnızca La Banque Royale’in banknotlarıyla alınabiliyordu. Böylece basılan banknotlar için gerekli talep yaratılmış oluyordu. Aşırı para arzı (yani enflasyon) fiyat artışına ve paraya güvensizlik duyulmasına yol açmadı.
Mississippi Şirketi’nin hisseleri büyük bir hızla yükseliyordu. Law, Louisiana’nın zenginliğini etkili bir pazarlama planıyla abartılı ölçüde artırdı ve mükemmel bir spekülatif balon yarattı. Şirket hisselerine talep o kadar fazlaydı ki, hisse artırımlarında yatırımcıları sıraya girmesi gerekiyordu.
Vayyy canına düşünsenize sıraya girmiş yüzlerce şirket hissedarı?
Bir hisse artırımı sırasında, yatırımcılardan birine haksızlık yapıldı ve söz konusu kişi elindeki hisseleri satıp La Banque Royale’den altın çekmeye karar verdi. Ne de olsa söz konusu banknotlar %100 altına endeksliydi (daha doğrusu öyle olmaları gerekiyordu). Ancak tabii ki kasadaki altın artık tedavüldeki banknotları karşılayamıyordu. Bankadan altın çekildiğini duyan Law küplere bindi ve altın çekimlerini yasakladı. Ancak bu, daha da büyük sorunlara yol açtı. Yatırımcının güveni bir kez sarsılmıştı. Mississippi Şirketi’nin hisseleri, yükseldikleri hızla düşmeye başladılar. Sonunda şirket hisseleri tamamen değersiz oldu. 1720’nin sonunda Law, XV. Louis’nin vekili olan Orléans Dükü II. Philippe tarafından görevlerinden alındı. Ardından Law önce Fransa’ya, daha sonra da Belçika’ya gitti. “Mississippi Balonu” da bu şekilde sona ermiş oldu.
Bu spekülasyon hikayesi pek çok yerde anlatılmasına ragmen ben http://www.bireyselyatirimci.com/ internet sitesindeki anlatımı beğendiğim için oradaki makaleyi eklemeler yaparak, sizinle paylaşmak istedim.Bu ve bunun gibi gerçek spekülasyon hikayelerinde ekonomik pek çok çıkarım yapılabilir.
Ben bu hikayedeki ekonomik çıkarımları bir kenara bırakarak, kendi yorumumu sizinle paylaşmak istedim
Law, kimine göre bir dahi kimine göre bir deliydi.O dönem yaşanan süreçte tek bir gerçek vardı o da Law, yarattığı sistem için başta Kral olmak üzere herkesi elinde tutmayı başarmış ve amacına ulaşmıştı.
Gücü elinde bulundurmak keskin bir kılıcı tutmaya benzer.Bir yanlışta geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanır.Mississipi balonunda Law gibi bir deliye sağlanan gücün yüzlerce insanın uğradığı geri dönüşü olmayan kaybını görüyoruz.
Bu hikaye ve binlerce başka hikaye bize tek bir şeyi fısıldıyor;’Güç önemli bir şeydir.Sahnede hangi oyun izlerseniz izleyin, siz perde arkasında oyunu yöneten, gücü elinde bulunduranlara, senaryoyu yazanlara bakmayı sakın ihmal etmeyin.’
Gücün kimin elinde olduğuna dikkat ederken şunu unutmayalım; sınavlarda 3 yanlış bir doğruyu götürse de gerçek hayatta ‘Bir yanlış binlerce doğruyu götürür’
Dr.ilknur üner
Ponçik sen hep orta yollu, suya sabuna karışmayan yazılar yazardın.Güç felan derken yazının zamanlaması manidar olmuş.Ponçikliği elden bırakmasan iyi edersin
Selim Akgün
Bu hikaye bana son dönemde yaşanan negatif getirili trilyonluk tahvil furyasını anımsattı. Küresel para sistemi illüzyon üzerine kurulmuş. “Bu işin sonu karakolda bitecek” derler ya, her spekülatif balonun sonu gerçek para olan Altına hücumla bitmiştir.
Aslında spekülatif balonlar sadece ekonomide olmuyor, toplumun siyasi eğilimlerinde de rastlamak mümkün. Tabi burda toplum mühendisliğinin de büyük yönlendirmesi var. Örneğin TR’deki siyasi balonun adı “Tayyip fanatikliği”…
Tarihte yaşanmış diğer balonlarla ilgili derleme yazılarınızı dört gözle bekliyoruz. Beyninize sağlık.
Dr.ilknur üner
Yorumunuz için çok teşekkürler Selim bey.Aslında ‘altın’ benim de ilgi duyduğum bir konu.Sizin gibi altın alım satımı teknik analizi gibi konular üzerinde çalışmasam da ileride altın ile ilgili bir kitap kaleme almak istiyorum.O nedenle bu konuda tavsiye edeceğiniz kaynak vs varsa okumak isterim
atalip
İlknur hanim yine ilginç bir konuyu yazmışsınız teşekkür ederim. Selim bey de sonunu altınla bağlamış ki, galiba kendisi haklı.
Ben de bir katkıda bulunmak istiyorum; Her ne kadar altın çok önemli bir metal olsa da devletlerin kağıt parası da o derece önemli.Kağıt para için vergi salmaya gücü olan bir devlet ve onun bastığı bir kağıt paraya dayalı bir vergi sistemi gerekir. Devletler vergiyi kendi bastıkları para ile istedikleri için basılan paranın yerine ikam edilebilecek bir başa değer sistemi yok. Dünyada vergi oldukça kağıt para da olacak. Zaten vergi salıp da bu vergiyi bir başka şekilde de tahsil etmeye razı bir devletin parası pul olmaya mahkumdur. Kimse güvenmez o paraya.
Dr.ilknur üner
Atalip bey, yorumlarınız için asıl ben teşekkür ederim.Devletin para basma yetkisi,, vergi toplama yetkisinin ne olması ve nasıl kullanılması gerektiği yüzyıllardır tartışılan konular.Ben de yazılarımda mümkün olduğunca gerçek hikayeleri paylaşmaya çalışıyorum.Tarih bilmeyen, tarih okumayı sevmeyen bir toplum olduğumuz için geçmişteki olaylardan da az ders aldığımızı düşünüyorum.Bunca iktisat fakültesi varken neden iktisat eğitimi sırasında klasik, neoklasik öğretiler anlatılırken bu hikayeler paylaşılmıyor, neden iktisat sevdirilmiyor veya nedne yeni bir soluk getirmiyoruz diye çok düşünüyorum.
Yeni yazdığım kitabı paylaşacağım okurlarımın başında geliyorsunuz.
Görüşmek dileğiyle