Her zaman kötümser olmakla suçlanırım, ama bugün iyimser konuşacağım. Piyasaların yolu açık. Küresel rüzgarları arkasına alan piyasalarımız Mart ortasına kadar prim yapmaya devam edebilir. Risk yok mu? Var elbette. Siyasette yapılacak hatalar ve TCMB’nin erken faizleri indirmeye başlaması bunların başlıcası.
Önce küresel gelişmelerden başlayalım, çünkü bunlar parayı Türkiye gibi riskli Gelişmekte Olan Ülkelere (GOÜ, Piyasalar = GOP) itiyor. Dünya ekonomisi 2017 ile birlikte hızla toparlanmaya başladı. Gelişmiş Ülkelerden yayılan talep dalgasının GOÜ’i de için alarak katlandığını görüyoruz. Enflasyon da yükseliyor, ama henüz Fed ve AMB gibi para politikaları küresel finansal koşulları etkileyecek merkez bankalarının duruşunu değiştirecek ölçüde değil.
Yani, Yellen uyarılarda bulunsa da, yatırımcılar Fed’in Mart’ta faiz artırımlarına başlayacağına inanmıyor. AMB ise 2017 boyunca tahvil alarak Euro-bölgesi’nde toparlanmayı destekleyecek.
Trump’ın izleyeceği politikalar başta, bir dizi politik belirsizlik var, ama yatırımcı Brexit, Trump’ın seçilmesi ve İtalyan referandumu sonrasında ne ekonomi, ne de piyasaların olumsuz tepki vermediğini gördü. Şu anda politik riskleri ciddiye almıyor. Küresel piyasaların ritmini belirleyen ABD, Almanya ve Japonya 10 yıllık DİBS’de ise REEL getiriler ekside.
Para hızla GOP’a kayıyor. Geçen hafta GOP fonlarına 4 milyar dolar girdi. Hazinemiz 10 yılık ihracında 1.25 milyar dolar hasılat elde ederken, faiz de bir öncekine göre 50 baz puan düştü. Bunun nedeni AB’de kurumsal tahvil faizlerinin DİBS’e göre hızla gerilemesi.
Dev fonların portföylerinde hala bol nakit var, bireyler hızla riskli varlıklara yatırım yapıyor, dolayısı ile GOP’a para girişi devam edecek.
Türkiye’ye döndüğümüzde ise hükümetin iki çok önemli mesaj verdiğini görüyoruz. Bunların ilki halk oylamasına kadar ekonomik büyümenin her yol denenerek teşvik edileceği. 1Ç2017’de büyüme 4Ç2016’ya göre daha güçlü çıkacak. İkinci mesaj ise TL’nin değer kaybına izin verilmeyeceği. Cuma günü TCMB reeskont kredilerinin TL’yle geri ödenmesine imkan tanıdı. Bazı kaynaklara göre bu imkan 5.5 milyar dolar dövizin bozdurulmasına neden olabilir ama bu rakamı teyit edemiyorum.
Bir anlamda, yatırımcılar Türkiye’ye gelmeleri için halk oylamasına kadar açık çek aldı: Güçlenen büyüme ile 1Ç’de artacak şirket karları, istikrarlı TL ve faizler.
Riskler yok mu? Bir dizi risk var. Küresel düzlemde tahvil ve hisse senedi fiyatlaması iki zıt Trump senaryosu içeriyor, ama müsaade edin bu konuyu başka bir blogda açıklayayım. Çin’de balonların patlaması veya Trump’ın akıl almaz bir icraat ile tüm dünyayı şoke etmesi de Kara Kuğu cinsinden tehditler.
Türkiye’de ise siyaset tam bir kara kutu. Her sabah yeniden açıyoruz ve içinden şeytanlar çıkıyor. Viranşehir’de kalbimi dağlayan terör vakası bu beladan kurtulamadığımızı ve halk oylaması yolunda istikrarımızı bozmak isteyenlerin yeni kumpaslara girişeceklerini anımsatıyor. En büyük risk hükümetin ekonomik teşviklerden tam randıman almak için TCMB’yi halen %10.4 civarında seyreden efektif fonlama faizini kesmeye zorlaması.
En iyimser koşullarda dahi Türkiye’de ralli Mart’ın ikinci yarısında duraksar. Çünkü, ANAR gibi AKP’ye sempati ile bakan fakat tarafsız araştırma yapan anket kurumları oyların ”bıçak sırtında” olduğunu itiraf ediyor. Bence bu denge sandık gününe kadar devam eder. Yatırımcılar halen gayet rasyonel olarak EVET oylarının zaferini fiyatlıyor. Referandum yaklaşıp da AKP’nin zaferinin garantide olmadığının görülmesi, havayı değiştirecektir.
FÖŞ
Facebook sayfalarımı ziyaret edin
https://www.facebook.com/ayesilada
Twitter: @AtillaYesilada1
1 adet yorum
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız
Giriş