Mart 2017
Dünyanın en büyük vadeli altın borsası olarak bilinen COMEX’te Fiziksel Altının Kağıt Altını Karşılama Oranı, tarihi diplerde!
Bir başka ifadeyle; her bir ons altın üzerinde hak iddia eden pozisyon sayısı rekor zirvelerde dolaşıyor.
Üstelik bu seviyeler, küresel para çetelerinin 2013 Nisan’daki altın fiyatlarını çökertmek için adice manipülasyon yapmak zorunda kalmalarına neden olan seviyelerden kat be kat tehlikeli bir hal almış.
Bu noktada, Robert Schoon’un kaleme aldığı “Akbaba’nın Sırası: Krizden Korunmanın ve Bir Yandan Zenginleşmenin Sırları” adlı kitabında bahsettiği ‘gelişmekte olan altın boğası’nın 5 Aşamalı senaryosunu dikkate almakta büyük fayda var. Bu senaryoya göre; altında bugün bulunduğumuz 3. aşamadan 4. aşamaya geçişin arefesinde olabiliriz.
Schoon, bu kitabında gelişmekte olan altın boğasının beş aşaması olacağını yazıyor ve bu aşamaları aşağıdaki gibi belirliyor:
1. Aşama: Altın fiyatının baskı altında tutulduğu dönem. Merkez bankaları, büyük yatırım bankaları ve bazı altın madencileriyle işbirliği yaparak, altın fiyatını suni olarak düşük tutuyor.
2. Aşama: Altın fiyatı yükseliyor. Merkez bankalarının tüm çabalarına rağmen altın yükseliyor ve fiyatı %100 artıyor.
3. Aşama: Altın fiyat hareketliliği giderek artıyor. Sarı metalin fiyatı giderek daha büyük günlük çıkış ve inişler sergiliyor.
4. Aşama: Altın fiyatı yukarı doğru patlıyor. Finansal sistemdeki bir kriz, altın fiyatı manipülasyonlarına son veriyor. Sarı metal daha önce görülmemiş seviyelere tırmanıyor. Tüm yatırımcılar altına hücum ediyorlar ve manipülasyonu gerçekleştiren çevrelerin havluyu atmasına yol açıyorlar.
5. Aşama: Altın fiyatı stabilize oluyor. Kriz ortamı yerini düzene bırakyor. Pek çok kişi ve kurumun ciddi kayıpları olmasına rağmen, yeni gerçekler ışığında piyasalar tekrar işlemeye başlıyor.
Schoon’e göre; kendisi kitabı kaleme aldığı sıralarda altın fiyatı 650$ civarında ve henüz 2. Aşama’daymış. Bugünse 3. Aşama’dayız ve sarı metalin fiyatı son bir kaç yıldır 1050$-1380$ arasında geniş bir bantta dalgalanıyor. Bu aşamada, finansal ortam giderek belirsizleştikçe büyük fonlar hızlı biçimde altına giriş ve çıkışlar gerçekleştiriyorlar.
Yazarın sözkonusu tezindeki altın manipülasyonu birçoğumuza göre fantastik bir iddia gibi gelebilir. Ancak; altın ons fiyatının 2013’teki çakılışıyla ilgili bazı çarpıcı ayrıntıları irdelersek, altın piyasasında büyük fiyat hareketlerinin hiç de masum olmadığı gerçeğini kolaylıkla görürüz…
Bu önemli ayrıntılardan birkaçı;
– Goldman Sachs, Ocak 2013’te altın fiyatının 1.200$’ düşeceğini öngördü ki; o tarihte altın onsu 1650$ cıvarında seyrediyordu. O tarihte bu öngörü, gelir getirme ihtmali sıfıra yakın bir tahmindi. Ama sonra, Goldman Sachs güzel talih (!)’ine kavuştu. Nisan ayında birden altının “dibi çıktı” ve fiyat neredeyse 1.300$’a kadar geriledi.
– Nisan’da “operasyon” öncesinde fiziksel altın ve gümüş stokları kaygı verici düzeylere inmişti. Operasyon sayesinde, Comex’in fiziksel altın bazında ödeme aczine düşmesi önlenmiş oldu. Aynı zamanda, fiziksel altın ve gümüş stokunun daha az maliyetle artırılması sağlandı.
– Hem Aralık 2012’de hem de 2013’ün ilk ayında gerçekleştirilen “satış operasyonları”nın Stamford, Connecticut merkezli bir yatırım fonu tarafından gerçekleştirildiği öğrenildi. Tesadüf bu ya, söz konusu fon daha önce birkaç kez “kanuna aykırı” hareketlerde bulunmuştu. Yani piyasa manipülasyonu için oldukça uygun bir aday.
– Operasyonun gerçekleşme şekli de bir hayli ilginç…
12 Nisan’da New York vadeli altın sözleşmeleri piyasası açıldığında, bir anda 100 tonluk Haziran vadeli altın satış sözleşmesi piyasayı bir anda 1540$ seviyesine indirdi. (Bu seviye, çok önemli bir destek seviyesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda pek çok kişi tarafından 2000 yılına kadar uzanan bir yükselen trend çizgisinin “son kalesi” anlamına geliyordu. Yani bu seviye ihlal edilirse, trend çizgisi kırılmış olacaktı.) Ama sonradan anlaşıldı ki bu sadece başlangıç atışıydı. Gün içinde tekrar tekrar altını aşağıya çekecek “salvolar” düzenlendi.
Daha sonradan, bu ilk salvonun Merrill Lynch’in borsa ekibi tarafından hayata geçirildiği öğrenilecekti.
İlk salvoyu çok daha şiddetli bir ikinci dalga izledi. Sadece 30 dakika zarfında, 300 tonluk satış emri daha verildi. Bunun normal bir satış opreasyonu olmadığı her halinden belliydi. Çünkü altın önemli bir destek seviyesindeydi. Normalde, teknik analiz kuramları gereği bu seviyelerde yüklü satış değil, alış baskısı gözlemlenir. Ama hadi bunun gerçekleşmediği, aksine elinde yüklü miktarda altın olan birisinin piyasadan çıkmaya çalıştığı varsayılırsa, yüklü miktardaki altını birden (30 dakika içinde) değil yavaş yavaş, gün boyunca satışlara yayarak satması, satışı yapan taraf açısından daha mantıklıdır.
Özetle, bu kadar fazla altının bir anda satılmasındaki amaç fiyatı aşağıya çekmekten pek başka birşey olamaz.
Bunun ötesinde, fiyatın önemli bir destek seviyesinde bulunması, amacın fiyatı düşürmenin ötesinde, altına teknik anlamda hasar vermek ve böylece zarar durdurma (stop loss) emirlerini tetikleyerek aşağıya doğru daha da fazla satış baskısı yaratmak olduğu söylenebilir.
Fiyat düşüşü, altın stokunu artırma niyeti olan merkez bankaları (başta Çin Merkez Bankası) ve Orta Doğu’daki varlıklı kişi ve kurumların da pek hoşuna gitti. Çünkü bu çevreler de normalde alamayacakları fiyattan altın alma şansı elde ettiler. Görünüşe göre “kısa çubuğu çeken” sadece küçük yatırımcı ve Comex’te uzun pozisyonu olanlardı.
Aralık 2012 – Ocak 2013 arası dönemde toplam 20 milyar dolarlık altın satışını Stamford, Connecticut merkezli bir yatırım fonu gerçekleştirmiş olsa da, bu fon tek başına hareket etmiyordu: Çok daha büyük bir kurumun “maşa”sıydı. Ocak 2013’te yaptığı 1200$’lık tahmin ışığında, bu kurumun Goldman Sachs olma ihtimali bir hayli yüksek…
Schoon’un 4. Aşama’da “altın piyasasındaki manipülasyona son verecek” diye bahsettiği finansal bir krizin konjonktüre bakılırsa, tahvil balonunun patlamasından kaynaklı olacağı kuvvetle muhtemel.
Böyle bir finansal felakette tüm yatırımcıların altına hücum etmesiyle, İtibari Para Sistemi daha önce hiç olmadığı kadar sorgulanacak. O halde, Altın Standardı Sistemi’ne yeniden dönüş olur mu? Bu, kimin ne kadar fiziki altın sahibi olduğuna bağlı… Sistemi her zaman hükmü altında kontrol edenler, “işe yaramaz yiyiciler” olarak gördükleri büyük çoğunluğun elinden altını bir şekilde gasp ettikten sonra Altın Standardı’nı getirirler.
Altın fiyatları kimsenin hayal edemediği seviyelere geldiği zaman, kağıt altın ile fiziki altın arasındaki fiyat makası çok büyük ölçekte açılacaktır ki, bu makas açılması yeni bir olgu değil. Zaman zaman bazı ülkelerde (Hindistan’daki gibi) bankada nakdi olarak bulundurulan altın fiziki olarak çekilmek istendiğinde ekstradan bir ödeme yapılması gerekiyor.
Sistemde kağıt altını olanları söğüşlemek kolay da, fiziki altın tutanlar için daha radikal ve zorba yöntemler gerekecek. ABD’de 1930’lu yılların ABD’sinde bireylerin ve bankaların ellerindeki altınları Amerikan Merkez Bankası’na teslim etmeye zorlandıkları gibi… Bunun için hükümetler, vatandaşlarını çok düşük fiyattan altını ellerinden çıkarmalarına razı edecek yüksek vergi toplama, enflasyonu olduğundan çok daha düşük gösterip ücretleri bu sahte rakamlara göre düzenleyerek bireylerin alım gücünü düşürme gibi politikaları benimseyeceklerdir. Nitekim; tarih boyunca hükümetler ile geniş halk kitlelerinin ekonomik çıkarları birbiriyle hep ters düşmüştür.
FED’in faiz artırma hikayesini yıllardır dillendirmesi, altını baskı altında tutma komplosunun önemli bir ayağını oluşturuyor olabilir. Sürekli gündemde tutulan bu faiz hikayesiyle güçlenen dolar, kırılgan ekonomili bir çok ülkenin altın rezervlerini bozdurmaya itiyor. Bu arada, yerel parasının değeri düşen ülkelerde altın fiyatları yüksek seyrettiği için eskisi kadar bireylerden fiziki talep gelmiyor.
Krizin durulup fiyatların dengeyi bulduğu 5. Aşama’da hükümetlerin olası zorba yaptırımları kalkmış olur. Gaspa direnip altınlarını elden çıkarmayanlar mükafatlarını fazlasıyla almış olacaklardır.
Altına inananlara umut olması dileğiyle…
Not: Yatırım tavsiyesi değildir.
0 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş